Edirne'de yasanan olaylarla ilgili KESK'ten basin açiklamasi

Egitim-Sen Kirklareli Subesi dün bir basin toplantisi gerçeklestirdi. Saat 16.00’da Egitim-Sen Toplanti Salonu’nda gerçeklesen basin toplantisina CHP Il Baskani Ihsan Kazan, DSP Il Baskani Yasar Mert, ÖDP Merkez Ilçe Baskani Yahya Balci, SHP Il Baskani Sevket Basgelen, DISK Kirklareli Subesi Adina Mustafa Nizamogullari, TMMOB IKK Hüseyin Kahraman, Emekli-Sen Adina Necmi Uçar, KESK Kirklareli Subesi Adina Seyfi Meriç, çok sayida basin mensubu ve davetliler istirak etti. Geçtigimiz günlerde Edirne’de yasanan olaylari konu alan basin açiklamasinda KESK Kirklareli Subesi adina toplantiya katilan Seyfi Meriç sunlari söyledi;

“Son dönemde ülkemizde ilginç olaylar yasanmakta. Basta siyasal partiler olmak üzere bazi yurttaslarimiz, kendi gibi düsünmeyenleri, dünyaya ve olaylara kendi gibi bakmayip farkli düsünenleri kolaylikla hain diye damgalayabilmekte.

Iste ayni oyun gene sergilenmekte... 12 Eylül Anayasasina göre düzenlenen 2911 sayili Toplanti ve Gösteri Yürüyüsleri Kanununa göre bile suç teskil etmeyen imza kampanyasi ve basin açiklamasi düzenleyen gençlere, bir linç kampanyasi gelistiriliyor Edirne Ilimizde. O gençler ki "Kahrolsun ABD Emperyalizmi" diye pankart açip, "Amerika Defol Bu Memleket Bizim" diye slogan atiyorlar. Buna karsi linç girisiminde bulunanlar nasil bir pankart açiyor?! "Burasi Edirne, Burada Hain Yok"... Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi demek mi hainlik? Yoksa ABD defol, bu memleket bizim demek mi? O Amerika degil mi ki Irakta yüz binlerce insani katleden! O Amerika degil mi ki Filistin'de, Gazze'de günahsiz çocuklarin, açlik ve yoksulluk içinde öldürülmelerine göz yuman! O Amerika degil mi ki ülkemizde 12 Eylül darbesini tezgâhlayip, binlerce gencin öldürülmesine ve sakat kalmasina neden olan! Bu sorularin cevabi evet ise ABD Emperyalizmine karsi durmak nasil hainlik olur ki?

Biz toplumsal barisa ve demokrasiye inanan insanlar olarak biliyoruz ki Edirne halki bir sekilde linççiler tarafindan aldatildi. Zira orada linç edilmek istenen gençler, halkimizin büyük bir kisminin televizyonlarda sonuçlarini gördükçe kahroldugu ve lanet ettigi Amerikan Emperyalizmine karsi durus sergiliyorlardi. Zaten bunu bilen ve gören Edirne halki, yasanan linç girisimine katilmadigi gibi onaylamamaktadir da... Biz, Edirne'nin ilçelerinden toparlanan insanlarimizin büyük kisminin da bu baglamda aldatildiklarina inanmak istiyoruz. Çünkü yasanan olaylarin çok tehlikeli sonuçlar dogurabilecegini biliyoruz. Eger linç kültürü topluma bir kez egemen olursa, geri dönüsü zor bir yola girilebileceginden korkuyoruz.

Isin hukuki boyutu ise ayri bir yara olarak durmakta. Linç, toplumsal cinnet halidir ve öldürmek kasti ile yapilir. O halde Edirne'deki linç tesebbüsü, ayni zamanda öldürmeye tesebbüstür. Bu baglamda kolluk kuvvetlerini ve adli makamlari göreve davet ediyoruz. Eger linç hareketini örgütleyenler ve müsebbipleri yargi karsisina çikarilamaz ise bu ve benzer olaylar her yerde yasanabilir. Erzincan, Mersin ve Edirne gibi birbirinden uzak ve farkli illerimizde yasanmasi da bunu gösteriyor zaten... Yasanan provakasyonlarin planlayici ve uygulayicilarinin bulunmasi, TV kayitlari ve devletin elindeki olanaklarla zor olmasa gerek. Öldürmeye tesebbüs eylemini yapanlarin en kisa zamanda yargi karsisina çikarilmalarini, en büyük caydirici etkiyi yapacaktir. Bilinmelidir ki hukuk herkes içindir. Bugün hukuksuzluga göz yumulmasi, bulasici siddet virüsünün hizla yayilmasina, siddetten beslenen odaklarin cesaretlenmesine neden olacaktir.