Esbaskan ile "Herseyi bilen kisi"

Geçen hafta Türkiye normal insan zekâsi ile alay etmek anlamina gelen ve Türk milletini ise hiç tanimadiklari anlasilan aklievvellerin girisimleri sonucu meydana gelen iki önemli olay yasandi.

Söz konusu gelismeler Türkiyemizin nerede oldugunu, kim tarafindan yönetildigini ve yüzyüze oldugu tehlikeleri çarpici bir sekilde göstermektedir.

BIRINCI OLAY

Emine Erdogan, bes alti kadar Bölge ülkesinin devlet ve hükümet baskani eslerinin katildigi bir toplanti organize etti ve yaptigi konusmada Filistinli çocuklar için agladi,

Arkasindan Tayip Erdogan hastanede yarali Filistinli çocuklari ziyaret etti. O da agladi. Bir yandan kari koca Filistinli çocuklar için gözyasi dökerken, diger yandan Tayip Erdogan Partisinin Meclis grubunda bir konusma yapti ve dedi ki;

“Ben büyük Ortadogu Projesi’nin esbaskaniyim. Büyük Ortadogu Projesi, kadin haklarinin ve egitim hakkinin gelistirilmesini ve Bölgenin kalkinmasini öngören bir projedir. Bu Projede bana bir görev verildi ve ben de kabul ettim.”

BOP’un gerçekte ne oldugunu bir yana birakalim. Tayyi Erdogan “görev” kabul ettigini söylüyor. Görevi veren kim? Amerika. Egemen bir devletin yöneticisi bir baska devletten “görev” alabilir mi?

“Secaat arz ederken merdi kipti sirkatin söylermis.”

Öte yandan Amerikali yetkililer, ‘Büyük Ortadogu Projesi’nin Fas ve Moritanya’dan Orta Asya’ya kadar 24 Müslüman ülkenin sinirlarinin degistirilmesi oldugunu’ söylüyorlar. Bunun haritasini yapmislar.

Bu dogrultuda harekete de geçmisler. Irak ve Afganistan’i isgal etmis ABD. Israil ayni proje çerçevesinde basta Filistin olmak üzere komsularina saldirip duruyor. Esbaskanlardan Ehud Olmert, Filistin’e saldirmadan önce diger esbaskan Tayyip Erdogan’i ziyaret ediyor. Ve bütün bu gerçekler üzerine Tayip Erdogan çikiyor bir yandan gözyaslari döküyor, diger yandan “BOP, kadin ve egitim hakkidir, Bölgenin kalkinmasidir” diyor.

Kim inanir Tayip ile karisinin gözyaslarina?

Tam sekiz yildir Büyük Ortadogu Projesini konusan ve ne oldugunu yasayarak gören Türk Milleti, Tayyip Erdogan’in bir siyasal komedi örnegi olabilecek BOP tarifine kanar mi?

Sahte gözyaslarina ve Tayyip’in siyasal komedisine inanacak insanlarin varligindan bahsetmek, normal insan zekâsina hakarettir.

IKINCI OLAY

Tuncay Güney 14 Ocak Aksami Devletin televizyonu TRT 2’nin bas konuguydu. Tam dört saat boyunca Tuncay Güney, kendisine   “Sayin Güney” diyerek hitap eden biri program sunucusu, digerleri katilimci üç kisinin; Fikri Saglar, Mehmet Elkatmis ve Samil Tayyar’in çanak sorularini, arkasina yaslanarak agzi kulaklarinda “her seyi bilen adam” edasinda cevapladi. Tuncay Güney tescilli bir sahtekâr. Hakkinda giyabi tutuklama karari var. CIA ve MOSSAD baglantili oldugu konusunda da herhangi bir tereddüt yok. Haham ama sahtekârligi burada da kendini ele veriyor. Türkiye ve Kanada’daki Yahudi Cemaati böyle bir hahamlarinin olmadigini söylüyorlar. Bir zamanlar MIT içinde önemli görevlerde bulunmus ve Amerikanci kligin önde gelen adami Mehmet Eymür’ün elemani oldugunu bizzat MIT söylüyor.

Iste bu “karisik” Tuncay’in, “karisik” olmadigi bir nokta var: Türk Ordusu’na düsman ve Isçi Partisi’ne düsman. Bu iki konuda son derece net. Haham Tuncay, dört saat boyunca sen sakrak, bülbül gibi öttü. Sakidi da sakidi. Ama Isçi Partisi Genel Baskan Yardimcisi ve Dogu Perinçek’in Avukati Sayin Hasan Basri Özbey nasil olduysa baglandi programa. Topu topu üç dakika konustu.

Ama o üç dakika dört saatlik yalanin tuzla buz olmasina yetti. O yayila yayila, agzi kulaklarinda konusan Tuncay gitti. Yerine en az 15 dakika nefes almadan, agzindan köpükler saçarak konusan, Fethullah ve Amerika’yi açikça savunan ve Isçi Partisi’ni de Rusya, Çin ve Avrupa ülkelerinin gizli servisleri için çalismakla suçlayan Tuncay geldi. Hasan Basri Özbey’in üç dakikalik konusmasi üzerine sasirip dengesini kaybedenlerden biri de Samil Tayyar oldu. Sorusturma safhasinda açiklanmasi yasak olan dosya bilgilerinden hareketle yazilar ve kitaplar yazan dönemin “gazetecisi” için de hesapta olmayan bir durum ortaya çikmisti.

TERTIP ÇIRILÇIPLAK ORTADA

En önemli nokta, Devlet televizyonunun CIA MOSSAD baglantili bir kanun kaçaginin, Türk Ordusu ve Içi Partisi düsmanligindan ibaret olan yalanlarina ekranini teslim etmesidir. Devlet televizyonu, deyim yerindeyse devleti vurmustur.

Açikça suç islemistir. Öte yandan “Ergenekon Tertibi”nin Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef aldigi, bu programla birlikte olanca çiplakligi ile ortaya çikti.

Haham Tuncay ile söz konusu Programi tezgâhlayanlar, dört saat boyunca kendi kendilerine tekrarladiklari yalanlarina bütün milletin inanacagini saniyorlardi herhalde. Kaderlerini emperyalistlerle birlestirenlerin Türk milletini tanimadiklari ortaya çikmistir. Bütün Türkiye, 14 Ocak aksami, sahnelenen tertibi bütün çiplakligi ile görme olanagi buldu.                             

mbgultekin@ip.org.tr

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol