GÜNCE DEFTERİMDE KIRKLARELİ NOTLARI

19/12/2014 günü istasyona girişte oğlunun kafesinde eski anbarcı bakkal Hayati Şafak'a “Dedeler nereden gelmiş” diye sordum.
Hayati Şafak: Eski Yugoslavyadan,Makedonya'nın İŞTİP şehrinden gelmişiz. Babam ben kırk günlük iken vefat etmiş. Biz Müslüman Arnavutlardanız. Onyedi sene bakkallık yaptım. Elmas Trakya anbarını çalıştırdım. İştipliyiz bahçıvanlıkta yaptım. Meşhur mandıracılardan Yaşar Boyacı'nın tam yağlı koyun peynirini sattım. Ezine'den Muammer Tahsildaroğlu'nun peynirini sattım.
Meşhur mandıracı Mose Magriso'nun koyun keçi karışımı eski kaşarını sattım. Yaşım seksenaltı,eşimi kaybettim. Eşim benim her şeyimdi dedi. Kızı yanındaydı. Hayati Şafak ağabeyin bakkal dükkanı Cumhuriyet caddesinde Emek kırtasiyenin karşısında köşedeydi. Eski koyun kaşarı, tam yağlı beyaz peyniri nefisti. Rahmetli eski toptancı bakkal Ekrem Tan , iki oğlu (Gürcan ve Ercan) Hayati Şafak, Yeşova Kanetti, Selahattin Demiraco beraber çay içip sohbet ederlerdi.
İstasyon girişindeki SCALA kafede, vilayet parkında otururken eski günleri konuşurduk. Cumhuriyet Caddesi Kırklareli'nin tarihi caddelerinden biriydi. Çarşılar her zaman hareketliydi. Ulusal günlerde eski bayramlarda Şevket Dingiloğlu parkında başlayan törenlerde okullar Cumhuriyet Meydanında toplanırdılar. Çarşı parkındaki Atatürk heykeli 1930 yılında yapılmıştır.
Geceleri feneralayı yapılırdı. Çarşı parkında oturmaya yer bulamazdınız. Cumhuriyet Meydanında gençler tur atarlardı. Sevdiğini görmek tatlı bir gülümseme yeterdi.kavuşmak güzel bir hayaldi. ''ilk Aşk Kalbimin Çocuk Bahçesi'' şiirimi yazarken akşamüstü hafiften bir yağmur yağıyordu. Anılar gerçek tarihin altın sayfaları gibidir…
Balkan Türkleri kardeştir. Yörüğü, Kırım Türkleri, Müslüman Arnavutu, Boşnağı, Dağlısı(Kırcali), Kosavalısı, Prizrenlisi, Priştinelisi, Pirlepelisi, İştiplisi, Sancaklısı, Işıklarlısı aynı kültürün harmanından doğmuş pınarlardır. Atatürkün hemşerisiyiz.
Türk Bayrağı altında toplanmış insanlarız. Türkiyeyi Vatan bilmişiz. Yılbaşlarında Burhan Öcalların evde Orhan Öcal, Sebahattin Şenpazar, Sedat Batı, Selahattin Demiraco pişti oynardı. Evde annem mısır patlatırdı. Evlerde kabak tatlısı yapılırdı. Babam portakal alırdı.
Fırdöndü çevirip tombala oynardık. Tavuklar, hindiler pişirilip büryan(etli pilav) yemeği yapılırdı. Babalar çocuklarına sert davranırlardı. Çocukken cicili mors oyununu sokakta bir köşede heyecanla oynardık. Martdokuzunda istasyonda ,çamlıkta,tren yollarında gezinirdik. Herkes kardeş gibiydi. Babam çok güzel elişi renkli kağıtlardan uçurtma yapardı. Çelik çomak oynardık. Öğretmenler çarpım tablosunu ezberletirlerdi. Köy enstitülü öğretmenleriyle söyleşiler yapmıştım. Ezberci eğitim sistemi yerine üretime dönük bir eğitimde uygulanabilir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol