Insanlar yillarca bir yerlerde çalisip veya bir biçimine getirip iyi kötü emekli oluyor.
Asgarî ücretin tabanindan emeklilik hem de.
Bu insanlar bu emeklilik tutariyla sehirlerde huzurlu yasayamayacaklarini bildikleri için köylere geliyor, üç bes dönümlük bir topragi da varsa bunu da kisitli emeklilik ücretinin yanina katik ediyor; bir de basini sokacak bir ev bulduysa, ne alâ!
Köylerde de Bag-Kur'dan veya sigortadan bir biçimde emekli olmus insanlar var ayrica. Zamanla ödemeye baslamislar, sürdürmüsler, yüzüp sonuna getirmisler.
Onlar da su iki günlük yalan dünyada bir yerlerden emekli olabilmenin mürüvvetini görüp nimetini yasamaya gayret ediyorlar.
Iste bu insanlarin ayliklarindan (maaslarindan) yirmiser lira kesildi son maas dagitiminda. Agustos 2009'da.
Her biri, bu yirmi liralik kesintinin ne oldugunu sormuslar Ziraat Bankasi'nin filanca subesinde.
Aldiklari yanit ilginç.
"Sosyal devlet" martavalini isleyenler, bunu iyi okusunlar.
Lütfen dikkatli okusunlar.
Üç kurusluk emekli ücreti alan bu gariban insanlarin yirmiser lirasini nereye kesmisler, ne yapmislar biri misiniz?
Köylere, köylülere dagitilan iane kolilerine.
Hani, uyaniklar, seçim öncesi buzdolabi, çamasir makinesi, kömür vesaire dagitirken, "sosyal devlet" martavalini atiyorlar ya!
Hani birileri de gerçekten bu yürütüm sahiplerinin "sosyal devlet" kavramina çok önem verdiklerini saniyorlar ve hatta iddia ediyor ya…
Aklini peynir ekmekle yemis, kafayi üsütmüs ülkemde birileri çifte, kiyak, balli emeklilik ücretleri alirken, on binlerce lirayi bir çirpida cebine indirirken…
Birileri eli belinde, top oynayan gençleri seyrederek yüz binleri cebellezi ederken…
Üç yüz, dört yüz, bes bilemedin alti yüz liralik kiytirik emekli ücretiyle geçinmekte olan insanlarindan, onun komsusu, akrabasi, hisimi, hasimi, yegeni, yiyeni, çalani, çirpani için birileri ona danismadan, saman altindan su yürütürcesine, maasindan yirmi liralik bir bölümü araklayiveriyor.
Kimselerin ruhu bile duymuyor.
Oysa sorgusuz sualsiz, izinsiz, teskeresiz parasi kesilen bu insanlarin her biri, "ele muhtaç dede!" Bu insanlar kalkip kime himmet ede?
Isin bir de öbür boyutu var: Köylerde bu yardimi alanlar kimler?
Kimler mi?
Hiç te sadakaya gereksinim duymayacak düzeyde haneler.
Traktörü olanlar…
Sürüleri olanlar…
Ahirinda üç bes, sekiz on sagilir inegi bulunanlar…
Almanya'da, yurt disinda çalisani olanlar…
Ögretmen evlâdi olanlar…
Günde ortalama on bes, yirmi bira içenler…
Ey, "sosyal devlet!" martavaliyla toplumu eglemeye, uyutmaya çabalayan uyaniklar!
Ey, herkesi kaz, kendilerini koz sanan dalavereciler…
Yapmayin…
Etmeyin…
Beynimizle, yüregimizle bu denli girgir geçmeyin.
Siz, bir takim insanlari bir biçimde havadan beslerken…
Birilerinin atesteki tavasindan çalarak…
Birilerinin cebinden, kesesinden araklayarak…
Ne yapiyorsunuz siz hak erenler askina?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol