GÜNLÜK ISLERIN IÇINDE OKUMA SIRASI GERILERDE

Islam'in Peygamberi Hz. Muhammed ümmetine "Oku" DEMISTIR. "oKU" DEMEKLE ÜMMETINDEN HAYATI VE DÜNYAYIANLAMASINI ISTEDIÄzI MEYDANDADIR. Peki Hz. Muhammed'in ümmeti okuyor mu? Okumuyor. Arastirmalar bunu gösteriyor.
Elimde bir arastirma var. Arastirmanin birkaç yil öncesine ait oldugunu saniyorum. Çukurova Üniversitesi ögretim üyelerinden Prof. Dr. Ibrahim Ortas'in yaptigi bir arastirmaya göre Türkiye'de 480 bin kahvehaneye karsilik, 1292 kütüphane vardir. Buna göre 57 bin kisiye bir kütüphane düsmektedir.
Bir baska arastirmada ise insanlarimizin günlük ugraslari arasinda 4.5 saatlik zamani televizyon basinda geçmektedir. Yetmis milyon insanin 3-4 milyonu okumaktadir. Buna göre insanimizin ugrasilari arasinda kitap okuma 230'uncu sirada yer almaktadir. Bu sira da hiçbir zaman gelmemektedir.
Görülüyor ki önümüzde bir mizahi durum, bir kara tablo vardir. Dini inançlarini aklin önünde tutan bir toplum Peygamberin söylediklerinden en önemlisini hâlâ yerine getirmis, kitap, gazete, dergi okumus degildir. Bundan dolayi da dünya ilerlemesinde, buluslarinda çok ama pekçok gerilerdedir. Bir tarihe göre bir Türk ile bir Avrupali arasinda 300 yila yakin bir KÜLTÜR AÇIÄzI vardir. Osmanli ilk kitabi eline aldigi zaman Avrupali geçen bu 300 yil içersinde 25 milyon kitap okumustur. Islamin Peygamberi burada soruyor ve diyor ki, "okuyanla okumayan hiç bir olur mu?" olmaz tabii. Bilenle bilmeyen bir midir? Bir olmadigini ileri toplum ile geri toplum arasindaki fark göstermektedir. Avrupali yilda ortalama 20'ye yakin kitap okurken bizim insanimiz yilda bir kitap dahi okumamaktadir.
Derlerki Dünya Aklin Hükmündedir. Yani dünyaya akil hakimdir. Akil insani dünyaya efendi kilan bir özelliktir. Dünyada aklini çalistirip gelistiren, dünya nimetlerinden en fazla yararlanan kisidir. Bu nedenle ileri uluslar tarla gibi, toprak gibi önce akli ele alip islemisler, gelistirmisler, beynin kivrimlarini açmislar, yollarini aydinlik kilmislardir. Bunu egitimle, kitapla, okuma ve kütüphane ile yapmislardir. Bugün ülkemizde kütüphane sayisi az olmakla beraber oraya gidenler daha azdir. Bir yazimda not ettigimi saniyorum. Adam filmde rol icabi, tarihteki Ipsala Cinayeti gibi, bir biçak darbesinde alti kisiyi öldürüyor. Arkadasi, "Se ne yaptin? Bu cesetleri nerede saklayacaksin" demesi üzerine, "Kütüphanelerde saklayacagim. Çünkü oralara kimse gitmez" yanitini veriyor. Gerçekten de bu sicak mekanlara insanlar okumaya, arastirmaya gitmiyorlar. Ögrenciler ödev yapmaya, buralara konmus bilgisayarlarla eglenmeye, oynamaya gidiyorlar.
Sonuç itibariyle Peygamberin ümmeti okumuyor, Mustafa Kemal Atatürk'ün milleti de okumuyor. Oysa Atatürk de okumayi, kitabi övmüs bir önderdir. Çünkü kendisi okuyan bir insandi. Istiklal Savasi'nda, Büyük Taaruz Emrini verdigi sirada Afyon Cephesi'nde Resat Nuri'nin ÇALIKUSU kitabini okumus, Ismet Inönü'ye de "Sen de bu kitabi oku" demistir.
Suraya gelmek istiyorum. "Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane" diyen atalarimiz keske bunu kütüphaneler için söylemis olsalardi. Ama nerede? Osmanli 60 milyon insandan geriye 12 milyon insan birakti ve bunlarin da yüzde 92'si okuma yazma bilmiyordu. Okuma yazmayi çabuklastirmak için Atatürk yaziyi degistirdi, Harf Devrimi'ni yapti Fakat buna ragmen insanlar okumuyorlarsa, bosa zaman geçiriyorlarsa yapacak bir sey yoktur. Geriligimize razi olmak zorundayiz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol