GDO'ya Hayir Platformu mücadelesini tüm illerde sürdürüyor

Tüketici Haklari Dernegi Baskani Kirklareli Sube Baskani Hüseyin Kahraman, GDO’ya Hayir Platformu’nun basin açiklamasini kamuoyuyla paylasti. Açiklamada bakanlik tarafindan hazirlanan brosürde, bilgi kirliligi oldugu ve çeliskiler yer aldigi ifade edildi.

Basin açiklamada su cümelelere yer verildi:

“Tarim ve Köyisleri Bakanligi tarafindan hazirlanmis olan ‘Sorularla GDO Gerçegi’ isimli brosürün, yaklasik 5 milyon kisiye internet yoluyla gönderilmesine devam ediliyor. Brosürün amaci kamuoyunda olusan bilgi kirliliginin giderilmesi. Ancak, brosür incelendiginde bilgi kirliliginin artarak devam ettigi görülmektedir.

Brosürde Bakanin hitap bölümünde, 26 Ekim 2009 tarihli GDO Yönetmeligi’nin yürütmesini Danistay’in 3 Aralik 2009 tarihinde durdurmasi konusu da, bilgi kirliliginden etkilenmis olabilecegi ile iliskilendirilmektedir. Son derece yersiz bu saptama ile kamuoyunun kafasi bir kez daha karistirilmaya çalisilmaktadir. Yönetmeligin yayimlandigi ilk günden itibaren GDO’ya Hayir Platformu öncelikle Biyogüvenlik Yasasi’nin çikmasi gerektigini, yönetmeligin ‘dayanak’ kisminda yer alan hiçbir yasanin dayanak olusturmayacagini, bu kisimda yer alan iki yasanin GDO tarimi daha yeryüzünde baslamadan önce çikmis oldugunu, dayanakta yer alan yasalarin GDO’lar konusunda herhangi bir düzenlemeyi içermediklerini belirtmistir. Danistay son derece hakli olarak yasa ile düzenlenmesi gereken bir alanin yönetmelikle düzenlenmeye çalisilmasinin Anayasa’ya aykirilik içerdigini belirtmistir.

Bakanlik, bu durum karsisindaki savunmasini brosürde, Biyogüvenlik Yasasi çikarilincaya kadar olusacak boslugu yönetmelik ile doldurmak seklinde açiklamaktadir. Platformumuzun bileseni TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi 1998’den ve GDO’ya Hayir Platformu kuruldugu 2004’ten beri ülkemize GDO’larin girdigini, bunun önlenebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapilmasi gerektigini AKP hükümetinden istemektedir. 2010 yilina girecegimiz bugüne kadar herhangi bir adim atmadan konunun alelacele bir yönetmelikle ve son derece eksik bir sekilde düzenlenmeye çalisilmasini hiçbir sekilde dogru ve inandirici bulmuyoruz.

Brosürde GDO’lar, ‘Klasik melezleme yöntemleri ile gen degisimi mümkün olmayan türler arasinda, biyolojik metotlarla gen transferi yapilan organizmalara denir.’ seklinde tanimlanmaktadir. Bu tanimlama AB’nin 2001/18 EC Direktif’inde ‘Insan hariç olmak üzere, genetik materyali dogal yolla gerçeklesemeyecek sekilde degistirilmis organizmadir.’ seklinde tanimlanmaktadir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta GDO’lardaki gen degisimini doganin yapmadigi, ancak laboratuarlarda ileri teknolojiler kullanilarak gerçeklesebildigidir. Melezlemeyi doga da yapabilmekte, ayni türler birbirini dölleyebilmektedir. Ileri teknolojiler kullanilarak yapilan aktarimlarda ise bir toprak bakterisinin geni tohuma aktarilarak, bitki yabanci ot ilaçlarina dayaniklilik kazanmakta ya da topraktaki bir bakterinin zehir üreten geni tohuma aktarilarak bitki tüm dokularinda bu zehiri üreterek haserelere karsi direnç göstermektedir. Doga hiçbir zaman o bakterinin genini o bitkiye aktarmamaktadir.

Bilgi kirliligini önlemek amaciyla hazirlanmis brosürde Ispanya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Portekiz, Polonya, Almanya ve Slovakya’da GDO’lu misir yetistirildigi bilgisi yer almaktadir. Bu ülkelerden Almanya Nisan 2009 itibariyla GDO’lu misir üretimini yasaklamis olup listeden çikarilmalidir. Ayrica belirtmek gerekirse, tüm Avrupa’da (sadece birkaç AB ülkesinde GDO’lu tohumla üretim yapilmaktadir) 2005 yilinda 165 bin hektar olan GDO ekim alani 2008 yilinda 107 bin hektara gerilemistir. Avrupa halkinin %71’i GDO’lu gidalar tüketmek istememektedir. Danistay’in durdurdugu yönetmelikle ilgili olarak AB mevzuati ile uyumlu oldugu belirtilmektedir. Bu kapsamda gidanin içindeki GDO oraninin binde 1 bile olsa, halkin ne yedigini bilme hakki çerçevesinde bu oranin belirtilecegi ön plana çikarilmaktadir. Tarim ve Köyisleri Bakanligi tarafindan ilk çikarilan 26 Ekim 2009 tarihli yönetmelikte böyle bir uygulamaya yer verilmezken, binde 9’un alti etiketlenmeye bile gerek görülmezken, olmayan seyi yazmanin bilgi kirliligine yol açacagi belirtilirken, GDO’ya Hayir Platformu’nun vatandasin bilme hakki oldugu, AB’de degil binde 9 milyarda 9 oraninda GDO bulunsa bile gidanin GDO’lu olarak etiketlendigi, GDO içermeyen ürünlerin ise GDO’suz diye etiketlendigi (ilk yönetmelikte GDO’suz yazmak yasakti) konularinda yaptigi kamuoyu bilgilendirmelerinin 20 Kasim 2009 tarihli yönetmelik degisikligine yansidigi görülmektedir. Platformumuzun basarisinin Bakanligin övünç kaynagini olusturdugunu görmek bizleri de sevindirmektedir. Bakanligin sürekli GDO mevzuatimizin AB mevzuati ile uyumlu oldugundan bahisle binde 9 esik deger üzerinden örnek vermesi konusunda da bazi yanilgilar bulunmaktadir. Gerek gida gerekse yemde, GDO’suz üretim yapan üreticinin ürününe kazara bir GDO bulasmasi söz konusu ise ya da teknik bir nedenle bulasma olmus ise üreticiyi korumak amaciyla binde 9 esik deger uygulamasi yapilmaktadir. AB ülkelerinde içinde GDO kullanilan gidalar oranina bakilmaksizin dogrudan ‘GDO'ludur’ seklinde etiketlenmektedir.

Bu yönüyle yönetmelikteki binde 9 uygulama mantigi ve halka anlatilis sekli AB ile uyum saglamamaktadir. Uyarilarimizin sadece bir kismi 20 Kasim 2009 tarihli yönetmelik degisikliginde yer almistir. Bakanlik brosüründe GDO’larin yemler vasitasiyla hayvanlarin etine, sütüne ve yumurtasina geçmedigi, Avrupa Gida Güvenligi Otoritesi’nin (EFSA) bilimsel arastirma sonuçlarinin da bu dogrultuda çiktigi için bu tür hayvansal ürünlere GDO etiketi konmadigi belirtilmektedir. EFSA’nin güvenilirligi ve dogrulugu bizzat AB ülkelerinin birçogunda tartisilirken, bu kurumun görüslerinin ve yeterince arastirma yapilmamis olan bu yasamsal konunun dogru kabul edilip bu brosüre eklenmesini Bakanligin büyük bir sorumluluk altina girmesi seklinde yorumluyoruz. Brosürde Bakanligin bir diger övünç kaynagi olarak antibiyotik direnç genli GDO’larin yasaklandiginin gösterilmesi de, GDO’ya Hayir Platformumuzun 5 yildir bu konudaki israrindan kaynaklanmaktadir. GDO’ya Hayir Platformu geçmiste oldugu gibi gelecekte de GDO konusunda halkimizin, çiftçimizin ve doganin korunmasindan yana mücadelesini bilgiye dayali bir sekilde devam ettirecektir. Kamuoyuna saygiyla sunariz.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol