Ergene Plani yapilirken magdurlar unutuldu mu?

Çevre ve Åzehircilik Bakanligi tarafindan açiklanan "Ergene Havzasi Koruma Eylem Plani 2011" hazirlanirken magdur olanlarin görüs ve önerilerinin dikkate alinmadigini öne süren Ergene Platformu, son günlerde belediyeler ve Bakanlik tarafindan karsilikli yapilan açiklamalarin kamuoyunu yanilttigini bildirdi. Bakanlik ve belediyelerin birbirini suçlayan nitelikteki açiklamalarinin magdur olan halki yeniden umutsuzluga sevk ettigini belirtilen Platform Yönetim Kurulu, daha fazla zaman geçmeden basta Ergene Platformu olmak üzere bölge halkindan, üniversitelerden, barolardan, mimar ve mühendis odalarindan, tabip odalarindan temsilcilerle birlikte planin revize edilmesi gerektigini kaydetti. Ergene Platformu Yönetim Kurulu yaptigi yazili açiklamada, son aylarda halkin ve Ergene Platformu'nun "Ergene Hayata Dönsün" eylemlerinin Çevre ve Orman Bakanligi'nca hazirlanip kamuoyuna sunulan "Ergene Havzasi Koruma Eylem Plani 2011" ile eksik ve çok geç kalinmis olsa da devlet ve hükümet nezdinde etki biraktiginin görüldügünü belirtti. 

Ancak, Çevre ve Orman Bakanligi tarafindan hazirlanarak kamuoyuna sunulan "Ergene Havzasi Koruma Eylem Plani 2011"in hazirlanirken Ergene Nehri'nin kirliliginden magdur olanlarin ve bölgede yasayanlarin görüs ve önerilerinin dikkate alinmadigini öne süren Ergene Platformu, daha fazla zaman geçmeden basta kendileri olmak üzere bölge halkindan, üniversitelerden, barolardan, mimar ve mühendis odalarindan, tabip odalarindan temsilcilerle beraber planin revize edilmesini istedi.

Konuya iliskin yapilan açiklamada maddeler halinde sorunun anlasilmasina ve çözümüne yönelik bilgi ve öneriler sunuldu. 

Mevcut Anayasa'nin 56. madde ve yasal düzenlemelerin su an Ergene Nehri'nin temiz akmasini saglayabilecek yetki ve sorumluluklar içerdi vurgulanan açiklamada, 30 yildir bu hukuksal yetki ve sorumluluklari kullanilmasi için kamusal irade ve gücün devre disi birakildigini ileri sürüldü. Bu ayrintinin gözden kaçirilmamasi gerektigine isaret edilen açiklamada, "Hiçbir yasal düzenleme 'Efendim su kadar insana hizmet veriyorum, isçi çalistiriyorum onun için yüz binlerce insani, canliyi zehirleyebilecek su kadar artigi dogaya birakabilirim ve yüz binlerce baska insana zarar verebilirim' gaddarligini tanimamaktadir" denildi.

Çevrecilerin ve birçok bagimsiz üniversite arastirmacisinin Ergene Havzasi'nda yasanan kirlilikten dolayi kanser vakalarinda artis oldugunu ortaya koydugu, bunun Edirne Il Saglik Müdürlügü'nün 2004-2008 yillari arasi yaptigi arastirmadaki '2004-2008 yillari arasindaki olgu sayilari irdelendiginde; her iki cinste de yillar içinde olgu sayisi artmis olmakla beraber 2008 yili içindeki artis maksimum düzeydedir' ifadeleri ile gözler önüne serildigini açiklayan Ergene Platformu, buna karsin, birçok yetkilinin konuyu 'spekülasyon' seklinde yorumlayan hazir cevaplarla yetindigini aktardi.

"Ergene Hayata Dönüyorsa tam olarak dönmelidir"

Ergene Platformu Yönetim Kurulu açiklamasinda, "O halde soruyoruz; Anayasa da kamu sagligi ile ilgili ifadeler açikken ve bu kadar gözler önüne serilmis bir kamu sagligi felaketi varken spekülasyonlar bu kadar fazla iken, yetkililer havzanin tümünde neden saglik taramasi yapmamakta, yapmissa da neden halkla paylasmamaktadir? 

Mevcut plan çerçevesinde havza da bagimsiz gözlemci ve uzmanlarla beraber saglik taramasi yapilmali halkla paylasilmali maddi manevi önlemleri mutlaka alinmalidir.

'Ergene Hayata Dönüyorsa' tam olarak dönmelidir. Åzu ana kadar havzada yasanan toprak ve verim kaybi ile de ilgili bagimsiz kurumlarla beraber arastirmalar yapilmali bu arastirmanin sonuçlari mutlaka halka açiklanmalidir. Magdur olan özellikle çiftçi ve köyler ile ilgili tazmin çalismalari devlet kurumlarinca acilen yapilmalidir" dedi.

Halk umutsuzluga kapildi

Ergene Platformu Yönetim Kurulu maddeler halinde yaptigi açiklamasinda su ifadelere yer verdi;

"Son günlerde belediyeler ve Bakanlik sorunun kimden kaynaklandigina dair birçok açiklama ile kamuoyunu yaniltmaktadir. Bakanlik ve belediyelerin birbirini suçlamalari magdur olan halki yeniden umutsuzluga sevk etmektedir. Sorunun kimlerden kaynaklandigi asikardir. Bu asamadan sonra sirf politik kaygilardan dolayi karsilikli suçlamalarin sorunun çözümüne yönelik bir faydasi yoktur. 

Halk; belediyeyi de Bakanligi da Devlet olarak bilir ülkemizde. Felaketin içindeki sanayi ve zirai, evsel atik oranlarinin, yüzdeliklerindeki 3 asagi 5 yukari olmasi hiç kimsenin suçunu hafifletmez. Bakanligin internet sitelerinde bizzat kendi çalismalarindan yola çikarak ortaya konan raporlar, açiklamalar ve sonuçlardaki çeliskiler de ortadadir. T.C. Çevre ve Orman Bakanligi Türkiye Çevre Atlasi'ndaki Akarsu Havzalari adli bölümde 73. sayfada

'IV.2.3.2.4.1.1. Endüstrilerden Kaynaklanan Kirlenme ve Kirlenme Yükleri Meriç Havzasini Ergene Nehrine desarj esasina göre 2 bölümde incelemek mümkündür.

a. Ergene Nehri

Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren endüstrilerin büyük çogunlugunun atik sulari Ergene Nehri'nin bir kolu olan Çorlu Deresine desarj edilmektedir. DSI Gözlem Raporlari incelendiginde, Çerkezköy çikisindaki Çorlu Deresinde yapilan örneklemeler sonucu, Çorlu Deresinin olaganüstü kirli oldugu görülür (Sinif IV). Yine Ergene Nehri üzerindeki Uzunköprü istasyon verileri ise BOI5, amonyak azotu, fosfat ve çözünmüs oksijen degerlerinin Çorlu deresindekilere kiyasla daha düsük, yani kirlenmenin çok daha az oldugunu göstermektedir. Bu durum, Çerkezköy sanayinin Havza'daki kirlenme profilini tek basina yönlendirdigini göstermektedir. Diger taraftan Uzunköprü istasyonundaki göreceli düsük degerler Çerkezköy-Uzunköprü arasinda Ergene Nehri'nin özümleme kapasitesinin hala var oldugunun bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Ancak, Ergene Havzasinda yer alan Trakya Bölgesi'nin bu önemli nehri Su Kirliligi Kontrol Yönetmeligi standartlarina göre Sinif IV kategorisine girmektedir' buna örnektir. Açiklama da yetkililerin kirletmeye açikça seyirci kalmalari sonucunda kirliligin geldigi aci sonuçlar ifade edilmistir. Ayrica bagimsiz arastirmacilarin benzer birçok arastirmasi, analiz sonuçlari da ortadadir. 

Bu felakette basta yetkililer, vahsi sanayi olmak üzere, belediyelerin evsel atiklarinin, zirai ilaçlamanin çevre kirliliginin olusumunda birlikte etken olduklarinin altini çizmek gerekir. Bakanlik ve Valilikler ve belediyeler atik su ve kati atiklarla ilgili çalismalarini etkin olarak yapmak zorundadir.

O halde çevre felaketinin daha iyi anlasilmasi yarinlara saglikli bilgiler aktarma adina Ergene Havzasindaki kirliligin sonuçlari ve tüm etkilerinin ortaya konulacagi arastirmalarin üniversiteler ve bagimsiz arastirmacilarla beraber yapilmasi, platformumuzun da gözlemci olarak katilmasi fayda                        saglayacaktir. 

Mevcut planla ilgili su dikkati çekmektedir. Yillardir bölgede ki çiftçi ve köylünün ve tabiri caizse tüyü bitmemis yetimin hakkini yiyerek ürün ve toprak, su kaybina ve en önemlisi yasam kaybina mal olan vahset ve felaketten 1. derece sorumlu olan sanayiciye çok çok az sorumluluk yüklenmektedir. Sanayicinin simdiye kadar yaptigi zarar yanina kar, plan ise ekstra bir kar getirmektedir. Soruyoruz neden? 

Dünya üzerinde su bilimcilerin ortak kanisi en degerli suyun yer alti suyu oldugu yönündedir. Yeralti sularinin kullanimini halkin içme sularinin gelecegi, bölgemizin dogal varliklari ve gelisimleri ve uluslar arasi çevre sözlesmelerinin kurallari gözetilerek degerlendirilmelidir. Yer alti sulari gelisi güzel kullandirilmamalidir. 

Ergene Nehri'nin olusumunu saglayan Yildiz Daglari'ndan dogan berrak kaynaklar tasocagi, yol v.s nedenlerden dolayi tehdit altindadir. Mevcut planlama ile bu kaynaklar da koruma altina alinmalidir.

Mevcut planda öngörülen islah ve agaçlandirma çalismalari da geçmiste yapilan kötü uygulamalar dikkate alinarak titizlikle uygulanmalidir. Geçmiste dere çevreleri islah öncesi binlerce agaç ve çalilarla kapliydi. Bu bitki örtüsü onlarca kus, memeli ve sürüngene yasam alani olusturuyordu. Islah sonrasinda tüm bu bitki örtüsü öldürüldügü için hayvan türlerine de yasam alani kalmamistir. Bu açidan Islah aninda ve sonrasinda Ergene çevresinde bölgenin kendi bitki örtüsüne uygun agaçlandirmalar yapilmalidir. Bu tür çalismalarda Ergene Platformu da gönüllü destege hazirdir.

Trakya da basta Ergene Nehri çevre felaketi gibi birçok çevre sorunu vardir. Her tür plani diger çevre ve sosyo-ekonomik sorunlardan soyutlayarak düzenlemek mantik disidir. Bütüncül anlayisa uygun olarak hazirlanmasi gereken ancak seçim öncesi siyasi iktidar tarafindan alelacele açiklanan mevcut planin bu haliyle halkimiz ve Ergene Havzasi yararina yeterli sonuçlar üretemeyecegini konuyla ilgili herkes görmektedir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol