Gülmeyi ve güleni sevmezdi insanlar bir zamanlar.
Çocuklugumda anamdan sikça duyardim: "Bugün çok güldüm. Mutlaka kötü bir sey olacak!" derdi. Oturur, basina gelmesi beklenilen olasi kötülüklerin derdine düserdi.
Birisi biraz katmerli gülse, sustururdu birileri: "O ne biçim gülmek!" der, azarlardi.
Gülemez bazilari. Gülemeyenler veya gülmeyenler de genelde çevrelerine sevgisizlik, nemrutluk, olumsuzluk asilarlar. Bu bir gerçektir.
Öte yandan, "Bir kahkaha, iki yüz elli gram pirzolaya bedeldir!"
Degil mi?
Iste, onun için…
"Gülmek güzellestirir
Nemrutu da beti de
Yüzü gülmeyenlerin
Gülmez akibeti de
Akarina süremez
Çikinini düremez
Bir mürüvvet göremez
Tikanir kismeti de
Menziline gidemez
Olgun bir is edemez
Dili Türküler demez
Kurur bereketi de
Böyle buyurdu sair
Sani kani vesair
Güzelliklere dair
Tükenmez hasreti de
Gama yeise dalar
Sazi sapindan çalar
Düzlüklerde bocalar
Çöküsür heybeti de
Yese içse aç susuz
Gündüzleri huzursuz
Geceleri uykusuz
Savulmaz cinneti de
Sevgiye inanmaz ki
Saygiyi anlamaz ki
Takdiri tanimaz ki
Bezdirir nefreti de
Umuda sürüyemez
Çiçege bürüyemez
Salinip yürüyemez
Bagli basireti de
Sana gülmek gidiyor
Berraki böyle diyor
Hatta yemin ediyor
Yasarsin cenneti de."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol