GEMIYI ÇÜRÜTÜYORUZ

Bir taraf, günümüzde rejimin tehdit altinda oldugunu, Atatürkçü Cumhuriyet degerlerinin fazlaca örselenmekte oldugunu, bu degerlerden sapmalar oldugunu, en etkin, en yetkin agizlardan dile getiriyor.
Bir taraf, zaten bu düzenin baskiyla getirildigini, halka dayatildigini vurgulamaya gayret ediyor.
Cumhuriyetin kurulusunu veya kurulus biçimini içine sindiremeyenler, günümüzde en güçlü çizgilerini hemen hemen yakalamis durumdalar.
Iste, zirveye adaylar artik. Ortadogu projesi midir.
ABD politikasi midir. AB isteklerinin gizli yüzü müdür.
Gözümüzün önünde döndürülmekte firildak. Saklisi gizlisi kalmadi. Cumhuriyetimiz 85. yasinda. Hep tehdit altindaydi. Hiçbir zaman tehditten kurtulamamisti.
Bugün tehdidin zirve yapmakta oldugunu görüyor, gözlemliyoruz.
Hem de yasal yollardan. Hiç kimsenin bir sey diyemeyecegi, itiraz edemeyecegi biçimde. Anayasal ve parlamenter yöntemlerle. Yanlis bir sey var mi? Yasalara aykiri bir sey var mi? Her sey kitabina uygun degil mi?
1982 Anayasasi'ndan sikâyetçi olanlar! O tarihten bu yana, bugün parlamentoda bulunan ve bugün bulunmasa da dün bulunan partilerin hemen hemen hepsi hükümet oldular, söz sahibi oldular.
Hiç birisi elini kipirdatmadi. Muhalefete düstüklerinde sikâyetçi olduklari konulari degistirmek için iktidardayken giklarini çikarmadilar.
Bugün de AKP memnun. Yarin iktidardan düstükten sonra takatlari yeter, sesleri çikabilirse onlar da yakinacaklar.
Simdilik onlarin derdi 1982 Anayasasi degil. Onlar henüz 1923'ten beri geçmediler. Onlar halâ Cumhuriyet'in kurulus biçimini ve temel degerlerini konusuyor, onlari tartismaya açmak istiyorlar.
Mevcut Cumhuriyet'i savunanlar da buna karsi koymaya çabaliyorlar.
Böylesine bir kesmekes. Yetmiyor.
Irklari, irkçiligi kasiyor birileri. Halk katmanlarini birbirinden ayirmaya, ayristirmaya, birbirinin karsisina koymaya çabaliyor. Üzerinde en kolay oynanabilen kesimlerin önünü açmaya, onlara sözde özgürlükler, göstermelik söz haklari verilmeye çalisiliyor.
Kürtler, aldi baslarini gidiyorlar.
Sira hangi irktadir bilemem ama.
Onbes yil öncelerine kadar alabildigine yasakli, alabildigine potansiyel tehlike gibi gösterilmeye çabalanan bir baska kesime de bugün algilanmasi güç bir hosgörü söz konusudur. Acaba altinda ne yatar. Alabildigine özgürlük veriliyormus, hosgörü sergileniyormus gibi gösterilip.
Neyse!
Özetle söylemek gerekirse Aslolan yine Cumhuriyet'in, Atatürk Cumhuriyeti'nin temel degerleri üzerinde bir seyler.
"Hadi tartisalim!" diyenler var. "Tartistirmam, tartismam!" diyenler de karsisinda.
Gerçekten, kederli bir seyler varsa ortaya konsa da biz de görsek. Hani, hastanin midesinde ne gibi ifrazatlar var? Doktorlar mideyi yarip bakiyorlar,bir seyler görüyorlar ama ne hastaya, ne hasta yakinlarina bir bilgi vermiyorlar gibi bir sey. Oysa, hasta yakinlari da, hastanin kendi de nerede ne oldugunu görmek, bilmek, algilamak istiyor. En dogal haklari da saten.
Ne hasta hastaligini biliyor, ne doktorlar hastaligin boyutlari hakkinda netlesiyor. Olan birilerine oluyor bu arada. Gerçekten yipraniyor bir seyler. Hani, hep kullaniriz ya "Bu gemi." söylemini.
Gerçekten hepimiz bu gemideyiz. Alti çürümekte. Bakim gerektiriyor. Su aliyor hizla, görüyoruz.
Iyi bir onarim gerektiriyor.
Atatürk'ün bizlere biraktigi gemiyi göz göre göre çürütüyoruz.
Bedeli agir olur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol