Evlilik; iki ayri cinsin kendi kararlari ile hayatlarini birlestirmeleri ve bir arada yasamalari demektir. Çünkü ister erkek ister kadin olsun hayatlarinin bütün devre ve dönemlerinde ihtiyaçlarinin karsilanmasini isterler. Bu ihtiyaçlar, bizzat kendilerinden kaynaklanabildigi gibi kendi disindan (toplumdan) kaynaklanabilir.
Allah (c.c) ilk insani yani Hazreti Âdem'i erkek olarak yaratti. Hz. Âdem cennette oldugu ve ihtiyaçlarinin karsilanmasinda hiçbir zorluk çekmedigi halde bir ruhi yalnizligin içerisindeydi. Bu durumu bilen Rabbimiz ona bir es olmasi için yine ilk kadini yani Hazreti Havva validemizi yaratti. Böylece yeryüzünde ilk evli çift meydana geldi. Bunlarin evlenerek üremeleri sebebiyle de bu gün yeryüzünde bulunan alti milyara yakin insan olustu. Allah'in (c.c) koymus oldugu bu ilahi kanun kiyamete kadar devam edecek ve bundan sonra dünyaya gelecek insanlar da yine iki ayri cinsin evlenmesiyle yaratilacaklardir.
ES DE TERCIH
Peygamberimiz bir hadis-i seriflerinde; "Kadin su dört hasleti için nikâhlanir… Mali, asaleti, güzelligi ve dini. Sen dindar olanina bak".(Ebu Hureyre r.a) buyurmustur.
Peygamberimizin dikkatimizi çektigi din, insanin dünya görüsü demektir. Bir baska ifadeyle kim, dünyada islerini hangi ölçülere göre yapiyorsa o ölçüler onun dinidir demektir.
Asr-i Saadette insanlar evlenecegi kimsede iman, güzel ahlak, edep ve terbiye gibi manevi degerleri ararken, bu gün gençlik, güzellik, zenginlik, makam, mevki, mallar, katlar, yatlar aramakta, maddeye dayali kurulan yuvalar yine madde ve menfaat için yikilmaktadir.
Birbirlerine uygun iki insanin bir araya gelmesinde mutlu bir hayat, ayri dünyalarin insanlarinin bir araya gelmesinden ömür boyu mutsuzluk olusmaktadir. Büyük ümitlerle ve maddi imkânlarin birlestirilmesi ile kurulan yuvalarin yikilmasi ile kari ve kocanin yani sira büyük ölçüde çocuklar etkilenmekte ve perisan olmaktadirlar. Bosanan esleri adi "dul"a çikmakta ve bu gün toplumumuzda ikinci sinif insan muamelesine tabi tutulmaktadir.
EVLENMEK AMA NASIL
Evlenme, birlikte hayat sürecegi karsi cinsten bir insan için karar vermektir ve hayatin en önemli dönüm noktasidir. Evlenmeye verilecek karar sizi ya hayat boyunca mutlu edecek veya mutsuz bir hayatin içerisinde çirpinip duracaksiniz. Çevrenizde birçok mutlu çiftler olmakla birlikte, birbiriyle geçinemeyen mutsuz çiftler de görürsünüz. Mutlu çiftleri takdir ederken, mutsuz çiftlerin bu mutsuzluklarindaki sebebi arastirirsaniz, onlarin birbirleriyle ayni dünya görüsünü paylasmadiklarini görürsünüz. Biri Dünya'da yasarken digeri sanki Mars'ta yasamaktadir. 20-30 sene birlikte güzel güzel anlasarak yasayan bazi çiftlerin sonradan birbirleriyle geçinemez olmalari, eslerden birinin fikrinde ve dünya görüsünde degisiklik olmasindandir. Mutlu bir evlilik bu fikri degisiklikle yikilmaya dogru gitmektedir.
Bu nedenle esler birbirleriyle fikrî uyum içerisinde olmali ve ayni dünya görüsünü paylasmalidir. Evlilik öncesi arastirmalarda esler birbirlerindeki önemli özelliklerin tespit etmeli ve evlenmeye karar verirken akli ön plana çikarmalidir. Adina sevgi veya ask denilen hissi duygular, karara karistirilmamalidir.
Bir sey hakkinda karar verirken, hele bu evlilik gibi çok önemli bir konu ise mutlaka akilla ölçüp tartmali ve karari ondan sonra vermelidir. Hislerle verilen kararlar ya da karar vermede hislerin öne çikartilmasi, verilen kararin isabetli olmadigi taraflari acilar içerisine düsürünce görülmektedir. Zira hislerle verilen kararlar, çogu zaman isabetli degildirler.
Gençler genellikle; "evlenecegim insani kendim görecek, onunla tanisacak ancak ondan sonra evlenmemeye karar verecegim" demektedirler. Elbette hiçbir evlenme metodunda evlenecek iki insanin birbirini görmesi engellenmemistir.
EVLENECEÄzI KIZI GÖRMEK
Bir genç peygamberimize gelerek; "Ben falanca hanimla evlenecegim, ne dersiniz, ya Rasulullah." deyince, Peygamberimiz; "Onu gördün mü?" diye sormustur. "Görmedim ama güzel diyorlar" deyince, yine "Onu gördün mü?" diye sormus. Gencin, "Görmem biraz zor demesi üzerine" de; Peygamberimiz bir kere daha, "Onu gördün mü?" diyerek sorusunu üç kere tekrarlamistir. Bu tekrarlar, evlenecek eslerin birbirlerini görmeleri ve tanimalarinin, dinimizde ne kadar önemli yeri oldugunu göstermektedir.
Evlenecek insanlarin birbirlerini görmeleri ve tanimalari evlenmeye karar verirken önemli bir husustur. Ancak buradan tehlikeli sahalara girilmemelidir. "Biz, birlikte gezecegiz, birlikte seyahatlere çikacagiz, kalabaliklardan köse bucak kaçacak yalniz kalmaya çalisacagiz, gülecegiz, oynayacagiz." diyenler, yanlis bir sahada at kosturduklarinin farkina evlendikten sonraki birkaç yil içinde anlamaktadirlar.
Bu uygun olmayan sahaya "flört etmek" denmektedir. Bu dönem eslerin birbirlerine karsi davranislari ve birbirlerini algilamalari hep "hissi" olmaktadir. Bu dönemde gençler, karsi tarafin kendisini begenmesini istediklerinden birbirlerine daha güzel-yakisikli, daha zengin, daha uyumlu bir çift gibi görünme gayreti içine girmektedirler.
Bu arada yaraticimizin karsi iki cinse verdigi cazibe gücü çalismaya baslamis ve gençler arasinda bir sevgi ve/veya ask olusmaya baslamistir. Adina ister sevgi, ister ask deyin bu duygular, hissi duygulardir. Ve bundan sonra verilecek evlenme karari, bu hislerin tesiri altinda verilecek" demektir.
FLÖRT METODU
Hissi duygularin tesiri altinda evlenenler, çogu zaman mutlu olamamaktadir. "Cicim aylari" geçtikten ve her bir es normal yasayisa döndükten sonra eslerden her biri "sok" yasanmakta, gözlerde büyütülen insanin meger ne kadar normal oldugu, hatta flört esnasinda göremedigi kusur ve hatalarinin bulundugu görülmekte, bin bir ümit ve maddi imkânlarla kurulan yuva çatirdamaya baslamakta ve hatta yikilmaktadir.
Bu ifadelerimizin en büyük delili D.I.E (Devlet Istatistik Enstitüsü)nün yillik bosanma istatistiklerinde, yillik bosananlarin yüzde 80'inin flört metoduyla evlenenlerde oldugunun tespit edilmesidir.
Bizim milli degerlerimiz, evlenmenin hissi duygularla kararlastirilmasini degil, aklin öne çikartilarak "evlenmenin akilla karar verilmesi" metodunu ortaya koymus ve böylece esleri, çocuklari, bütün bir aileyi ve hatta toplumu korumustur.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol