Eğitim Bir-Sen'den Çin'e "Dur" çağrısı

Kırklareli Eğitim Bir Sen ve Memur Sen tarafından Çin'de Doğu Türkistan vatandaşlarına karşı uygulanan kötü muamelelere karşı bir basın açıklaması yapıldı. İlimiz Dingiloğlu Parkı'nda yapılan basın açıklamasına çok sayıda vatandaş destek gösterdi. Kırklareli Memur-Sen İl Başkanı Selahattin Karanfiler'in okuduğu basın açıklaması saat 12.30'da başladı.
"Doğu Türkistan'daki Çin zulmüne DUR"
Yapılan basın açıklamasında konuşan Memur-Sen İl Başkanı Selahattin Karanfiler, "Önce şunu belirmeliyim ki, Müslüman Uygur Türkleri toprakları ve vatanları Doğu Türkistan'daki şanlı direnişlerini 257 yıldan beri büyük bir cesaret, kahramanlık örnekleri ile dolu ve başarı ile sürdürmekte. Müslüman Uygur Türkleri bu kutsal mücadelesini Doğu Türkistan Hür ve Bağımsız olana ve bu topraklarda ilahi kelimetullah cari olana kadar sürdürmeye azimli ve kararlıdır" dedi. Karanfiler Oruç tutmanın yasak olduğu Doğu Türkistan ile ilgili konuşmasında, "15 gündür Çinli askerler bölgeyi tamamen kuşatma altına aldı. Yüreğimiz yaralı. Gönül rahatlığıyla iftar edemiyoruz. Türkistan'da Oruç tutmak da yasak. Başörtülü kadınlar taciz ediliyor, keyfi bir şekilde gözaltına alınıyor. Kur'an eğitimi engelleniyor, 500 bin civarında çocuk zorla ideolojik eğitimlere tabi tutuluyor. Çin hükümeti farklı Türkçe lehçelerinde konuşan yerli halkı Çinceyi kullanmaya zorlayarak asimilasyon politikaları uyguluyor. Mal varlıklarına keyfi bir şekilde el konuluyor, seyahat özgürlükleri kısıtlanıyor. Türkistanlı kadınlar, plan dışında hamile kaldıklarında hamileliklerinin son günleri dahi olsa mecburi kürtaja tabi tutuluyor. Nüfus planlaması dışında olan çocukların gizli olarak dünyaya getirilmesi halinde ise aileler çok yüksek maddi cezalara maruz kalıyor, doğum yapan kadın veya eşi memur ise bu kişinin görevine son veriliyor" dedi.

Açıklamasında yaşanan olaylara itiraz edenlerin evlerinden alındığını ifade eden Karanfiler, demokratik eylem hakkını kullananların sokak ortasında öldürüldüğünü söyledi. Karanfiler, "İşkenceler ve idamlar aralıksız sürüyor. Halka önder olabilecek kapasitedeki bazı alimler de zehirlenerek öldürülüyor. Kapalı devre zulümler devam ederken dünyanın sessizliğinden cesaret alan Çin, her güne yeni bir katliam ile başlıyor. 15 günde Çin'in resmi verilerine göre onlarca, insan hakları kuruluşlarına göre yüzlerce Müslüman yaşamını yitirdi, binlercesi cezaevine konuldu. Yardım kuruluşlarının dahi bölgeye girmesi engellenmekte, bölgeden sağlıklı haber alınamamaktadır. Bölgenin dünya ile bağının kesilerek bu şekilde karantinaya alınması, durumun vahametiyle ilgili endişelerimizi arttırmaktadır. Çin, Doğu Türkistan'da olup bitenleri, gerçek haber ve bilgilerin üstünü zorla örttürmektedir. Kendi güdümündeki medyayı müthiş derecede dizginleyerek kör ve sağır duruma getirmektedir. Gerçekleri kontrol ederek ustaca ve sinsice gizlemektedir. Çin'in bu sahtekârlığı bütün dünyaca bilinmektedir. Çin hükümetinin soykırıma dönüşen uygulamaları, her yıl yüzlerce Müslüman'ın hayatını kaybetmesiyle son buluyor. Dünya bu soykırıma, bu insanlık zulmüne, bu alçaklığa ve vahşete seyirci kalarak ortak oluyor. Yaşanan zulümler karşısında uluslararası kamuoyu her zamanki gibi üç maymunu oynuyor" açıklamalarında bulundu.
"Tüm dünya sussa biz susmayacağız"
Doğu Türkistan söz konusu olduğunda vicdanını duvara asanları kınıyoruz cümlesiyle Türkistan'a dikkat çeken Memur-Sen İl Başkanı Selahattin Karanfiler, Yeryüzünde tek başımıza bile kalsak mazlumun ve mağdurun yanında yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Onların haklarını savunmaktan katiyen geri durmayacağız. Büyük Memur-Sen ailesi olarak biz var oldukça Doğu Türkistan zulmünü, Gazze katliamlarını, Suriye vahşetini, Mısır ve Arakan'da yaşanan hukuksuzlukları gözlerine sokmaya devam edeceğiz. Gözlerinizi kapayarak vicdanlarınızın sizi rahat bırakmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Buradan Çin'e sesleniyoruz, Doğu Türkistan'a baskı uygulamaktan, vicdanları yaralamaktan, insan haklarını çiğnemekten, din ve vicdan hürriyetini gasp etmekten bir an önce vazgeç. Uyarıyoruz, akıttığınız kanda boğulacaksınız. Hiçbir zulüm ebedi değildir. Aklınızı başınıza alın.
Bir çağrımız da insanlığa, bu zulme dur demek için tüm vicdan sahiplerini ayağa kalkmaya, Çin zulmü son bulana kadar bir daha oturmamaya davet ediyoruz. Bugün Çeçenistan'ın Ruslardan gördüğü zulmü, Doğu Türkistanlılar Çinlilerden görmektedir. Dünya ise bu zulme göz yummaktadır. Doğu Türkistan meselesi sadece Uygurların bir sorunu olarak görülmemeli ve vicdan sahibi insanlar bu meseleyi sahiplenmelidir" dedi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol