GEÇMISIN ÜNLÜSÜ GÜNÜMÜZÜN SORUNU OLUYOR

Türkiye'nin mutfagini dünyanin en seçkin ve zengin mutfaklari ile rekabete sokmus olan 109 yillik Konyali Lokantasi'nin sahibi Mehmet Eren Doganbey, kendisi ile yapilan bir söyleside lezzetli etlerin blundugu yerleri söylemistir.
Lokantalar zincirinde yemeklerin yüzde 70'nin et oldugunu söyleyen meshur lokantaci Doganbey, 20 yildir et ihtiyaçlarini Susurluk ve Balikesir Bölgesinden karsiladiklarini belirtiyor ve diyorki, "Eskiden Trakya'nin meshur kivircigi vardi, maalesef kalmadi artik."
Peki, Trakya'da KIVIRCIK ETI'ni veren hayvan cinsi ne olmustur? Bu hayvan soyunu kimler yok etmis ya da Kivircik Eti neden lezetini kaybetmistir? Sorunun yaniti hem vardir hem yoktur. Simdi yeri gelmisken yöremizde, Kirklareli'nde yok olan ünlü seylere deginmek istiyorum. Gerçi çok yazdik ama tekrarinda fayda vardir.
Kirklareli'nde BADEMLIK diye bir semt, bir mevki vardir. Tarihler bu semtte ince kabuklu badem agaçlari yetistigini, semtin adini bundan aldigini, özelligi nedeniyle bu bademlerin Amerika'ya ihraç edildigini yazmaktadirlar. Simdi Bademlik oturulan bir yer olmustur.
Herkes biliyor ki Kirklareli'nin 19 çesit isminden bir tanesi Üzüm Kasabasi, Bag Sehri anlamina gelen Lozangrad'tir. Burada yetisen Büyük Salkimli Üzümler'den elde edilen iki ürün, KIRKKILES SARABI ve HARDALIYESI Kirklareli'ni meshur etmistir. Paris'te bir barda Kirkkilise Sarabi'nin reklamininin resmini çeken Saban Bahçivanoglu sagdir. Laleli ve Aksaray'da sirf KIRKKILISE HARDALIYESI satan mesrubat dükkanlari oldugu haberini ve reklamini yüzyil önceki bir gazetede ben okumustum. Ve bilgiyi EFSANEDEN GERÇEÄzE KIRKLARELI kitabima almistim.
Kirklareli'nde baglar ne zaman bozuldu? Ne zaman kanser oldu? Bazi kaynaklar bundan 50-60 yil öncesinde Kirklareli'nde Bag Bozumu Senlikleri'nden övgüyle söz ettiklerine göre o zaman bagcilik oldugu anlasilmaktadir. Galiba Kirklareli'nde bagciligi bitiren, Hardaliyeyi unutturan sey arka arkaya gelen Bulgar ve Yunan isgallerinin ötesinde, Rum ve Bulgarlar'in mübadele ile gitmis olmalaridir. 1890'li yillardaki bir mahalle sayiminda bagciligi daha çok yapanlarin Rumlar ve Bulgarlar oldugu anlasilmaktadir. Ama neyse simdilerde bagcilaga karsi büyük bir ilgi uyanmis görünmektedir. Sayin Hatice Kunt'un yetistirdigi Büyük Salkimli Üzümlerin fotograflari dikkati çekmistir. Kirklareli'nin 19 çesit isminden ikincisi de MEYVE CENNETI anlamina gelen eski Yunanca bir isimdir. Zaten Kirklareli'nin güneyinde kalan düzlüklere baktiginizda bunu görürsünüz. Buralarda hâlâ geçmisin meyveliklerinden, cevizliklerinden kalma yaslanmis agaçlar vardir. Benim çocuklugumda köyümde araba dolusu ceviz toplanir, insanlar kisin bunlari yerdi. Neyseki cevizlik yetistirmek için son yillarda bir hayli yaygin çalismalar yapildigi dikkati çekmektedir. Bulgaristan bu alanda çok ileri durumdadir. Orada Ceviz Uzmanlari oldugu söylenmektedir.
Ben 1950'li yillarda köyden kasabaya geldigimde burada her evin önünde, yaninda, arkasinda en az bir HÜNNAP AÄzACI vardi. Son yillarda bunun da sonunu getirmis bulunuyoruz. Hünnap Sonbaharin yemislerindendir.
Kirklareli'nin Baglari, sarap ve hardaliyesi, bademleri kadar ormanlarindaki Av ve Yaban Hayati da meshurdu. Osmanli sultanlarinin Av Bölgesi Kirklareli idi. Çok sükür, Deniz Serinligi Veren ormanlarla birlikte Av ve Yaban Hayatini da bitirmis bulunuyoruz. Bunlari yitirdikten sonra Kirklareli'ne Peynir Kent demeye çalisiyoruz. Gülünç sey. Bu ismi bulan akliyla yasasin.
Simdi Kirklareli kaybettiklerini geri getirmek için bir kararlilik, bir irade göstermektedir. Ancak bu uzun bir zaman alacaktir. Ne kadar basarili olunacagi da belli degildir. Bizim insan ve toplum olarak zoru basardigimiz çok az görülmüstür.
Bir yanimizi noksan buluyorum. Günlük yasamayi seviyoruz. Bugün yok ettigimizi bir süre sonra tekrar yasatmak geri getirmek istiyoruz. Sonra su da var ki kendimizi, özelliklerimizi reklam edemiyoruz. Yildiz Daglari içinde kalan bazi kasabalarda etleri kekik kokan Et Lokantalari, Köfteci Dükkanlari mevcuttur. Buralari bilenler vardir. Acaba buralara bir misafirimizi götürdügümüz olmus mudur? Ben bir takim insanlarin, ilgili ve yetkili kisilerin Kirklareli halkini ayakta uyuktuklarini düsünüyorum. Ne dersiniz? nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol