Emekçiler "haksizliga" yürüdü, 26 Mayis bir günlük grevle geçti

Kirklareli Kesk Åzubeler Platformu emekçileri “haksizliga” yürüdü. Karaumur Caddesi’ndeki Ögretmenevi’nden baslayan yürüyüs Zincirlikuyu Caddesi’nde devam ederek Cumhuriyet Meydani’nda son buldu. Yürüyüs esnasinda sürekli olarak “Parasiz egitim, parasiz saglik” gibi sloganlar atildi ve emekçinin sigortasiz, hayat güvencesiz çalisma sartlari elestirildi. Sloganlar atarak ilerleyen kalabaliga vatandaslar da alkislarla destek verdi.

Cumhuriyet Meydani’na gelen emekçiler ilk olarak Zonguldak'ta göçük altinda kalan 30 isçimiz için 1 dakikalik saygi durusu yaptilar. Daha sonra Egitim Sen Kirklareli Åzube Baskani Yessari Demiraslan tarafindan bir basin açiklamasi yapildi. Demiraslan açiklamasinda sunlari kaydetti:

“Maden kazalarinin ‘kader’ olmadigi bir ülke istiyoruz”

“Bizler, daha dün Zonguldak’ta topragin altinda kalan maden isçileri için; is için; ekmek için; güvenceli çalisma kosullari için; özgürlük için; demokrasi için; baskisiz, insan onuruna yarasir bir yasam için birlikteyiz. Haklarimiz ve özgürlüklerimiz için dayanisma içindeyiz. Adalet, esitlik, demokrasi ve sendikal haklarimiz için omuz omuzayiz. Bugün ülkemizde emekçilerin yarisi kayit disinda, kuralsiz, güvencesiz çalisiyor.

 Esnek çalisma biçimleri kural haline geliyor, 4-C, 4-B, 50-D uygulamalarina, kölelik düzenine  mahkum ediliyor. Sendikasizlastirma yayginlasiyor, sendikal örgütlenmenin önüne engel üzerine engel çikariliyor. Örgütlenen emekçiler isten atiliyor. Basta madenler ve tersaneler olmak üzere, is kazasi adi verilen cinayetler önlenmiyor, önlenemiyor. Biz özgürlük, esitlik, baris ve demokrasi istiyoruz. Maden kazalarinin ‘kader’ olarak görülmedigi bir ülke istiyoruz. Yarinlarimiza güvenle bakmak için issizligin ve yoksullugun kökünün kazinmasini istiyoruz. Tüm emekçilerin grevli toplu sözlesmeli sendikal haklarinin anayasal güvenceye kavusturuldugu bir ülke için sesimizi yükseltiyor, özgürlükten, esitlikten, baris ve demokrasi taleplerimizden geri adim atmayacagimizi haykiriyoruz. Biz, sokaklarinda linç çetelerinin hüküm sürdügü bir ülke, irkçi, ayrimci, soven, cinsiyetçi ideolojilerin kusattigi bir devlet istemiyoruz.

Biz, üretenlerin, emekçilerin açliga, issizlige, sefalete itildigi, örgütlenmeye çalisanlarin baski gördügü, hak arayanlarin siddete maruz kaldigi bir ülke istemiyoruz. Biz, emekçilerin % 41'inin güvencesiz, kayit disi çalistirildigi, özellestirmelere maruz birakildigi, taseron sistemi adi altinda kölelik ücretlerine zorlandigi, 10-12 saat çalisma saatlerinin normal görüldügü bir ülke istemiyoruz.

Biz, milyonlarca emekçinin insanlik disi bir asgari ücret dayatmasi altinda yasadigi, egitim ve saglik hizmetlerinin parali hale getirildigi, emeklilerin geçim sikintisindan bezdirildigi bir ülke istemiyoruz. Biz, tüm yasa ve uygulamalarin sermayenin talepleri etrafinda sekillendigi, her seyin para ve piyasa mekanizmalarina terk edildigi bir ülkede yasamak istemiyoruz.

“Taseronlasma girisimlerine son verilsin”

Biz; basta 4-C olmak üzere güvencesiz, kuralsiz, esnek tüm istihdam uygulamalarindan vazgeçilmesini ve bu alandaki yasal düzenlemelerin degistirilmesini; is güvencesinin çalisma yasaminda temel bir hak olarak uygulanmasini; geçici isçiligi bir kölelik düzeni olarak yayginlastiran ve kamuoyunda ‘kiralik isçilik’ olarak bilinen düzenlemenin yasalastirma girisimlerinden tümüyle vazgeçilmesini; taseronlasma girisimlerine son verilmesini istiyoruz.

Çalisma hayatini düzenleyen yasalarin ILO normlarina uyarlanmasini; çalisanlarin örgütlenmesi önündeki engellerin kaldirilmasini; kamu çalisanlarinin grevli, toplu is sözlesmeli sendika hakkinin güvence altina alinmasini istiyoruz.

Avrupa Sosyal Åzarti’nin örgütlenme ve toplu pazarlik hakkini düzenleyen 5. ve 6. maddelerine konulan çekincenin kaldirilmasini istiyoruz. Kidem tazminati hakkini ortadan kaldiracak her türlü yaklasimdan vazgeçilmesini istiyoruz. Isçilere ait olan Issizlik Sigortasi Fonu’nun amaci disinda kullanilmamasini istiyoruz. Kriz firsatçiligi yapilarak emek haklarinin gasp edilmemesini istiyoruz. Asgari ücretin ‘insanca yasamaya yeterli ücret’ olarak belirlenmesini istiyoruz. Çalisma hayatinin sözlesme biçimleri, çalisma süreleri ve ücret yönünden insan onuruna yakisir istemelinde düzenlenmesi için gerekenlerin yapilmasini istiyoruz.

Is sagligi ve güvenligi önlemlerinin is cinayetlerini de önleyecek sekilde yasal güvenceye kavusturulmasini istiyoruz. Saglik hakkinin temel insan hakki kapsaminda degerlendirilerek uygulamadaki katilim ve katki payindan vazgeçilmesini istiyoruz. Hükümetin çalisma hayatiyla ilgili tüm konularda sendikalarin görüs ve önerilerini dikkate almasini ve bu dogrultuda etkin girisimde bulunmasini istiyoruz.

 Uygulanacak ekonomik politikalarin sermayeye kaynak aktarimi yerine emekçiler için istihdam yaratacak yatirimlara yönlendirilmesini istiyoruz. Iste bu yüzden bugün Grevdeyiz. Özgür, esitlikçi, barisçi demokratik bir ülkede yasamak, çocuklarimiza onurlu bir gelecek sunmak için bugün Grevdeyiz. Yasasin 26 Mayis Grevimiz. Yasasin Emek, baris ve demokrasi mücadelemiz.”

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol