Esed ve Sisi’nin katliamına lanet

Türkiye'nin kuruluş savaşlarının, 1 ve 2'nci balkan savaşlarının, 1 ve 2'nci dünya savaşlarının merkezi durumunda olan Akdeniz'e kan damlamaya devam ediyor. Mısır'da ağustos ayının başında başlayan katliamın sürdüğü şu günlerde Suriye’de ki insan kıyımının da aralıksız devam etmesi eklenince Türkiye’nin her köşesinden ve her yerinden yükselen seslere Kırklarelili vatandaşın sesi de eklendi

 

Mısır'da Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen bu katliama en başından beri tepkisini ortaya koyan ve tüm dünyayı göreve davet eden Türkiye’nin bütün illerinde aynı sesler yükseliyor. Akdeniz’de yükselen bu isli dumanın altında kendi ülkelerinde katledilen Suriyeli ve Mısırlı Müslümanlara yönelik sürdürülen katliamın son bulması için toplanan Kırklarelililer attıkları sloganlar ve okudukları basın açıklaması ile seslerini dünya kamuoyuna duyurmaya çalıştılar.

 

“Kırklareli Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak, Mısır ve Suriye' de halkın iradesine ve sivil yönetime yönelik zulümleri ve darbecileri kınadığımızı ve lanetlediğimizi ifade ediyoruz. Mısır ve Suriye halkının, iradesine sahip çıkmaya, demokrasiyi önceleyen ülkeleri de Mısır ve Suriye direnişine destek vermeye oradaki halkların iradesine saygı göstermeye çağırıyoruz. Kırklareli Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak, Filistin’de Gazze'de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Suriye ve Mısır'da kadın, çocuk, yaşlı genç demeden katliamlarım sürdüren darbeci katilleri, sivil insanlara yönelik insanlık dışı kanlı eylemleri bir kez daha kınıyoruz ve lanetliyoruz. Binlerce sivili katleden darbeci Mısır ordusunu ABD, İsrail ve Suudi Arabistan başta olmak üzere darbeyi ve darbecileri destekleyen emperyalistlerle, işbirlikçilerini lanetliyoruz.” cümleleri ile başlayan basın açıklamasında tüm dünya kamuoyuna seslenen Kırklarelililer tüm insanlığı barış ve huzura davet etti.

 

AK Partinin en aktif Milletvekili olarak yıl boyunca Ankara – Kırklareli arasında mekik dokuyan Şenol Gürşan’da “Katliama lanet” dedi

 

Mısırda, Ağustos ayının ilk günleri başlayan insan kıyımını izleyen herkesi uyandırmaya ve oradaki katliamın fitilini ateşleyen zalimlere yönelik Türkiye’de düzenlenen mitingler devam ediyor. Mısır da ki katliamın ilk günlerinde Gıyabi cenaze namazı ile buna tepkisini veren Kırklarelili, Cumartesi günü de saat 17,30’da Dingiloğlu parkı önünden başlattığı Mısır ve Suriye’de ki katliama tepki mitinginde Esed ve Sisi’yi lanetledi. Dünyanın tüm insanlığın ortak kullanımı için var olan bir ev olduğu düşünüldüğünde, Mısır ve Suriye’de insan kıyımının daha net ve bitirici tepkilerle sonlandırılması taraftarı olan yüzlerce Kırklarelili vatandaşın seslerini duyurma çabasına katkıda bulunmak isteyen AK Parti Kırklareli Milletvekili Şenol Gürşan’da Kırklarelililerle omuz omuza yürüdü.

 

Sivil Toplum Kuruluşları tarafında oluşturulan tertip heyetinin organize ettiği “Mısır ve Suriye’deki katliama lanet, halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesine destek mitingi” daha sonra heyet adına okunan basın açıklamasının okunması ile sona erdi. Tertip heyeti adına basın açıklamasını İbrahim Erginsoy okudu. Mısırda katledilen Esma’nın babasının kızına yazdığı mektubunda okunduğu basın açıklamasında gözyaşları sel oldu. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Filistin'de Gazze'de, Doğu Türkistan'da Arakan'da, Mısır’da, Suriye’de Müslümanlar sıkıntı çekmektedirler. Mısır’da ve Suriye'de meydana gelen hadiseler İslam’la, insanlıkla, hukukla izah edilemez. Mısır’da ve Suriye'de olan vahşet karşısında her şey bitmiştir. Eğer dünya bu vahşetlere seyirci kalmayı içine sindiriyorsa artık yeryüzünde 10 milyara yakın insan da olsa bu insanlar ölmüş demektir. Bu insanların hak ve hukukunu temsil ettiğini söyleyen devletler yok demektir. İnsan haklarına ilişkin sözleşmelerin altına imza koyan ülkeler ve bu sözleşmelerin tatbikini hayata geçirmek için var olan uluslararası örgütler yok demektir. Eğer varsa göstersinler. Filistin'de, Gazze'de, Doğu Türkistan'da, Arakan' da Mısır'da binlerce insan savunmasız ve silahsız olarak, Suriye'de çocuklar ve sivil halk kimyasal silah kullanımı sonucu hayatını kaybediyor. Peki, dünya ne yapıyor? Hâlâ hesap yapıyor, hâlâ çıkar endeksli olayları değerlendiriyor. Hâlâ 'benim ülkemin menfaati, Esed gider de yerine falancalar gelirse acaba biz ne yaparız' diye hesaplar, kitaplar yapıyorlar. Bu tür hadiseler karşısında yapılması gereken altına imza koyulan uluslararası insan hakları sözleşmelerinin gereğinin yapılmasıdır. Ancak bu yapılamamaktadır. Eğer, Suriye'de Esed'in kimyasal silah kullanmak suretiyle öldürdüğü kişiler gayrimüslim olsaydı veya Mısır'da Sisi'nin eli kanlı katillerinin onun talimatıyla öldürdükleri, şehit ettikleri gayrimüslim olsaydı acaba Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi bir araya gelip hiçbir şey söylemeden dağılır mıydı? Zulmü, zalimi cesaretlendiren açıklamalar yapabilirler miydi? Ona destek olurlar mıydı? Yoksa ona dünyayı dar edecek adımları atmak için kararlar mı alınırdı? Onun için de bütün İslam Dünyasının, bütün Müslümanların bir kez daha düşünmesi ve dinini doğru anlaması, Peygamberini doğru anlaması bu dinin esasına göre iman ve amel etmenin yolunu bulması İslam düşmanlarını tanıması gerekir. İslam ülkelerindeki duruma baktığımızda "Hiç mi bizim suçumuz yok? Onun için bizim ideoloji pencerelerinden bakmayı bırakıp gerçeğin, vicdanın, kalbin, insanlığın penceresinden hadiselere bakmanın yolunu mutlaka ama mutlaka bulmamız lazım. 1982'de Hama'da on binlerce insanı kimyasal gaz kullanarak katleden Hafız Esed'in mirasını devralan eli kanlı oğlu Beşşar Esed; kimyasal silah kullanarak, ilk belirlemelere göre, 1300'den fazla insanı, çocuk, yaşlı, kadın demeden katletmiştir. Saldırılarda yaklaşık 3500 kişi ise yaralanmıştır. Yoğun roket, havan ve topçu bombardımanının yaşandığı bölgede çok sayıda sağlık personeli ve gönüllünün de katledildiği ifade ediliyor. Sârin gazının kullanıldığı bilgisinin kamuoyuna yansıdığı katliamda; kimyasal maddeye maruz kalan insanlarda nefes darlığı, kusma, göz bebeklerinde küçülme gibi belirtilerin görüldüğü, gaza maruz kalanların çok kısa sürede öldüğü belirtiliyor. Devlet terörü ile dünyanın gözü önünde kimyasal gazlarla katledilen Suriye halkına karşı duyarsız kalan bütün devletleri ve uluslararası örgütleri kınıyor; babasının ve Hama katliamını bizzat yöneten Amcası Rıfat Esed'in izinde olan Eli kanlı OĞLU Beşşar Esed'in, mazlum Suriye halkına ve masum çocuklara karşı ölüm kusmasını lanetliyoruz. Kimyasal silah bizim kırmızıçizgimizdir diye açıklama yapan çizgisiz ve ilkesiz ABD başta olmak üzere, katliama sessiz kalan bütün devletleri ve Suriye'de devlet terörüne yardım eden İran'ı kınıyoruz. Kırklareli Sivil Toplum Kuruluşları olarak; Mısır'da Rabiatul Adeviyye Meydanındaki insanların üzerine ateş açılarak katledilmesini kınıyoruz. Masum insanların kanının dökülmesine seyirci kalınması kabul edilemez. Bütün dünyayı yaşanan vahşete 'dur' demeye davet ediyoruz. Mısır'da kadın, çocuk, yaşlı genç demeden katliamlarını sürdüren darbeci katilleri kınıyoruz ve lanetliyoruz. Askeri darbe yaparak Mısır halkının iradesini katledenler, bugün de Mısır halkını katletmeye devam etmektedirler. İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar Mısır'da hem demokrasinin katledilmesine hem de insanların öldürülmesine seyirci kalmaktalar, darbecilere bazen açıktan, bazen de örtülü destek vermeye devam etmektedirler. Mısır'daki darbeye açıktan destek veren ve darbeyi fırsat bilen katil İsrail devleti, Filistin'de yeni yerleşim yerleri inşa etmekte, karşı çıkanları da katletmektedir. Bütün bu olaylar göstermektedir ki, Mısır'daki darbenin arkasında İsrail ve emperyalistlerin Ortadoğu'daki çıkarlarını korumak ve geliştirmek yatmaktadır. İsrail insansız hava araçları ile darbecilerin Sina Yarım Adası'nda ortak katliamlar yapması bunun açık kanıtıdır. Amerika ve Avrupa Birliği'nin demokrasi anlayışı cahiliye döneminde putperestler tarafından helvadan yapılan Lat, Menat ve Uzza putlarına benzemektedir. Şunu görüyoruz ki Cahiliye toplumunda olduğu gibi hani helva hamurundan Lat, Menat, Uzza putlarını yapıp sonra acıkınca onu yiyen putperestler gibi Amerika, Batı, Avrupa Birliği ülkeleri demokrasi putunu yiyorlar. Bugün Kırklareli'den Adeviye Meydanı'na bin selam göndererek, Türkiye'de ve dünyada darbeler olduğunda 'işte bak Mısır'da darbe oluyor, sıra şu ülkelerde' diyenlere yeni bir başlangıç yapıyoruz. Dünyanın her yerinde darbeciler lanetleniyor, aradan 50 yıl da geçse sadece çöplükteki yeri hatırlanıyor. Ama darbeye direnenler ayakta alkışlanıyor. Çünkü darbeye direnmek erdemli bir harekettir, onurlu duruştur. İnancı ne olursa olsun insan olan herkesin yapması gereken bir şeydir. Kırklareli Sivil Toplum Örgütleri Platformu olarak, uluslararası platformları ve demokratik ülkeleri darbecilere karşı tutum almaya, Mısır halkının kendi hür ve özgür iradesiyle göreve getirdiği sivil yönetime destek vermeye çağırıyoruz. Demokrasilerde seçimle gelen seçimle gider. Demokrasiye dair bu en yalın gerçek ışığında, Mısır'da ordunun kışlasına çekilmesini, sivil yönetim ve Mısır halkı üzerinde vesayet oluşturma çabalarından vazgeçmesini, anayasanın askıya alınmasına ilişkin beyanını geri almasını haykırıyoruz. Mısır halkının özgür iradesine saygı duyulmasını, bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin görevinin ülkeyi dış tehditlere karşı korumak olduğunu idrak etmesini istiyoruz. Mısırın demokratik yollarla seçilen sivil yönetimi de, Mısır'da en kısa sürede vesayeti kırmak, tüm Mısırlıları kucaklayan demokratik ve sivil anayasayı ortak bir mutabakatla hayata geçirmek ve devlet-millet buluşmasını gerçekleştirmek noktasındaki adımlarını en kısa sürede atmalıdır. Bunlar aynı şekilde Suriye için de yapılmalıdır.”

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Gezi eylemlerinde sus pus olmustunuz degil mi? Orada ölenler gavur evladi mi ki hic yazmadiniz...