Ergene Nehri’ndeki kirlilik, her kesimden tepki çekmeye devam ediyor. Kirliligin son zamanlarda kanser hastaligini arttirdigi Trakya’da genç yasli, kadin erkek herkes bu gidisata ‘dur’ demek için çaba sarfediyor. Geçtigimiz günlerde Uzunköprü’de de Ergene Insiyatifi’nce bayanlardan olusan bir grup basin açiklamasi yapti. Burada göze çarpan en önemli ifade, Ergene’deki kirliligin sadece Trakya’yi degil, ülkeyi etkiledigi yönünde oldu. Sudaki kirliligin zarar verdigi toprakta yetisen ürünlerin ülkenin dört bir yanina dagildigini söyleyen insiyatif üyeleri, bu nedenle kanser tehlikesinin daha büyük kitleleri etkileyecegini savundu.
Ergene Inisiyatifi Uzunköprü Grubu, Ergene Kirliligi için geçtigimiz günlerde Belediye Is Merkezi önünde bir basin açiklamasi yapti. Ergene Nehri için bir araya gelen kadinlar adina basin açiklamasini yapan Ebru Isbilen, Trakya’da temiz ve saglikli bir çevrede ayçiçekleri ile beraber yasamak istediklerini kaydetti. Isbilen, Yildiz Daglari’ndan dogup Saros Körfezi’ne dökülen Ergene Nehri’nin bir zamanlar geçtigi topraklara hayat veren, bölgedeki tarim arazilerini besleyen bir nehir oldugunu söyleyerek sunlari kaydetti: Ergene, atik su toplama kanali gibi oldu
“Åzimdi ölüm tasiyor, canli hayati tehdit ediyor, can aliyor. Bugün Ergene Nehri Türkiye'nin en kirli nehri ve artik Ergene'de su degil zehir akiyor. Nehir ciddi agir metaller ve kimyasallarla yüklü, dayanilmaz kokulu, pas renginde bir suya dönüstü. Toprak kirlendi, ayçiçekleri küçüldü. Trakya Üniversitesi’nin yaptigi bir arastirmanin sonucu aci gerçegi apaçik vurguluyor: Ergene Nehri'nin yararli kullanimi ortadan kalkmistir. Ergene Nehri bitme noktasindadir. Yaklasik 280 km. uzunluga sahip Ergene Nehrini besleyen kollar bu gün birer "Atik Su Toplama" kanali gibi çalisiyor.”
‘Åzeytan Dörtgeni’ olarak adlandirilan ve sanayilesmenin yogun olarak bulundugu Çorlu, Çerkezköy, Muratli ve Lüleburgaz bölgesinin atik sularinin nehrin sularina karistigina dikkat çeken Ebru Isbilen, özellikle Çorlu-Çerkezköy bölgesinde faaliyet gösteren ve birçogu ruhsatsiz olarak üretim yapan yaklasik 1500 sanayi tesisinin atiklarinin hiçbir aritma uygulanmadan havzaya birakildigini ifade etti ve söyle devam etti:
Bölgenin hidroekolojik yapisi da bozuldu
“2002 yilinda TBMM bünyesinde kurulan komisyonun 2003 raporunda da belirtildigi gibi havzadaki kirliligin % 75'i bu sanayi bölgesinden kaynaklaniyor. Aritma tesisine sahip az sayida isletme de bu tesisleri verimli bir biçimde kullanmiyor. Bu isletmeler her gün yeraltindan 5 milyon metreküp temiz su çekiyorlar ve sonra atik kirlettikleri suyu denetimsiz bir biçimde havzaya geri birakiyorlar. 15 yil önce 50 metreden çekilebilen yeralti suyuna günümüzde 300-350 metrede ulasilabiliyor. Yeralti sularinin yogun kullanimi sonucu bölgenin hidroekolojik yapisi da bozuldu. Geçen aylarda Macaristan'da yasanan kaza sonucu topraga karisan kirletici su miktari kadar atik su, bu bölgede her gün topraga birakiliyor ve ne yazik ki bu durum medyanin çok genis bir kesimince bir haber degeri bile tasimiyor.”
Çiftçiler bakanliga açtigi davayi kazandi
Kirlilik sonucu 800 bin kisinin yasadigi Ergene Havzasi'nda çok ciddi saglik sorunlari yasandigini belirten Isbilen; “Özellikle akciger kanseri ve kalin bagirsak kanseri basta olmak üzere diger kanser türlerinde bir patlama yasaniyor. Bu kirlilik sadece bölge insaninin sagligini tehdit etmiyor. Sudaki kirlilikten payini alan topraklarda üretilen tarim ürünleri Türkiye'nin diger bölgelerinde de tüketilmesi nedeniyle sorun hepimiz için kanserojen bir tehdit olusturmaktadir. Tarim ürünlerindeki kirlilik çiftçilerin de maddi kayiplarina neden olmaktadir. Edirne'nin Uzunköprü ilçesindeki çeltik üreticilerinin Ergene Nehri kirliligi nedeniyle 2001 yilinda Çevre Bakanligi aleyhine açtiklari davayi kazanmalari bu kirliligin bir anlamda tescil edilmesidir” diye konustu.
Temizlik, bizzat kirletenlerce yapilsin
Açiklamasina Anayasasi’nin 56. maddesini okuyarak devam eden Isbilen su cümleleri kullandi: “56. madde ‘Herkes, saglikli ve dengeli bir çevrede yasama hakkina sahiptir. Çevreyi gelistirmek, çevre sagligini korumak ve çevre kirliligini önlemek devletin ve vatandaslarin ödevidir’ der. Bu maddeden yola çikarak sorunun vardigi noktadaki çözümsüzlüge seyirci kalan basta Çevre ve Orman Bakanligi olmak üzere, bölge milletvekillerini, devletin ilgili kurumlarindaki yetkilileri çözüm için somut adimlar atmaya davet ediyoruz. Yeralti sularinin kullanilmasi yönetmeliginin tavizsiz uygulanmasini, atik sularin temizlenerek yeniden kullaniminin saglanmasini, kirletilen Ergene Nehri’nin bizzat kirletenler tarafindan temizlenmesini, sanayi tesislerinin denetiminin siki bir biçimde yapilmasini ve kural disi kullanimlara karsi her türlü cezai yaptirimin uygulanmasini talep ediyoruz. Sorun çözülene kadar sorunun takipçisi olacagimizin bilinmesini istiyoruz.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol