GEÇMİŞTEN BUGÜNE KIRKLARELİ

Şimdiye kadar bilinenin aksine, Kırklareli'nin ilk sakinleri Traklar değildir. Kırklareli'nde Traklar'dan 4 - 5 bin yıl önce yaşamış insanlar ortaya çıkmıştır. Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'ın Aşağıpınar (Salhane Höyüğü) ve Kanlı Geçit kazıları bunu ortaya çıkarmıştır. Bu insan grupları Avrupa'nın güneyinde (Trakya Bölümü'nde) ilk kolonilerdir. Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'ın ortaya çıkardığı bu bulgular Avrupa Tarihi'nin yorumlanmasında, yeniden yazılmasında önemli rol oynayacaktır. M.Ö. 6000 yıllarında Kanlı Geçit ve Aşağı Pınar mevkiinde yaşamış olan bu insanlar çamurdan ev yapmasını, çiftçiliği ve hayvancılığı biliyorlardı. Parayı bilmiyorlar ama kendi aralarında, kendilerine özgü bir alış veriş biçimleri vardı. El becerileri, teknikleri gelişmişti. Seramik çanak-çömlek, kap kacak, heykelcikler yapmışlar ve bunların üzerine figürler koymuşlardı. Sepet örmeyi, hayvan kesip yemeyi de biliyorlardı. Eğlencelileri ne türdü, bu henüz bilinmiyor. Ancak ambarları, işlikleri, ocakta bir şeyler pişirmek için fırınları vardı. Kanlı Geçit Deresi, Salhane Höyüğü mevkiinde kendilerine göre bir yaşam sürüyorlardı. Belli düzeyde bir uygarlıkları, kültürleri olduğu belliydi.
Kırklareli'nin geçmişinde elbette ki sosyal gelgitler, siyasal kavgalar, ekonomik çıkar hesapları ve doğal olarak inişler, çıkışlar, dağılıp yok oluşlar meydana gelmiştir. Fakat her şeye karşın yaşadıklarını kanıtlayacak geride uygarlık eserleri bırakmayı bilmişlerdir. Geride "Ölü İnsanda Diri Kalan Şey" denilen kültürü yüzyıllara bırakmayı düşünmüşlerdir.
Geniş bir coğrafya bölgesinde yaşamış, buraya ismini vermiş olan Traklar geride fazla bir uygarlık bırakmamış olsalar dahi bize efsanevi bir isim bırakmışlardır. Şarap Tanrısı Dionysos'a adanmış topraklar üzerinde yaşadıklarının farkına varmışlardır. Traklar bağcılık yapardı. Şarabı Avrupa'ya, Anadolu'ya onlar taşımışlardır. Bu nedenle Kırklareli Traklar'dan beri tarihlerde "Üzüm Kasabası", "Bağ Şehri" (Lozangrad) ya da "Vinograd" olarak anılmıştır. Tabii Kırklareli’nin tarihe geçmiş başka isimleri de vardır.
Traklar ve onda sonra gelenler, geriye kültür bırakanlar olmuştur. Helenler, Romalılar, Bizanslar ve Osmanlılar buralarda derin izler bırakmış uluslardır. M.Ö. 513 yılında Persler Kırklareli'nden geçmişlerdir. Pers hükümdarı Darius çıktığı İskit Seferi'nde Kırklareli'nin Poyralı, Pınarhisar ve Yene (Kaynarca) dakimitolojide yer alan Tearos Kaynakları'nda üç gün kalmış ve üzerinde şu ifadelerin bulunduğu sütunu dikmiştir: "Tearos'un kaynaklarının suyu çok hoş ve çok tatlı olduğundan onlara en güzel, en iyi insanlar gelirdi. Hispastes'in oğlu ve Persler'in Kralı, bütün kıt'anın hakimi Darius buraya hizmet etmiştir."
Bazı yazılı kaynaklar bu sütunda Darius'un Yene (Kaynarca) Kaynaklarını ziyaret ettiğini, bazı kaynaklar ise, ordusu ile kaynakların yanından geçtiğini yazmaktadırlar. Fakat muhakkak ve gerçek olan ünlü Pers hükümdarı Vize'nin, Pazarlı'nın, Pınarhisar ve Kaynarca'nın soğuk ve sıcak akan su kaynaklarının başında hoşça vakit geçirmiş, Poyralı'nın Ulu Ağaçları altında serinlemiştir.   
DEVAM EDECEK

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol