EYLÜL...

Eylül üzerine güzel makaleler okuyoruz… Eylül şiirimde yemyeşil yapraklarının sararmasıyla ayrılığın, vedanın zamanı geldiğini anlatmaya çalışmıştım. Eylül ayında üzümler çarşı pazarda satılır. Bağ bozumları yapılır.. Kızılcıkdere'de Bağcı Mustafa Kanal'la bağları gezmiştik.
Üzüm gözlü kızlar gülümser şu güzelim savaşlar içinde ağlayan dünyaya… Kırklareli Bağ Kasabasıdır… Bulgarlar bu anlamda LOZENGRAD demişler… Çocukluğumda demiryolunda ekşi elmalar, zerdaliler, kuzu kulağı, dutlar, ekşi erikler bizi beklerdi. Pekmez kaynatırdı kadınlar. Karakaş Mahallesi'nin çocukları yazın dereye giderdi. Derenin şırıltısı, çamurlu gölde yüzmeler, sebze meyve bahçeleri, bağlar çocukları beklerdi… Haftasonları dere sefalarına babam çok kızardı… Tozlu yollarda kör yılanlar yanımızdan geçerdi… Gazhane Sokağı, Çukur Sokak, Orta Sokak, Nüzhediye, Şeref Sokak çocukları akşamüstleri sokakta, Tekel bahçesi'nde futbol oynamayı çok severdi… Yaz günleri çocukların eğlence günleriydi. Okul yok, güneşli günlerin neşesi vardı…
Komşular salça, ev makarnası, tarhana, kuskus yapardı. Her sabah tarhanaya kaşık sallayan muhacir çocuklar babanın azarlamasından korkarlardı.
Eski kuşak babalar Rumeli'nden göç etmiş balkan göçmenlerinin gönlü zengin insanlarının çocuklarıydılar. Elektrik, radyo daha gelmemişti. Komşuluk vardı… Büyüklere Saygı vardı. Küçüklere sevgi vardı.
Mahalle düğünleri davul zurna, ince çalgıyla olurdu. Gençler kabadayı'yı oynardı. Kırklareli'nde Halk Oyuncuları çok meşhurdu. Halk oyunları ekipleri Avrupa'ya gidip gösteri yaparlardı. Tuzlu Mehmet'le eski halk oyunlarını konuşmuştum. "Anılar Denizi Kırklareli" kitabımda bu söyleşim vardır. Anneler, nineler çocuklarına, torunlarına çok eski masallar anlatırlardı. Annemin Dünya Güzeli Masalı gerçeküstü olaylarla doluydu. Kış geceleri mısır patlatılırdı. Yılbaşı geceleri fırdöndü döndürürdük. Orhan Öçallar'ın evde bulum, pişti oynardık. Mavi Köşe Lokantası Çukur Sokağın sonundadır. Balkonlu iki katlı evin altı lokantaydı. Sinemacı Mehmet Öçal'ın pabuç köftesi, turşusu çok meşhurdu. Oğlu Orhan Öçal gençlik mahalle arkadaşımdır. Kardeşi Burhan Öçal bateristti. Avrupa'ya gidip Vurmalı Çalgılar üstadı oldu. Türkiye'de filmlerde oynadı. Şöhret oldu. Romancı Yazar Selim İleri'nin Metin Erksan'la ilgili yazısını gazetede okudum. Sevmek zamanında Müşfik Kenter çok romantik sevdalı bir genci oynuyordu. Televizyon da izlerken gözlerim doldu. Sema Özcan'da çok sevilen bir tiyatrocu ve film artistiydi. Göksel Arsoy'un, Türkan Şoray'ın, Fatma Girik'in, Hülya Koçyiğit'in, Filiz Akın'ın, Sadri Alışık'ın, Ayhan Işık'ın filmlerini kaçırmazdık…

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol