TEMA Lüleburgaz Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, 2/B sorununun satis ile degil süreli mülkiyet ile çözülecegini söyledi. Orman vasfi kaybettirilerek orman sinirlari disina çikarilan ve 2/B olarak adlandirilan arazilerin satisinin Haziran 2011'de yapilacak genel seçim öncesinde tekrar gündeme tasinacagina dikkat çeken Dedeoglu, 2003 yilinda baslayan sürecin sivil toplum örgütleri, kamuoyu baskisi, 10'ncu Cumhurbaskani'nin 2 kez iade karari ve kanun düzeyinde yapilan birçok girisimle, ilgili Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlari sayesinde bugüne kadar engellenebildigini söyledi.
2/B’lere yönelik bir basin açiklamasi yayimlayan Hakan Dedeoglu, oldukça çarpici açiklamalara imza attigi ifadelerinde sunlari kaydetti:
Dava lehte sonuçlansa bile ormanlar kapanin elinde kalacak
“Sorunun çözümünü 'satis' olarak gören hükümet, 2009 yilinda 5831 sayili Kanun ile yaptigi bir düzenleme ile 'isgalcileri', 'fiili kullanici' yani hak sahibi' yapmis olup, bu konuda kadastro mahkemelerinde de sayisiz davalar olusmustur. 5831 sayili Kanun ile ilgili halen Anayasa Mahkemesi'nde açilan dava devam etmektedir. Bu dava ormanlar lehine sonuçlansa bile Anayasa Mahkemesi kararlari geriye dönük uygulanamadigi için satiliga çikarilan 2/B arazileri ile ormanlarimiz deyim yerinde ise kapanin elinde kalacaktir. Bu durum karar vericiler tarafindan bilindigine göre, 2/B ile ilgili yasanan son gelismelerin iyi niyetli ve çözüme yönelik olmadigi açiktir.”
Degisik hükümetlerin eklemeleri oldu
1956 yilinda çikarilan 6831 sayili Orman Kanunu'nun 1'nci maddesinin ormani sadece birbuçuk satirda; "Tabii olarak yetisen veya emekle yetistirilen agaç ve agaçcik topluluklari yerleriyle birlikte orman sayilir" ifadesi ile tanimlarken, devaminda 11 istisna bend halinde bugüne kadar görev basina gelen degisik hükümetlerin eklemeleriyle 'nelerin orman olmadigini' ve 2'nci maddede 'nerelerin orman disina çikarilacagini' tanimladigini dile getiren Dedeoglu, istisnalarin tanimin önüne geçtigi bu durumun siyasetçilerin ormana bakisinin en çarpici örnegi oldugunu dile getirdi ve söyle devam etti:
2/B’lerin satisi Anayasa’ya aykiridir
“TEMA Vakfi olarak 2/B’lerin tekrar yasanmamak üzere çözülmesi gerektigine inaniyoruz. Ancak, 2/B sorunu, bu arazilerin satilmasi ile çözülemez. Zaten ne kadar kanun çikarirsaniz çikarin, ormanlarin 2/B arazisi olarak Hazine adina tescil edilmek suretiyle satisi Anayasa'ya aykiridir. Devletin elinde 2 tip alan bulunmaktadir: Hazine mülkiyetindeki alanlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altindaki alanlar. Devlet hazine mülkiyetindeki alanlari satar, kiralar, istedigini yapar. Ama devletin hüküm ve tasarrufu altindaki alanlar; ormanlar, meralar, daglar, otlaklar, yaylaklar, kislaklar, sulak alanlar, denizler, karasulari, akarsular ve yeralti sulari Egemenlik Hukuku'na tabidir. Egemenlik Hakki, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken halkin kendi iradesiyle devlete tanidigi özel bir yetkidir. Bu nedenle Mülkiyet Hukuku'nu devletin hüküm ve tasarrufu altindaki alanlarda isletemezsiniz.”
Açiklamasinin devaminda çözüme yönelik önerilerini de anlatan Hakan Dedeoglu, su cümlelere imza atti:
Ihtiyacimiz olan yeni bir kanundur
“Önce Anayasa Mahkemesi'nde devam eden dava sonuçlandirilmali; Anayasa'nin 169'ncu maddesinin son fikrasi ile 6831 sayili Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kaldirilmalidir. 2/B sorunu, sadece fiziki degil sosyal boyutuyla da çözülmelidir. Orman içinde yapilmis siteler yikilmalidir. Ancak, kentlesmis toplu yasam alanlarinda yasayan insanlarin sokaga atilmalari kesinlikle düsünülmemelidir. Hukuk sistemimizde 1960'li yillara kadar Kat Mülkiyeti, 1990'li yillara kadar da Devremülk Hukuku yoktur, ihtiyaçlar bu kanunlarin hazirlanmasini saglamistir. Åzimdi ihtiyacimiz olan yeni bir kanundur. TEMA Vakfi olarak bu kanunu 'Süreli Mülkiyet' olarak tanimliyoruz. Dünyada süreli mülkiyet örnekleri vardir. Avrupa'da bazi tarihi yörelerde, tarihi kentlerde 30-40 yillik mülkiyet vardir ve hiçbir zaman kisi sonsuz bir mülkiyet hakkini satin alamaz, mülkiyet belediyelerde, belki bazi yerel yönetimlerdedir. Örnegin herhangi biri 2/B arazisi olarak orman siniri disina çikarilan bir orman alanina yapilmis bir binayi 60 yilligina satin alabilir. 20 yil kullandiktan sonra 40 yilini çocuguna birakabilir. O kisinin çocugu da kendisine kalan bu hakki kullanabilir veya diyelim ki 35'nci yilda bir baskasina satabilir, ama satin alan geriye kalan 35 yillik mülkiyeti almis olur. Bina daha sonra mülkiyet sahibi yönetime geçer. Buna süreli mülkiyet denir.”
Üstün kamu yararina aykiri islemler durdurulmalidir
Kamuoyunun 2/B arazilerinin satisina karsi oldugunu vurgulayan Dedeoglu; “TEMA Vakfi'nin daha önce düzenlemis oldugu "Bir Imzaya Karsi Bir Milyon Imza" Kampanyasi'na katilarak tepkisini gösteren 1.236.842 kisi bunun ispatidir. BM Genel Kurulu sürdürülebilir kalkinma ve milenyum hedeflerine ulasmada ormanlarin önemine yönelik farkindaligin arttirilmasi amaci ile 2011 yilini "Uluslararasi Orman Yili" ilan etmistir. Agaç varligimizin arttirilmasi konusunda basarili çalismalar yapan hükümetin, orman vasfi kaybettirilen orman alanlarini satisa çikarmasina anlam vermek mümkün degildir. TEMA Vakfi, orman vasfi kaybettirilerek 2/B statüsüne geçen arazilerinin satisinin durdurulmasi ve süreli mülkiyet gibi yeni yöntemlerle çözülmesi çagrisinda bulunmaktadir. Anayasa'miza ve üstün kamu yararina aykiri bu islemlerin durdurulmasi için Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu iptal davasinin sonuçlandirilmasina öncelik verilmelidir. Orman hayattir” seklinde konustu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol