Esnafların yaşadığı sıkıntıları yaptığı açıklama ile anlatan Kırklareli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ali Fuat Şeker, hükümetten radikal çözümler beklediklerini söyledi.
Esnafın en önemli sorunlarından birinin perakende sektöründeki "haksız ve insafsız" rekabet ortamı olduğunu kaydeden Şeker, devletinde ticaretten el çekmesi gerektiğini kaydetti.
Kırklareli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ali Fuat Şeker, sorunlarına çözüm beklediklerini bildirdi. Bir açıklama yapan Şeker, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının kendi mensupları dışındaki kişilere gıda, konaklama ve benzeri alanlarda hizmet verdiğini belirterek, "Devlet ticari hayatın içine girerek ve bir çok imkanı kullanarak düşük fiyat uygulamakta esnaf ve sanatkarlarla haksız rekabet ortamı yaratılmaktadır. Devlet ticaretten el çekmeli, bunu özel kesime bırakmalıdır. Haksız rekabetin önlenmesi açısından kurum ve kuruluşlarına ait kantin, kamp, misafirhane kuaför, lokal gibi yerlerin kendi çalışanları dışındaki hizmet vermesi önlenmelidir" dedi.
Esnaf ve sanatkarların en önemli sorunlarından birinin perakende sektöründeki haksız ve insafsız rekabet ortamı olduğunu belirten Şeker, "Perakende sektöründeki kuralsızlıktan beslenen haksız rekabet çok sayıda esnaf ve sanatkarlar meslek dalını olumsuz etkilemekte esnaf ve sanatkarlar işyerlerinin kapanmasına neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sektör içinde çalışma kurallarının konulmaması, küçük esnafı yok olma sürecine sokmaktadır. Avrupa ülkelerinde titizlikle kent merkezlerinin dışında tutulan büyük alış-veriş merkezleri ülkemizin hemen tüm illerinde bugün mahalle aralarına kadar girmiştir
Bu durum esnaf ve sanatkârlarımızın muhatap olduğu haksız rekabetin yanı sıra çağdaş şehircilik anlayışına aykırıdır" diye konuştu.
Yasal düzenleme yapılmalı
Sektörde var olan haksız rekabetin önlenmesi için perakende sektörünün kurallarını koyacak yasal düzenleme yapılması gerektiğine işaret eden Şeker, "Sektörde çalışma şartları yeni işyerlerinin açılmasının kuralları çalışma süreleri belirlenmelidir. Esnaf ve sanatkârlarımız için büyük önem taşıyan alış-veriş merkezleri büyük mağazalar ve zincir mağazalar tasarısı bir an önce yürürlüğe konmalıdır.
Ülkemizde akaryakıtın pahalılığı yolcu ve yük nakliyesi yapan esnafımızın belini bükmektedir. Hiç olmazsa vergi kaydı olan esnafımıza akaryakıtta yüzde 10'a yakın indirim yapılması gerekmektedir. Son yıllarda vergi borcu gecikme zammı oranı her ne kadar azaldıysa da halen yıllık yüzde 16.8 oranındaki gecikme zammı enflasyon oranının 2 katıdır.
Dolayısıyla herhangi bir nedenle vadesi ödenmeyen vergilerin hiç ödenmeyecek boyutlara ulaşmaması için gecikme zammı oranının enflasyon oranıyla uyumlu bir seviyede tutulması önemlidir. Asgari geçim indirimi uygulamasının başta esnaf ve sanatkârlar olmak üzere tüm gelir vergisi mükelleflerini kapsaması, çağdaş bir vergilendirme sisteminin gereğidir" şeklinde konuştu.
Esnaf ticari hayatın fidanıdır
Gerçek kişilerin ticari faaliyetlerine birer esnaf olarak başladığını, zamanla büyüyerek tacir ve sanayici unvanına sahip olduklarını belirten Kırklareli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ali Fuat Şeker, "Dolayısıyla ilk defe faaliyete başlayanların teşvik edilmesi gerek vergi mükellefi ve girişimci sayısının artması, gerekse istihdamın üretimin artması bakımından son derece önemlidir. Bu sebeple ilk defa ticari faaliyete başlayacak olan esnaf ve sanatkârların belirli bir süre, örneğin: 5 yıl süre ile gelir vergisinden muaf tutulması konusunda gelir vergisi kanununda yasal düzenleme yapılmalıdır" dedi.
Esnaf işçi değil işverendir
Esnaf ve sanatkarın işçi değil aksine işveren olduğunu, bir başka ifadeyle emekli olduğu halde çalışmakta olan esnaf ve sanatkârların genç iş gücünün önünü tıkayan değil, tersine onlara iş imkânı yaratan durumunda olduklarını vurgulayan Şeker, bu nedenle Sosyal Güvenlik Destek Pirimi'nin esnaf ve sanatkârların yaşlılık aylıklarından kesilmemesi gerektiğini söyledi.
Özellikle kadın esnaf ve sanatkârların kendi adlarına ödedikleri Sigorta primlerinin en az % 10 unu Devletimiz tarafından ödenmesi sağlanmalıdır.
İşsizliğin yaşandığı ülkemizde bir esnafın kesintisiz olarak 25 yıl faaliyette bulunması ve 9000 gün prim ödemesi hiçbir şekilde gerekli değildir. Bu nedenle prim ödeme gün sayısı 7200 gün olarak eşitlenmelidir.
Esnafımıza 60 günden fazla prim borcu olduğu dönemlerde kendilerine ve bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuk ve ana babalarına sağlık hizmeti verilmemektedir. Anayasada düzenlenen haklardan yaşam hakkı bütün temel haklarda daha üstün olduğundan prim borcu bulunan sigortalılar da mutlaka sağlık hizmetlerinden faydalanmalıdırlar" ifadelerini kullandı.
Esnaf ve sanatkarların temel sorunlarından birinin finansman ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılanmaması olduğunu söyleyen Şeker, şöyle devam etti;
"Esnaf ve sanatkar kesimi sahip olduğu bir takım özellikler nedeniyle elbette ekonomik gelişmelere bağlı olarak kredi temininde ve kullanımında sorunlar yaşamaktadır. Ayrıca bankacılıkta kara liste olarak adlandırılan geçmişe dönük olumsuz bilgileri kullanma uygulamasına son verilmeli ve yasal düzenlemenin hayata geçirilmesi hususunda bankalar nezdinde hükümetimiz tarafından baskıda bulunulmalıdır. Giderek daha rekabetçi bir ekonomik ortamda faaliyetlerini sürdürmek zorunda kalan esnaf ve sanatkarlar iş hacimlerini genişleterek büyümek istediklerinde acil kaynak gereksinimi duymaktadır.
Bu talebin karşılanması amacıyla esnaf ve sanatkarlar ve küçük işletmelerin geliştirilmesi yeni istihdam olanaklarının sağlanması teknolojik yenilemeye gidilmesi ve ürün kalitesinin gelişmesi için kooperatifler aracılığıyla kullandırılan krediler şahıs limitlerinin yükseltilmesi, vade uzatımı ve faiz indirimi gibi desteklerle daha cazip hale getirilmelidir. Yeni işyeri açacaklara yönelik işyeri açma kredisi, işyerini yenilemek isteyen esnaf ve sanatkara işyeri yenileme kredisi verilmelidir. Bu krediler özelliklerine göre ilk 1 yıl ödemesiz, yüzde 0'dan başlayan değişken faiz uygulanmalıdır.
Esnaf ve sanatkarlar için mevcut teşvik mevzuatından bağımsız münferit bir teşvik sistemi getirilmelidir. Halen 3308 Sayılı Kanun gereği çıraklık eğitimine devam eden çırakların iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigorta primlerinde sigortalar işveren tarafından ödenmektedir.
Bu nedenle çıraklık ve kalfalık eğitimleri birleştirilerek kalfalık sigorta primleri de çıraklıkta olduğu gibi devlet tarafından karşılanması sağlanmalıdır. Ayrıca eğitim süreleri 1 ile 3 yıl arasında sınırlandırılmalıdır. Böyle bir uygulama bir yandan çıraklık eğitim sistemini özendirirken diğer yandan da işyeri açmak isteyenlerin ustalık belgesine ulaşmakta yaşadığı güçlükler nedeniyle usulsüz birtakım yöntemlere başvurmasına mani olacaktır.
Satış elemanlığı mesleklerinin ustalık belgesi kapsamına alındığından beri ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Sorunun çözümü için satış elemanlığı meslek dalları 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında çıkarılmalı bu mesleklerdeki belgelendirme TESK ve MEB birlikte yürüttüğü kapsam dışı mesleklerin belgelendirilmesi sistemine dahil edilmelidir. Sıraladığımız sorunlar ve çözümleri esnaf ve sanatkârlarımız için çok önem arz etmektedir. Çözüm aşaması noktasında kısa süre içersinde radikal kararlar alınmalıdır."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol