Eğitim Bir-Sen'den başörtüsü yasağına tepki

Kırklareli Eğitim Bir-Sen tarafından dün Dingiloğlu Parkı'nda basın açıklaması yapıldı. Başörtüsü ile ilgili yaşanan engellemelere karşı protesto yaptıklarını belirten Eğitim Bir-Sen Kırklareli Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Nedime Koç saat 12.30'da düzenlenen açıklamada,  "Her insanın vazgeçilmez, devredilemez, dokunulmaz temel hak ve hürriyetlerinden olan, çalışma hayatında yer almamızı, seçilme hakkımızı kullanmamızı yasaklayanları, halkın tasfiye etmiş olmasına rağmen zihniyetlerinin hayatımıza hâlâ yön vermesini protesto etmek, bu ülkeyi bizim için yaşanmaz kılan yasakların kaldırılması talebimizi haykırmak için toplandık" dedi. Koç, "Biz gerçek anlamda özgür bir toplumda düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin, fikirlerin zenginlik olduğuna inanıyoruz. Bunun için hiçbir otoritenin toplumsal dokuya müdahale etmemesi, insanları ötekileştirmemesi gerektiğine inanıyor, çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istiyoruz. Biz eşitlikten, insanların kategorize edilmemesini, başarılı olmak için fırsat ve imkanların herkese eşit bir şekilde sunulmasını anlıyoruz. Devletin bütün vatandaşlarının meşru haklarını iade etmesini, özde ve sözde vatandaş ayrımına biran önce son vermesini istiyoruz" açıklamasında bulundu.
"Adalet özgürlük ve tüm insan hakları gibi dağıtılmalı"
Adaletin ödül ve ceza dağıtımıyla ilgili olduğuna ve bunun için de insanlara hak ettiği şeylerin verilmesi gerektiğine inandıklarını belirten Nedime Koç, "Biz adaletin sadece maddi olgularla sınırlı olmadığını düşünüyor, adaletin de özgürlük ve tüm insan hakları gibi dağıtılmasının mümkün olduğunu biliyoruz. Özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanlar en çok kadınlar ve çocuklar olmuştur. Bütün kirli hesaplar en çok onları vurmuştur. Onlarca yıldır, din - siyaset, gelenek - modernlik, din - devlet gerilimlerinin kurbanı çoğu kez kadınlar olmuştur. Dün üniversiteye gittiğimizde bizi ikna odalarıyla karşılayanlar, bir kalbimizin, bir insanlık onurumuzun olduğunu düşünmeden ilkel öfkeleriyle bize diz çöktürmeye çalıştılar. Karanlık, kibirli güç odakları çıkarlarını korumak için zorunlu gördükleri çatışma için, inancımızın gereği olan başörtüsünü, daha derinlerde aklımızı, kalbimizi ve inancımızı kavgalarının ortasına atmaktan çekinmediler" dedi.
"Asıl kadına şiddeti devlet uyguluyor"
Koç, devletin şiddet gören kadını koruduğunu fakat kadının başını kapatarak TBMM'ye gelmesini ve kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat kendisinin kadına şiddet uyguladığını ifade etti. Bu konuda ayrımcılık yapıldığını iddia eden Koç, "Üniversitede rektörlerin dönemsel lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızlarımıza başörtüleriyle kamuda görev yapmak yasaktır. Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar bunu toplum mühendisliği olan kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan vazgeçmelidir. Anayasa'da bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi Anayasa'ya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasa'da korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor. Aklımıza, ruhumuza giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine hayır diyoruz. Sayın Başbakan, "Hiç kimse, iç düşmanlar ihdas ederek milletin hukukunu çiğneyemez. Bu ülkede artık kimse sırtını devlete dayayıp işkence yapamaz, faili meçhullerin üstünü örtemez" diyor. Peki biz de şunu soruyoruz; bizi bu vesayetçi bürokrasinin çıkarttığı yönetmeliklerle yargılamaya, ötekileştirmeye devam edecek misiniz? O yönetmelik gereği olarak başörtülüleri meclisten, kamuda çalışmaktan men eden yasakları korumaya devam edecek misiniz? Devlet artık hala bürokratik oligarşinin mi yoksa milletin devleti mi olduğuna karar vermek zorundadır" açıklamasını yaptı.
Eğitim Bir-Sen Kırklareli Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Nedime Koç açıklamasında, "Bugüne kadar yaşadıklarımız, kendi toplumundaki hakim inanç ve değer yargılarına yabancılaşmış sömürgeci aydın ve oligarşik bürokrasinin ortak projesidir. Onların kendilerini hapsettikleri, sınırlarının ne olduğunu bilmedikleri birkaç kavram yüzünden toplum daha fazla bölünmemeli ve ayrımcılık son bulmalıdır. Biz, içinde doğup büyüdüğümüz toplumdan farklı bir hayat yaşamıyoruz, burada kimliğimizi kazandık, bu ülkenin inançlarıyla büyütüldük ve bu ülkenin okullarında okuduk. Ancak bugüne kadar iktidar sahiplerinin başörtülü kadınları kabulleniş biçimi hep özürlü olmuştur. Gerek İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde din ve vicdan özgürlüğü kapsamında başörtüsü serbestisi açıkça ifade edildiği halde, bu pazarlık edilemez temel insan hakkı bugüne kadar hukuksuzların egemenliğiyle gasp edilmiştir" dedi. Koç, "Başlarını örten kadınlara yıllardır reva görülen hukuksuz uygulamalar bir ötekileştirmedir. Ötekileştirmeye artık son vermeliyiz. Kadınların imanı, insani değerleri, evrensel hukuktan kaynaklanan hakları görmezden gelinerek üretilen bu yasak açık bir insanlık ayıbıdır. Sahip olduğumuz değer, birikim ve eğitim görmezden gelen, yaşama arzumuzu ve enerjimizi yok eden bütün uygulamaların son bulmasını istiyoruz. Toplumsal hayatın hiçbir aşamasında sorun olarak görülmeyen başörtüsü, toplum mühendisleri eliyle sorun haline getirilmiştir" ifadelerine yer verdi.
Yasağın kaldırılması gerektiğini bildiren Koç, "İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, kadınıyla, erkeğiyle hep birlikte el ele, omuz omuza bu çağ dışı yasağı kaldırmalıyız. Başörtüsü politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi değildir. Başörtüsü, inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır" diye belirtti.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol