Genetigi Degistirilmis Organizmalar (GDO) Türkiye'yi son yillardaki en büyük tehditlerinden biri. Özellikle yabanci kaynakli yollardan ülkeye sokulan ve insan sagligini direkt olarak etkileyen GDO'lara artik bir önlem alinmali.
Genetigi Degistirilmis Organizmalar (GDO) birtakim siyasi zaaflar nedeniyle ne yazik ki yasamimizin her alanina girdi. Insan sagligina zararli olmasi nedeniyle üretildikleri ülkelerden üçüncü dünya ülkelerine ihraç edilen GDO'lara Türkiye'de rastlamak hiç de zor degil. Insan genlerini tamamen harap eden bu gidalara karsi artik bir bilinç olusturulmali. Aksi halde genlerimiz degismeye devam edecek. Gelin: "Gidaniza el sürdürmeyin"
GDO nedir?
Bir canlinin gen diziliminin degistirilmesi ya da ona kendi dogasinda bulunmayan bambaska bir karakter kazandirilmasi yoluyla elde edilen canli organizmalara "Genetigi Degistirilmis Organizmalar" veya kisaca GDO adi veriliyor.
Bir canlidan digerine gen aktarimi, bir çesit kesme, yapistirma ve çogaltma islemi olup, genetik mühendisler tarafindan uygulaniyor. Aktarilacak gen önce bulundugu canlinin DNA'sindan kesilerek çikariliyor. Sonra vektör adi verilen tasiyici virüs ile bu gen DNA molekülüne yapistiriliyor.
Frankestayn Gida olarak da nitelenen GDO'lar bugün kolera bakterisi geni tasiyan yonca, akrep geni tasiyan pamuk, tavuk genli patates, balik genli domates gibi gidalar seklinde karsimiza çikiyor.
Insanlik bugün dogal çesitlilige zarar vererek tür zenginliginin yok olmasina yol açan GDO'larin çesitli yollardan yayilarak yeni Frankestaynlar yaratma tehlikesiyle karsi karsiya.
Neden GDO'ya Hayir?
Canlilar üzerinde yapilan bu degisiklikler; canli sagligi, biyolojik çesitlilik, ekolojik dengelerin bozulmasi, ekonomik bagimlilik, canlilarin yasam hakkinin elinden alinmasi ve canlilar üzerinde mülkiyet hakki tanimasi açisindan önemli tehdit ve riskler tasimaktadir.
Gen: Içinde bulundugu hücre veya organizmada özel bir etkisi olan, kusaktan kusaga ve hücreden hücreye geçen kalitimsal ögedir. Genler, yasamin yapi taslarini olusturan binlerce proteini tasiyan ve bakteriden insanlara miras kalmis tasarimlardir.
Yasam bütündür ve bütün canli organizmalar(mikroorganizmalar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar), milyonlarca yil boyunca degiserek bugüne geldiler. Insanligin da yasamsal ihtiyaçlarinin kaynagi olan bu zenginlik, dengeli bir alis-veris ve ekolojik bütünün her bir unsuru (tüm canlilar, toprak, su, günes, ay, hava vs) ile etkilesim içinde geliserek çesitlendi. Bu degisim, dogal olmayan yollarla, sadece belli noktalarda hizlandirilsa ne olur?
GDO'larin tehdit ve riskleri
-Insan ve hayvan sagligina etkileri
Alerjik reaksiyonlar, zehirleyici etkiler, antibiyotiklere karsi dayaniklilik olusturmasi,
Bt'nin (Bacillus thuringiensis) etkileri, sagliksiz hayvanlar ve hayvansal ürünler, sagliksiz beslenme ve yol açtigi sorunlar.
3. Ekonomiye ve Üretime Etkisi
Yasam patentlenemez! GDO'lar ekonomik bagimlilik ve canlilarin yasam hakkinin elinden alinmasi ve canlilar üzerinde mülkiyet hakki taninmasi açisindan önemli tehdit ve riskler tasiyor.
Genetik yapisi degistirilen ürünlerin ekonomik olarak getirdigi en büyük sakincalardan biri bu ürünlerin patent hakkinin tüm dünyada birkaç çok uluslu sirketin elinde olmasi. Bu çalismalari yapan sirketler en büyük kazançlarini patent bedeli tahsil ederek sagliyorlar. Çiftçi, terminatör (yok edici) genlerle kisirlastirilan tohumlari her yil yeniden almak zorunda kaliyor. Bu da çiftçiyi çok uluslu tohum üreticisi sirketlere bagimli kiliyor.
Dünyanin önde gelen GDO üreticisi firmalardan tohum alan çiftçilerinin ürünlerinin verdigi yeni tohumlari tarlalarina ekme haklari yok. Üretici firmalar bu tohumlarin korsanligini yapanlarin önüne geçmek için komsu ispiyonu gibi en basit yollardan dedektif tutmaya kadar her yola basvuruyor. Bugüne kadar yüz kadar çiftçi, mahkeme süreçlerinden kurtulmak için ürünlerini yakti, üretici firmaya tazminat ödedi ve banka hesaplarini incelenmeye açti.
(2000 yili rakamlarina göre; dünyada 500 bin'den fazla gene patent verildi. Bunlarin %27'si -161 bin 195 adet- insan genine ait.)
Küresel ölçekte üretilen bitkiler üzerinde 132 patent bulunuyor.
Misirda 68
Patateste 17
Soyada 25
Bugdayda 22
Açliga çare degil!
Genetik mühendisleri ve GDO üreticilerinin verim artisini öne sürerek, gidalarda uygulanan gen aktarimlarinin açliga çare olacagi savlari ise tamamen bir aldatmaca.
BM Gida ve Tarim Örgütü'nün (FAO) raporuna göre tahil üretimindeki artis, dünya nüfusundaki artistan %50 daha fazla ve açligin asil nedeni dünyadaki gidanin adil olmayan dagilimi...
ABD Tarim Bakanligi'nin verilerine göre, Amerika'da her yil üretilen gidanin %25'inden fazlasi israf ediliyor.
Sadece 1995 yilinda çöpe atilan gida miktari, 43 milyon ton.
Bir kisinin günde ortalama 1.5 kilo gida tükettigi düsünüldügünde, israf edilen gidanin yarisi ile 40.000.000 kisinin doymasi mümkün.
Sadece %5'i bile geri kazanilsa 4.000.000 insanin doymasi saglanabilir.
Dünyada açlik sinirinin altinda 800.000.000 insan oldugu biliniyor.
Bir günde açliktan ölen çocuk sayisi ise ortalama 35.000
Yani sadece Amerika'nin bir günde israf ettigi gidanin, % 15'i ile, ölen tüm çocuklarin hayati kurtarilabilir.
Hangi ürünler GDO'lu olabilir?
Bugün dünyada genetigiyle oynanmis pek çok ürün bulunuyor: Misir, patates, domates, pirinç, soya, bugday, kabak, balkabagi, ayçiçegi, yer fistigi, bazi balik türleri, kolza, kasava, papaya.
Bunlarin disinda çalismalarin devam ettigi ürünler: Muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz, kanola.
Üretimi sirasinda içeriginde GDO kullanilmis çok sayida ürün bulunuyor: Misir ve soya genleriyle oynanmis bitkiler arasinda ilk siralarda yer aldigi için bu bitkilerden üretilen yan ürünlerin kullanildigi bütün ürünler GDO'lu olma riski tasiyor:
o Misir ve soyadan üretilen yag, un, nisasta, glikoz srubu, sakkaroz, fruktoz içeren gidalar günlük tüketim maddeleri arasinda yer aliyor. Örnegin; Bisküvi, kraker, kaplamali çerezler, pudingler, bitkisel yaglar, bebek mamalari, sekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazir çorbalar, misir ve soyayi yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gidalar ile pamuk GDO'lu olma riski tasiyan gidalarin basinda geliyor.
o Sadece misirdan üretilen ve çesitli gidalarda "bilesen" veya katki maddesi olarak kullanilan yan ürün sayisi 700'ü, soyadan üretilen türevlerinin sayisi ise 900'ü buluyor. Yani bu yan ürünleri içeriginde kullanan her bir islenmis ürünün GDO'lu olma riski bulunuyor.
Avrupa'da 15 ülkede 16.029 kisiyle yapilan ankette*
Genetigi degistirilmis ürünlere
Karsiyim, diyenler %71
Karsi degilim, diyenler %17
Fikrim yok, diyenler %12
Türkiye'de denetim yok!
GDO'lu tohum Türkiye'de yasaklanmis olsa da, bu tip ürünlerin ithalatinin kontrolü yok ve girisler sadece beyana dayali... Ayrica gümrüklerde bu konuda herhangi bir kontrol bulunmuyor.
Gen aktarilmis ürün yetistiriciliginin de yasak oldugu Türkiye'de, Tarim ve Köyisleri Bakanligi Tohumluk Ithalat Uygulama Genelgesi'ne göre (1988), yalnizca arastirma ve deneme amaçli olmak üzere, Bakanlikça uygun görülen bu tip tohumluklarin ithaline mevzuat çerçevesinde izin veriliyor. Tarim ve Köy Isleri Bakanligi'nin bazi deneme sahalarinda kontrollü olarak GDO bitki yetistiriciligi yapiliyor. Ayni genelgeye göre, gerek deneme gerekse ticari amaçla degerlendirilmek üzere yapilacak tüm aktarma genli olmayan bitki çesitlerine ait tohumluklarin ithalatinda ise, ithalatçi firma tarafindan söz konusu tohumlugun aktarma genli olmadiginin beyan ve taahhüt edilmesi gerekiyor.
GDO içeren ürünlerin Türkiye'ye ithali serbest: Türkiye'de GDO içeren ürünlerin piyasada satilma riski oldukça yüksek. Çünkü bu konuda herhangi bir yasal düzenleme bulunmuyor. Bu nedenle tüketiciye sunulan pek çok ürünün GDO'lu olma riski bulunuyor. Riski en yüksek olan ürünler, içeriginde misir ve soyadan elde edilen yan ürünleri içeren ürünler. Çünkü Türkiye misir ve soya ithalatinin büyük bölümünü en büyük genetigiyle oynanmis misir ve soya üreticileri ABD ve Arjantin'den sagliyor.
Gidanizin kontrolü için ne yapabilirsiniz?
o Bilgi edinme hakkinizi kullanin. Günlük olarak en çok tükettiginiz gidalarin, süphe duydugunuz tohum ve yemlerin listesini çikararak Tarim ve Köyisleri Bakanligi'na Tarim Il ve Ilçe Müdürlükleri kanaliyla bu gidalarin GDO'lu olup olmadigini sorabilirsiniz. Bilgi Edinme Yasasi'na göre, yetkililer sizi 15 gün içinde konuyla ilgili bilgilendirmek zorundalar.
(Basvuruyu yapan sahislar www.adalet.gov.tr/gercek.doc tüzel kisiliklerse www.adalet.gov.tr/tuzel.doc adresindeki basvuru formunu doldurarak bilgi edinme hakkini kullanabilirler)
o Alisverislerinizde magazanin dilek/sikayet kutusuna ürünlerin GDO'lu olup olmadigini bilmek istediginiz yolunda isteklerde bulunun. Ürünlerin üzerine GDO konusunda uyarilar konulmasini talep edin. Üretici ve saticilarin tüketicilerin talep ve ihtiyaçlarinin göz önünde bulundurmasi gerektigini ve kamuoyunun yarattigi baski gücünün ne denli etkili olabilecegini unutmayin. Sürekli ürünlerini satin aldiginiz gida firmalarinin tüketici servislerine aldiginiz ürünün GDO'lu olup olmadigini sorun.
o Süphe duydugunuz ürünleri siz de bizzat Ankara Il Kontrol Laboratuvari ya da Bursa Gida Merkez Arastirma Enstitüsü'ne analiz ettirebilirsiniz. Ancak analizler ücret karsiligi yapiliyor. (Ankara Il Kontrol Laboratuvari Müdürlügü Tel:312.3150089 Bursa Gida Kontrol ve Merkez Arastirma Enstitüsü Müdürlügü Tel:224.2464721-22-23)
o GDO'ya Hayir Platformu'nun "Yasam Patentlenemez" baslikli kampanyasina imzalarinizla destek verebilir, kampanyada gönüllü olarak görev alabilirsiniz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol