Nükleer santral yapimina yönelik hükümetlerarasi anlasmanin yakin zamanda TBMM Genel Kurulu’na sunulacagini belirten Bakan Yildiz, tüm partilerin destegiyle bu anlasmanin gerçeklesecegini ifade etti. Yapilmasiyla ilgili tartismalarin yillardir sürdügü Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili olarak çesitli açiklamalarda bulunan Bakan Taner Yildiz, sunlari kaydetti: “Nükleer santrallerin önemi anlatildikça, halkin bakis açisi da olumlu yönde degisecektir.
Daha önceden karsi çikanlar, bugün destekleyici konuma geldiler. Biz herkesin düsüncesine saygiliyiz ama, bu ülkenin sorumlulugunu da omuzlarimizda hisseden kisileriz. Bu nedenle, nükleer santraller konusunda, disaridan gelen bir takim manipülasyonlari dogru karsilamiyoruz. Geçen zaman içinde vatandaslarimizin bugünden daha fazla bize destek vereceklerine de inaniyoruz. Bizler bu konuda kararliligimizi her platformda her vesile ile belirtiyoruz. Bu konuda çok geç bile kalindi. Bu nedenle Türkiye ile Rusya hükümetleri arasinda imzalanan Akkuyu sahasinda nükleer santralin tesisine ve isletimine dair isbirligi anlasmasi kapsaminda, çalismalara bir an önce baslayacagiz.”
Sirada neresi var?
Bu açiklamalarin devletin en üst düzeyde bir temsilcisi tarafindan yapilmis olmasi, akillara hemen ayni santralden yapilmak istenen Igneada ve Sinop’un isimlerini getiriyor. Haziran ayinda Kirklareli milletvekili Tansel Baris’in verdigi soru önergesine cevap veren Bakan Yildiz, Kirklareli’nde henüz saha çalismasi yapilmadigini beyan etmis, ancak kesin bir açiklamada da bulunmamisti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Igneada’da çesitli arastimalar yapmis olmasi ve Enerji Bakani’nin nükleler santral konusunda düsüncesi ile niyetini kesin bir dille aktarmis olmasi, ilerleyen süreçte Igneada’nin tekrar gündeme geleceginin isaretini verir gibi.
Kirklarelililer ne yapacak?
Dün ise Izmir, Istanbul, Sinop ve Mersin gibi illerden toplanan yaklasik 60 Greenpace üyesi, Ankara’da
“Türkiye Nükleer Istemiyor”, “Kirli Anlasmaya Hayir De” yazili pankartlar ile protesto gösterisi yapti. Bölgeye polisin gelmesiyle birlikte pasif direnise geçen eylemciler, çevik kuvvet ekiplerince sürüklenerek götürüldü. Kirklareli’nde ise henüz bu konuda kesin bir kamuoyu kanaati olusmus degil. Geçen aylarda yapilan bir ankette, Kirklarelililer’in yüzde 65’inin santrali istemedigi ortaya çikmisti. Greenpace sivil örgütü ise, Dünya’nin dört bir yaninda çevreci gösterileriyle taniniyor. Türkiye’de ise çogunlukla kendilerini bir yere zincirledikleri marjinal eylemleriyle bilinen örgüt, nükleer santrale bilimsel verileri de arkasina alarak kesinlikle karsi çikiyor.
Doga Dernegi’nin nükleer enerji hakkindaki fikri
Türkiye’de 2002 yilindan bu yana faaliyet gösteren Doga Dernegi ise nükleer santrali telafisi mümkün olmayan zarar olarak nitelendiriyor. Kamuoyu, Doga Dernegi’nin ismini geçen sene ünlü müzisyen Tarkan’la birlikte gerçeklestirdigi “Hasankeyf yok olmasin” kampanyasiyla sikça duydu. Doga Dernegi, bilime dayali bir STK (Sivil Toplum Kurulusu) olarak, nükleer enerji hakkinda sunlari belirtiyor:
“Enerji ihtiyaci noktasal ölçekte karsilanmalidir. Gerek nükleer enerji santralleri, gerekse büyük barajlar, yüksek miktarda enerji üretimini tek bir merkezde yapmakta ve enerji son kullaniciya bu merkezden dagitilmaktadir. Söz konusu büyük projeler, çevreye geri dönüssüz zararlar vermektedir ve sürdürülebilir degildir. Öte yandan, büyük merkezlerde üretilen enerjinin bölgelere nakli sirasinda kaçak ve kayiplar olusmaktadir ve verimlilik azalmaktadir. Enerji ihtiyacina kalici çözümler bulabilmek için üretimin büyük santraller yerine noktasal ölçekte ve kullaniciya yakin bir noktada yapilmasi gerekmektedir. Ancak büyük sirketlerin kar odakli lobi faaliyetleri nedeniyle noktasal ölçekte çözümler destek bulmamakta ve hayata geçirilmemektedir. Büyük enerji yatirimlari, kamunun talebinden çok büyük sirketlerin baskilari dogrultusunda gelismektedir.
Nükleer enerji ve ilklim degisikligi: Nükleer enerji santralleri son dönemlerde iklim degisikligine çözüm olarak öne sürülmektedir. Oysa Iklim Degisikligi Sözlesmesi’nde (Kyoto Sözlesmesi) belirtilen Temiz Kalkinma Mekanizmasi (CBD) ve Birlesik Uygulama (JI) bölümlerinin içerisinde nükleer enerji bulunmamaktadir. Küresel isinma ile mücadelede en önemli hedef olan karbondioksit (CO2) emisyonlarinin azaltilmasi için öncelikle fosil yakit kullaniminin düsmesi gerekmektedir. Bu nedenle, nükleer enerjinin yayginlasmasindan maddi yarar elde eden kisi ve kurumlarin nükleer enerjinin iklim degisikligi ile mücadelede en önemli araç olacagi iddiasi geçerli degildir.
Nükleer enerjide atik sorunu: Nükleer atiklarin bertaraf edilmesi ya da yeniden islenmesi sirasinda ciddi derecede sizinti ve kirlilik riskleri bulunmaktadir. Bu nedenle nükleer enerji, bugünün insanlarinin ve gelecek nesillerin yasam hakkini tehdit etmektedir. Bu sorunlar çözüme kavusturulmadigi sürece nükleer enerji akilci bir yöntem olarak kabul edilemez.
Sonuç: Nükleer enerjinin enerji ihtiyacini karsilamak, enerjide disa bagimliliktan kurtulmak ve küresel isinmaya çözüm üretmek gibi gerekçelerle hayata geçirilmesi, bir toplumsal sorunu çözebilmek için pek çok baska toplumsal sorun yaratmak anlamina gelmektedir. Gerek bilimsel çalismalar, gerekse dünyanin yasadigi aci tecrübeler nükleer santrallerin tehlikeli ve kontrol edilmesi güç bir teknoloji oldugunu açikça ortaya koymaktadir.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol