"Ergenin psikolojisini anlamaya çalisin"

Kirklareli Il Saglik Müdürlügü Ruh Sagligi Sube Müdürü Birkan Buzol, ergenlik çaginda gençlerin ne tür davranislar gösterebilecegini ve ebeveynlerin bu evrede çocuklarina nasil davranmasi gerektigini açikladi. Buzol, ebeveynlere "Ergenlik dönümü hassas bir evredir. Bu dönemde çocuklarinizin psikolojisini anlamaya çalisin" mesaji verdi.

"Ergenlik bireyin çocuksu tutum ve davranislarinin yerini yetiskinlik tutum ve davranislarinin aldigi, cinsiyet yetilerinin kazanildigi dönemdir. Genel olarak 12- 20 yas arasi ergenlik dönemi olarak adlandirilir. Sosyoekonomik kosullar, iklim ergenligin baslangicinda etkili olmakta, olgunlasmanin geç ya da erken olmasina neden olmaktadir. Gerek ergenlik gerekse gençlik dönemleri insan yasaminin en güzel, en mutlu ve en güçlü dönemleri olurken, ayni zamanda birer kriz ya da bunalim dönemleridir.

Gerek biyolojik, gerekse sosyal bakimdan en önemli degisiklik sayilan ergenlik ve gençlik dönemleri yillar boyunca halk arasinda oldukça satafatli sözlerle belirlenmis "buhran çagi", "delikanlilik", "atesli gençlik", "kabina sigmazlik" gibi deyimler hep bu dönemi anlatmada kullanilmistir" diye konusan Buzol, ergenin gösterdigi gelisim görevlerini söyle açikladi: "Bedensel özelliklerini kabul etmek ve bedeni olumlu kullanmak, cinsel rolünü kabul etme ve bu role uygun davranislar gelistirme, her cinsten yasitlariyla yeni ve daha olgun iliskiler kurmak, ana-babadan ve diger yetiskinlerden duygusal bagimsizligi gerçeklestirme, kendisi ile ilgili önemli kararlar verebilme, meslek seçimi için gerekli ön hazirliklari yapma ve kendisine en uygun olan meslegi seçebilme, evlilige ve aile yasamina hazirlanmak"

Buzol ayrica, "Ergenin bu gelisim görevlerini yerine getirebilmesi için daha önceki yillarin gelisim görevlerini zamaninda tamamlamasi ve fizyolojik gelisimi açisindan yasina uygun bir olgunluk düzeyine erismis olmasi gerekmektedir.

Gelisim çagina özgü gelisim görevlerinin zamaninda yerine getirilmesi kisinin çevresi ile uyumlu bir iliski kurmasina, basarilamayan her gelisim görevi ise kisiligin uyumunda bir soruna ve güvensizlik durumunun olusmasina neden olmaktadir. Gelisim görevlerinin zamaninda basarilmasina kisinin kendine duydugu güven ve saygi, bunun yaninda sosyal çevrenin kisiye sunacagi güven ve ön yasantilarin çesitliligi önemlidir" dedi.

Ergenin ne hissettigini ve nasil davranmak istedigini de açiklayan Ruh Sagligi Sube Müdürü Birkan Buzol, "Ergenin genel olarak duygularinda istikrarsizlik oldugu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuguna çekilmis ve bitkin olabilir.

Duygular anlik olarak bile degiskenlik arz edebilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasinda 'Daha dün iyiydin, simdi ne oldu?' türünde sorgulamalara ve baskici yaklasimlara girmemesi gerekir. Bu dönemde ergen duygularini çok dolu ve coskulu yasar. Gerek ses tonu ve vurgulamalari ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularini daha fazla ifade ediyor niteliktedir. Diger dönemlere göre daha yogun hayal kurar ve gerçekten zaman zaman uzaklasir. Bu hayaller gelecek planlarini kapsayabilecegi gibi genellikle karsi cinsle ilgili hayaller olabilmektedir. Ergen zaman zaman yalniz kalma istegi içinde olabilir.

Odasina çekilen ve yalniz kalmak istedigini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu oldugu düsünülüp kaygilanilmamalidir. Ergen kendisi ile bas basa kalip yasadiklarinin muhasebesini yapma ihtiyaci hissedebilir. Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bagli olarak çalismaya karsi isteksizdir. Vücut enerjisi âdeta büyümeye harcaniyor gibidir. 

Ergen yasadigi bedensel degisimlere bagli olarak çekinebilir ve kendini saklama ve bu degisimlerden çevreyi haberdar etmeme istegi içinde olabilir. Yeni seyler deneme meraki artmistir. Bu dönemde arkadas çok önemli bir noktadadir. Bu nedenle arkadas seçimi konusunda ergenin dikkatli olmasi ve ailenin hassas davranmasi gerekir. Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyaci vardir. Bu ihtiyacini aile içinde gideremeyen ergen, farkli arkadas gruplarinda bu ihtiyacini giderebilir" ifadelerini kullandi.

"Bir dakikaniz var mi? Onu çocugunuza ayirin"

Buzol, "Çocugunuza zaman ayirin, bu ona önem verdiginizi gösterecektir. Çocugunuzu dogru bir sey yaptigi zaman sözle ve davranislarinizla ödüllendirin, bu onu iyi davranis konusunda cesaretlendirecek ve aranizdaki iletisim hattini açik tutacaktir. Onu dinlediginizi gösterin, anlattigi konuyla ilgili soru sorun. Eger çocugunuz sizinle konusmak istediginde dinlemezseniz, siz iletisim kurmak istediginizde ona ulasmaniz çok zor olur. Kurallar koyun ve uygulayin. Kurallar her çocugun ihtiyaci olan sinirlari çizer. Düzenli olarak çocugunuzla birlikte yemek yiyin. Ögünlerini aileleriyle birlikte yiyen ergenler, sigara içmeye ya da madde kullanmaya daha az egilimli olmaktadirlar. Birlikte yemek yerken televizyonu unutun, TV seyretmek yemek sirasinda kuracaginiz iletisimi engeller.

Gününüzden beraber söz edin. Her ebeveyn, çocuguna "günün nasil geçti?" diye sordugunda çocugun "iyi"  diye cevap verdigini duymustur. Sonra sessizlik. Çocugunuzun açilmasina yardimci olmak için önce siz gününüzden bahsedin. Çocugunuza yaptigi iyi bir davranista bir tesekkür notu yazin, bunu kitabinin arasina ya da yastiginin altina birakin.

Çocugunuza nasihat etmeyin,  bir ise yaramaz. Çocugunuzu serseri, deli vb sifatlarla etiketlemeyin. Her iki tarafin da öfkeli oldugu durumlarda tartismayi erteleyin. Esiniz ile konusup çocugunuza karsi "tek ses" çikartin. Çocugunuzun kimlerle arkadaslik ettigini bilin. Herhangi bir konuda onun da fikrini alin, aile konularinin disinda tutmayin" diye konustu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol