GEÇEN HAFTA!

Türkiye sosyal ve siyasi yaşamında, geçen haftaya TBMM'ndeki 'Milletvekili Dokunulmazlıklarının Kaldırılması' görüşmeleri ve oylaması ile Tek Adam'ın talimatı ile AKP ve dolayısıyla yürütmedeki görev değişimi damgasını vurdu.
a-'Milletvekili Dokunulmazlıklarının Kaldırılması' konusundaki meclis görüşmelerinde, altı milyon civarındaki seçmenin demokratik yollardan önlenemeyen meclisteki temsiliyetinin, ahlak dışı yollarla engelinin yolu açıldı. Burada tektipçi olarak iktidar partisi ile ırk ve milliyet tutkunu MHP'nin amaçlarını anlıyoruz ama, ana muhalefet partisinin ne yapmak istediğini anlayamadık doğrusu. Hani, sokaklarda çok kullanılan bir deyim var ya yaptığınız desteğin sonunda 'bir gün sıra size de gelebilir' ya da 'size yol-su-elektrik olarak' geri dönebilir.
b-Öyle veya böyle, bu kadar halkın desteğini almış bir partinin, kim olursanız olsun açıkça ve umursamadan bu kadar iç işlerine karışılması doğru olmadığını düşünüyorum. Kendi eseri ve gözünün nuru olduğu için inisiyatifinin heder edilme kaygısına karşı kimseye bırakılmamasını içine sindirenler varsa diyecek bir şey yok. Ancak; bana göre, bu müdahale ile ülkemizin kaderi üzerinde olumsuz etki yapılmasına kimsenin hakkı olamaz.
Bugün sizlerle, tüketicileri ve tüm insanlığı hatta doğa ve çevreyi yakından ilgilendiren bazı bilimsel gelişmelerden söz etmek istiyorum;
ATIK PLASTİKLERE KARŞI
BAKTERİLER!..
Aslında, geri dönüşümü mümkün tüm atıkların bu işleme tabi tutulması en doğru olan bertaraf yöntemidir. Ancak, bugün için bunun pek olanağı yok. Hiç olmazsa, ilkel bertaraf yöntemleri yerine doğal bir yöntem olduğu için bu yöntem daha bilimsel ve akılcı olacaktır.
Popüler bilim araştırmacılarından alınan bilgilere göre; Japon araştırmacılar dünyanın ilk polietilen yiyen bir bakteri türü keşfettiler.
Bir gün, küçücük bir mikrop, her yıl depolama sahalarına istiflenen milyonlarca metreküp polietilen tereftalatı (PET) yiyip bitirebilecek. Japonya'daki araştırmacılar, PET'i ana karbon ve enerji kaynağı olarak kullanan dünyanın ilk PET yiyen bakterisini keşfettiler.
Her yıl, plastik üreticileri su şişesi yapımında, salata kutusu yapımında, fıstık ezmesi kavanozu yapımında ve buna benzer diğer ürünler için 45 milyon metre küp PET'i piyasaya sürmektedir.
PET Amerika'da , PETRA' ya ( PET REÇİNE BİRLİĞİ ) göre en çok geri dönüştürülebilir plastiktir. Ancak, ülke çapında geri dönüşüm oranı hala yalnızca % 31 civarlarındadır. Bu oran, Avrupa Topluluğu ülkelerinde yaklaşık olarak kabaca % 50 civarlarında olup, Amerika'dan daha ileridedir. Yine de, her yıl on milyonlarca metreküp plastik depolama sahalarına atılmaktadır; öyle ki buradaki polimerlerin güçlü ester bağları plastiklerin sahada bozunmasına direnç göstermektedir.
Japonya Sakai'de, Kyoto Institute of Tecnology'den Kohei Oda ve Keio Üniversitesinden Kenji Miyamoto, PET'i parçalayabilecek mikrobu bulmaya öncülük ettiler. Araştırmacılar, PET şişe geri dönüşümünden sağlanmış 250 çökelti, toprak, atıksu, ve aktif çamur örneğini taradılar. Bazı dikkatli mikrobiyal iz sürmeler sonucunda, bilim adamları, PET üzerinde büyümüş, İdeonella Sakaiensis olarak adlandırılan bakteriyi buldular.
PET kimyasal olarak kendi monomerlerine hidrolize olabilir, ancak bu proses yavaştır ve genellikle yüksek sıcaklık ve basınç gerektirir. Mantarların daha önceleri PET'i parçalayacağı tanımlanmıştır, ancak Kokei Oda ve Kenji Miyamoto'nun çalışma arkadaşları tarafından tanımlanan bakterilerin mantarlardan daha verimli olduğu belirtilmiştir. Gerçekte, I. Sakaiensis 300C'de polimeri sürpriz bir şekilde parçalamıştır.
Ayrıca araştırmacıların bulgularına göre İdeonella Sakaiensis, plastikleri mono (2 - hydroksiethil) tereftalik aside ya da MHET'e dönüştüren ve adı PETaz olan, bir enzim kullanmaktadır. Diğer bir enzim olan MHETaz, MHET 'i monemerik terephthalik asit ve etilen glukole hidrolize eder. Bilim adamları, bu enzimatik süreç sayesinde petrolden üretilmiş maddelerce çevrenin kirletilmesinin önünün alınabileceğini düşünmektedirler. Greifswald üniversitesinden enzim kataliz uzmanı Uwe T. Bornscheur, bu durumun, petrol kaynaklı hammadde olmaksızın yeni polimer üretiminde çok büyük tasarruf sağlayacağını belirtmektedir.
Mevcut durumda, İdeonella Sakaiensis ve onun enziminin dünyadaki PET atıklarını yok edecek duruma gelebilmesi için bazı konulara dikkat çekmeye ihtiyaç vardır. Birincisi, bakteri, üretimde kullanılan kristal PET yerine amorf PET'i yemeyi tercih etmektedir. Diğer taraftan, bu enzimlerin sınai kullanım için çok yavaş çalıştığı da belirlenmiştir.
Japon bilim adamları, uygun ön işlemlerle, PET'in içerdiği amorf madde miktarının arttırılabileceğini belirtiyorlar. Öte yandan, çevre kirliliğini tek başına sonlandırabilme potansiyeline sahip olan bu bakteri türünün en büyük sorunu, biraz yavaş hareket etmesi. Bilim adamlarının söylediğine göre bu bakteri türünün ince bir PET tabakasını yeniden toprağa karıştırabilmesi 6 hafta sürüyor. Yani, plastik şişelerin toprağa karışmasını beklemek daha mantıklı olabilir. Ancak, Japon bilim adamlarının söylediğine göre PET maddesinin toprağa karışmasını sağlayan genom artık keşfedildi. Yani, birkaç sene sonra bu genom güçlendirilebilir ve bakterinin çok daha hızlı çalışması sağlanabilecektir.
BUZLANMAYI GECİKTİREN KARAYOLU KAPLAMA MALZEMESİ GELİŞTİRİLDİ!..
Bu bilimsel çalışma da ülkemizden. Kışla birlikte her yıl, yolların buzlanması ve buzlanmayla mücadele çalışmaları gündeme geliyor. Yerel yönetimler ve karayolu teşkilatları kamyonlar dolusu tuzu yollara serpiyorlar. Bu amaçla, daha yaygın olarak sofra tuzu, nadiren de başka kimyasal karışımlar kullanılıyor. Böylelikle, oluşan buzun erimesi ve yollarda birikmemesi hedefleniyor. Ancak, eriyerek suya dönüşen buzla birlikte, çözünmüş duruma geçen buz eriticilerin de yol kenarlarına akması kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla, tekrar buz oluşumunu engellemek için aralıklarla tekrar buz eritici kullanılması gerekli oluyor. Sonuçta, buz eritici uygulamaları, çoğunlukla, kullanılan malzemenin ancak sınırlı bir bölümünün işlevini yerine getirdiği, düşük verimli kısır döngülere yol açmaktalar.
Bunun ötesinde, ucuz olması nedeniyle, yollarda buz çözücü olarak büyük ölçüde kullanılan sodyum klorür, hem donma sıcaklığında sınırlı bir düşüşe yol açması, hem başta karayolu taşıtları olmak üzere metalik malzemeleri tahrip eden kuvvetli bir korozyon yapıcı olması ve hem de çevre üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle sorunlara yol açmaktadır. Bu nedenle, sodyum klorüre alternatif olarak kullanımı gündeme gelen magnezyum klorür ve kalsiyum klorürün, hem daha etkin buz eritici özellikleri, hem de korozyon yapıcılık açısından sodyum klorüre oranla "daha masum" olmaları nedeniyle kullanımları tercih edilmekte, ancak sodyum klorüre oranla yüksek olan maliyetleri kullanımlarını kısıtlamaktadır.
Koç Üniversitesi'nden Seda Kızılel ve bir grup çalışma arkadaşı, bu düşük verimli döngüyü kırmak amacıyla, buzlanmayı geciktiren bir yol kaplama malzemesi geliştirme sürecini başlattılar.
Araştırmacılar, Pickering emülsiyonları oluşturarak, buzlanmayı önleme özelliği çok daha fazla olan, buna karşın korozyon yapma potansiyeli daha düşük olan potasyum formatı, stiren-bütadyen-stiren (SBS) içine dağıtıp, zaman içinde kontrollü salımını sağlayan bir mekanizmayı geliştirdiler. Ardından da, SBS'nin bitümle uyuşurluğundan yararlanarak, potasyum format - SBS kompozitini bitümle karıştırıp bir yol kaplama malzemesi geliştirdiler. Deneylerde, yeni yol kaplama malzemesinin, standart bitüme göre buz oluşumunun başlamasını 10 dakikadan fazla geciktirdiği görüldü.
Buzlanmanın 10-15 dakika gecikmesinin sorunu tamamen çözmeyeceği aşikar, ama bunun, çalışmanın erken aşaması için iyi bir başlangıç olduğu belirtiliyor. Öte yandan, laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, yeni yol kaplama malzemesinin iki ay boyunca buzlanma önleyici özelliğini koruduğu gözlendi. Fakat araştırmacılar, gerçek yolların üzerinde, bu sürenin daha uzun olabileceğini öngörüyorlar. Araştırmacılar, bundan sonraki aşamada, bir miktar karayolunu denenen malzemeyle kaplayıp, malzemenin gerçek yol koşullarındaki performansını görmeye hazırlanıyorlar.
SABAH SAATLERİNDE KIRKLARELİ!..
Modern ve çağdaş yaşamı içselleştirme yolundaki Kırklareli halkı sabah sporlarını, şehrin buna uygun alanlarında yapmaya çalıştıklarına tanık oluyoruz. Ne var ki, sabahın temiz havasından ehven-i şer de olsa yararlanarak spor yapan yurttaşlarımızı erken saatlerde görev yapmak adına belediyede görevli araçların çalışması oldukça rahatsız ediyor.
Buna, bizzat ben de zaman zaman tanık oluyorum. Örneğin; sabah yürüyüş sporunun yoğunlukla yapıldığı festival alanına yurttaşların çoğunlukla orada olduğu saat 7.30- 9.30 arasında bir yada birkaç belediyeye ait aracın bu alanda etrafı tozutacak hızla gelip-gittiği görülmektedir. Orada yürüyüş yapanların toz ve egzoz dumanları ile rahatsız edilmelerini, sanırım yerel yönetim yetkilileri de istemez.
Onun için, çöp toplama ile imar ve teknik faaliyetlerin zamanlaması konusunda, çalışmalar nedeniyle yurttaşların olumsuz etkilenmelerine karşı duyarlılık gösterilmesini talep ediyoruz.

Sorunsuz ve sağlıklı
bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol