GENÇ KIMDIR?

Gençlik hülyasina dalanlarla, gençlik elden gidiyor krizine girenlerin çevremizde bol bol bulundugunu bir materyalist dönemde yasiyoruz. Delikanli 18 – 20 yasindadir, bu yasin ve yasa ait heyecanin bütün bir ömür devam edecegini sanir. Bir uzun emel, bir hülyadir ki tutturmus gitmektedir. Bir de bakar ki 10–15 sene çok çabuk geçip gitmistir. Çevresindeki dünkü çocuklar her gün biraz daha büyümekte, serpilmektedirler. Kendine hitap ederlerken önceleri agabey, bir müddet sonra da amca demeye baslamislardir. Bazi çocuklarin otobüs ve yeralti trenlerinde kalkip kendilerine yer verdiklerini görürüler. Hatta bazi küçük çocuklar dede bile demektedirler. Bu hitap sekilleri ve hareketler ister istemez bizim gencimizde bir takim duygularin yerlesmesine sebep olmaktadir. Yaslanmakta oldugunu kabul etmeye mecbur oldugunu görmektedir.

Gençlikten ayrilmak ve yasliliga yelken açmak bir takim adamlarda, tarifi imkânsiz depresyonlar olusturmaktadir. Tutan elin tutmaz, gören gözün görmez olacagi, küçük daglari ben yarattim dercesine dik tuttugu basin, beliyle birlikte egilecegini, ayaklarin artik vücudunu tasiyamaz olacagi düsünceleri bizim yasli delikanliyi ölmeden önce öldürmektedir. Bu olumsuzluklardan kurtulabilmek için yasina yakismayan hareketler içerisine girer. Gereksin gerekmesin her gün sinekkaydi tirasini olur. Kendinden küçüklerle oturup kalkar. Sakalar yapar, sakalasir.

 Zaman hükmünü sürdürmekte ve ne yapilirsa yapilsin yaslanmanin ve daha sonra gelecek ölümün önüne geçilememektedir. Bir Allah dostunun gençlik, ihtiyarlik konularinda kulaklarimizda her an çinlamasi gereken bir sözü; “Gençlik, göz kapatip açmak gibi kisa zamanda geçiyor” diyen birisine bu Allah dostu; “Ihtiyarlik da öyle.”diyerek ders vermesi oluyor. Aslinda hayatin çok kisa oldugunu bilmek, akilli bir insan olarak isin sonunu daha basindan düsünerek, gerekeni yerine gerekmek olmaliydi.

GENÇ NASIL OLUR

Simdi sizlere hayatin bütün devrelerinde ve ahirette bile genç kalmanin sirrini ifsa etmek istiyorum. Bunun tek yolu vardir ve bu yol; “Islam’a inanmak ve her türlü fedakarliga da hazir olarak bu yolda yürümektir.” Biz bunu Milli Gençlik Vakfin’da çalisirken bir slogan haline getirmis ve hiçbir yas dilimini disarida birakmadan “Genç; inanci ve ideali ugruna fedakârlik yapabilendir” demistik. Gençligimize örnek olarak, peygamberimizin övgüsüne mazhar olmus 21 yasinda çag kapatip çag açmis, Istanbul gibi bir sehri feth etmis, bu konudaki azmini göstermek üzere “Ya ben Istanbul’u alirim, ya Istanbul beni” diyen Fatih Sultan Mehmed’i göstermekteydik.

Bir diger örnegimiz ise Peygamberimizi Medine’de ki evinde misafir etme serefini yakalamis ona hizmet etmis bir büyük zata aitti. Ömrü, cihad meydanlarinda geçmis Islam ordusunun bayraktarligini yapmis, 90 yasina geldigi halde 6 oglu ve torunu ile birlikte at sirtinda, deve sirtinda iki kere Istanbul önlerine gelmis, Istanbul fethinden önce ruhunu teslim ederken, “ölünce cesedimi düsman tarafina götürebildiginiz kadar götürün ve oraya defnedin. Kabrimden, hakki hâkim kilacak atlilarin nal seslerini duymak istiyorum” diyen Eba Eyyüp El Ensari (r.a) ye aitti. Sultan Fatih hazretleri için bir gençtir diyebildigimiz halde, olgun bir insanin bütün özelliklerini üzerinde tasimaktadir. Çagimizda hangi genç; “Lala, karsi tarafta bir evden her gece sabahlara kadar isik geldigini görüyorum. Kimdir bu sahis?” diye sorunca, arastirmalar yapilir ve evde bir genç talebenin (ögrenci) bulundugu ve sabahlara kadar ders çalistigi için lambasinin yanmakta oldugu haberi verilir. O zaman Fatih; “ Gidin ona söyleyin. Gündüz çalisip gece istirahat etsin. Onun benim gibi Istanbul’u almak gibi bir derdi mi var” demistir.

HAKKI YERYÜZÜNE HÂKIM KILMAK

Istanbul’un fethinden sonra Bati Roma’nin baskenti Roma’yi da feth etmek böylece Peygamberimizin; “Kostantiniye elbet bir gün feth edilecektir. Onu feth eden komutan ne güzel komutan, onu feth eden asker ne güzel askerdir” methinde (övgüsünde) süphede kalmak istemedi. Kocaeli-Gebze’de ordugâhini kurdu. Anadolu ve Trakya’dan gelecek askerlerin toplanmasi sagladi. Harekât Roma’ya oldugu halde ordugâhin Istanbul’un dogusunda kurulmasi düsmani yaniltmak içindi. Bu arada bas vezir; “ Sultanim. Bu kez sefer ne tarafa” diye sorunca ona; “ Baka Lala. Eger düsüncemi sakalimdan bir kil bilseydi onu kopartir, yakardim” diyerek, askeri sirrin ne kadar önemli oldugunu gösterdigi gibi azim ve kararliligin mümtaz örneklerden biri oldugunu da gösterdi. Evet, Sultan Fatih geçlerimiz için gerçekten çok önemli bir örnektir.

INANÇ VE FEDAKÂRLIK

Su anda Istanbul’da metfun olan ve adini Eyüp olarak bir semte veren Eba Eyyüp El Ensari hazretleri de yine baska önemli bir örnektir. Çagimizda hangi genç, 90 yasindaki bu zatin yaptigini yaparak Medine’den Istanbul önlerine deve sirtinda gelebilir? Zamanimizda 90 yasinda ki bir insanin yapacagini hayal bile edemedigimiz bu çalismalari yapan Hz.Eyyup’a ihtiyar (yasli) diyebilir misiniz? Bu zat bu gücü nereden bulmaktadir?

O halde yasi 18–20 iken büyük isler becerebilen gençlerden olabilmek de, 90 yasina geldigi halde kendini genç zannedenlere tas çikartan bu örnek gençlerden olabilmek de her halde mümkündür. Bunun sirri; “Inanmak ve inandigi yolda fedakârliga yapmaya hazir olmak”tan geçmektedir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol