TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi ve Kimya Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Dr. Erol Özkan, TBMM'de görüsülen, "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sagligi, Gida ve Yem Kanun Tasarisi"nin, sorumlu yöneticilik müessesini kaldirmasi nedeniyle, kriz ortaminda neden olacagi istihdam sorunlari ve issizligin yaninda, gida güvenligi ve halk sagligi alaninda çesitli olumsuzlar yaratacagini bildirdi.
Hafta sonu TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Baskani Dr. Gökhan Günaydin, Gida Mühendisleri Odasi Baskani Petek Ataman, Kimya Mühendisleri Odasi TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Alaeddin Aras ve Tüketici Haklari Dernegi Baskani Turhan Çakar'in yaptigi ortak basin açiklamasi hakkinda bilgi veren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi ve Kimya Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Dr. Erol Özkan, toplantida, halen TBMM'de görüsülen; “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sagligi, Gida ve Yem Kanun Tasarisi”nin, sorumlu yöneticilik müessesini kaldirmasi nedeniyle, kriz ortaminda neden olacagi, istihdam sorunlari ve issizligin yaninda, gida güvenligi ve halk sagligi alaninda yaratacagi olumsuz-luklara ve tehlikelere isaret edildigini söyledi.
Uygulamanin halk sagligini hiçe sayacagini bunun ise kabul edilebilir olmadigini vurgulayan Özkan, "Tasarinin bu haliyle yasalasmasi durumunda, bir takim kulis ve lobi faaliyetlerinin insan sagliginin ve güvenli gidaya ulasmak en dogal hakki olan halkimizin bu en dogal haklarinin önüne geçtiginin göstergesi olacaktir" dedi.
Basin açiklamasinda Türkiye'de gida denetimlerine yeterince önem ve-rilmediginin yapilan denetimlerde karsilasilan manzaralar nedeniyle ortada oldugunun ifade edilerek, ülke genelinde 40 bin kayitli gida isletmesi bulundugunun aktarildigini kaydeden Özkan, bu sayinin üretici, dagitici ve saticisinin da zincire eklenmesi ise 500 binin üzerine çiktiginin belirtildigini bildirdi. Tarim ve Köyisleri Bakanligi bünyesinde gida denetçisi olarak çalisan 5 bin civarinda kamu görevlisi oldugu düsünüldügünde tüm kollari ile 500 bin firmanin yer aldigi bir sektörün tamamen denetlenmesinin mümkün olmadigi kaydedildi.
Açiklamada, su ifadelere yer verildi; "15 yildir sürdürülmekte olan sorumlu yöneticilik müessesesi, gida isletmelerinin, isletmelerde çalisan teknik elemanlarin hizmetleriyle hijyen standartlarinin yükseltilmesi ve gida güvenliginin saglanmasi; böylelikle bir anlamda bu isletmelerin içeriden denetlenmesi hükmünü getirmistir. Bakanligin denetim gücünün yetersiz oldugu mevcut ortamda, bu isletme-lerde çalisan gida, ziraat ve kimya mühendisleri, karsilarina çikarilan her türlü zorluga karsin, halkin gida güvenliginin saglanmasi için teknik hizmetlerini ortaya koymuslar, yasanan sorunlarin giderilmesi için etkin çaba göstermislerdir. Bu yaklasimdan atilacak geri adimin yaratacagi toplum sagligi sorunlari ürkütücü boyutta olacaktir.
Buna karsilik, halen TBMM'de görüsülmekte olan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sagligi, Gida ve Yem Kanun Tasarisi, sorumlu yöneticilik müessesini kaldirmakta, 30 beygir gücü ve 10 çalisanin altindaki büyüklükteki isyerlerini teknik eleman çalistirma zorunlulugundan muaf kilmaktadir. Türkiye'deki 40 bin gida isletmesinin yaklasik yüzde 80'inin 30 beygir gücü ve 10 çalisanin altinda kapasiteye sahip olduklari ve gida güvenligine aykiri uygulamalarin agirlikla bu isletmelerden kaynaklandigi degerlendirildiginde; sözü edilen Tasari'nin, gida güvenligi ve halk sagligi için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacagi kolayca öngörülebilir.
Bir Hükümet Tasarisi niteliginde olan düzenleme, 30 beygir gücü ve 10 çalisanin altindaki büyüklükteki isyerlerini mikro isletme olarak saymakta ve adeta gida güvenligi açisindan risk yaratmadiklari kabulü ile bu isletmeleri kapsam disinda birakmaktadir. Oysa gerçek, Tasari'nin bu genel kabulünün tam tersinedir.
Kapasite raporlari incelendiginde görülecektir ki, örnegin günde bin kg dondurma üreten veya günde 4 bin adet ekmek çikaran isletmeler, Tasari'nin iddiasinin aksine mikro isletmeler degildirler. Bunlar, halk ve tüketici sagligi açisindan büyük riskler yaratabilecek ölçüde üretim gücüne sahiptirler. Bu riskler, kisa vadede gida zehirlenmesi olabilecegi gibi, uzun vadede toksik ve kanserojen etkiler de olabilecektir.
Üstelik bilinmektedir ki, yalnizca isletme sahibinin bilgisine ve aliskanliklarina terk edilmis bu tip isletmelerin gida üretimleri, kamunun denetim gücünün oldukça eksik ve yipranmis oldugu günümüz kosullarinda, her gün basina yansiyan bir baska gida skandalinin konusu durumundadirlar.
Bu çerçeve içinde diyoruz ki; gida güvenliginin vazgeçilmezligi ilkesi çerçevesinde, dogru üretim yapma gayreti içinde olan esnafi da koruyan çözümler bulunmali ve yasama geçirilmelidir.
Bu dogrultuda, gida güvenligini saglama amaçli mevcut düzenlemeden geri adim atarak halk sagligini riske etmek ye-rine; hem isletmelerin teknik ve hijyenik standartlarinin yükseltildigi ve hem de personel çalistirmanin küçük isletmeler üzerine bir yük olusturmayacagi ara çözümler, sorunun halk, esnaf ve mühendis ortak yararina olacak biçimde çözümlenmesi için en dogru yol olarak görülmektedir.
Bu sonucun ortaya çikmasi, tüm gida isletmelerinin eksiksiz bir biçimde teknik eleman çalistirma zorunluluguna tabi tutulmasi, 20 BG ve bes kisiden daha az kapasiteye sahip isyerlerinde görev yapacak, isin nevine göre konusuyla ilgili lisans egitimi almis personelin yetkilendirilmis denetçi niteligiyle kamu adina çalismasi ve bir anlamda denetim yapmasi, hizmetinin karsiligi olan ücret ve sosyal güvenlik primlerinin ise tarim bütçesine konulacak ödenek ile karsilanmasi ile mümkündür.
Böylece küçük esnaf, isyerinde kamu finansmani ile çalisacak ve niteligi madde kapsaminda sayilmis olan personelin hizmet ve denetimine kendi isyerini açik tutmak ve bundan yarar saglamak suretiyle, bir taraftan isyerinin standartlarini yükseltecek, diger taraftan herhangi bir finansman yükü altina girmeyecektir.
Bu yöntemde, ayni zamanda, konu ile ilgili lisans egitimi almis personel isyeri sahibinin çalisani konumundan çikarilmakta, böylelikle mevcut sistemin aksayan en önemli kismi da yeniden ve uygun biçimde düzenlenmis olmaktadir.
Sözü edilen yöntemin tarim bütçesinde doguracagi finansman yükünün, yillik 100 milyon TL düzeyinde olacagi, tarafimizdan hesaplanmaktadir.
Bu rakam, 5.5 milyar lira olan toplam tarim bütçesinin 50'de 1'inden daha azdir. Bizler, meslek odalari ve sivil toplum örgütleri olarak, halk ve kamu yararina olan bu teklifin yasama geçirilmesi için, TBMM'yi göreve davet ediyoruz.
Bunu yapmak yerine mühendisi üretim süreçlerinden dislayip halk sagligini hiçe sayan bir tutumun gelistirilmesi tercih edilirse, bilinmelidir ki, tüketici dernekleri ve meslek odalari olarak, karsilikli çikara dayali bu temiz olmayan iliski biçimini desifre etmek için, üyelerimiz ile birlikte her türlü mesru mücadeleyi yürütmek kararligindayiz."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol