ESKI VE YENI KISLAR ÜZERINE DÜSÜNCELER

"Her mevsimin güzellikleri vardir" derler. Dogrudur. Ancak, mevsimler insanlari duygulandirmasi ve düsündürmesi açisindan farklidir. Örnegin, KIs diger mevsimlere göre duygulandirmadan önce düsündürücüdür. Özellikle ince duygulu insanlarla, sair ruhlu, hümanist düsünceli insanlar kis mevsiminden daha çok etkilenirler, insani ve insanligi daha çok düsünürler.
Zira kis mevsimi insanin hareketlerine, yasamina sinirlama getirir. Bundan daha çok küçükler, yaslilar, yoksullar, fakir fukara insanlar etkilenirler. Ben sahsen kisin yoksullarini, yaslilarini, kimsesizlerini, çaresiz kalmislarini düsünürüm. Olayda romantik bir taraf görmem mümkün degildir. Halkin ACIMA DUYGUSU da daha çok insanlarin bu kesimiyle ilgilidir.
Ülkemiz geneliyle su siralar siddetli bir kis yasamaktadir. Yaslilar bu kisi ESKi KIsLAR'a benzetmektedirler. Bizim çocuklugumuzda, imkanlarin kisitli oldugu o zamanlarda yasanan bu tür kislar azap vericiydi. insanlari evlere, ocak basinda masal anlatmaya, kahvelerde daha eskilerden söz etmeye, ambarda bugdayi, çuvalda unu, samanlikta samani, odunlukta odunu ve kenarda kösede bulundurulan paranin miktarini düsündürürdü. Saçaklardan baston boyunda buzlarin sarktigi, kapilarin açilamadigi, avlu yüksekliginde kar kalinliginin ortaligi kapladigi zamanlarda insanin nasil hareket edebilecegini düsünmek bile zordur. Kar altinda kaybolmus odunlari, hayvanlari dereye sulamaya götürenleri, kuyulardan içecek su almaya gidenleri, lamba ya da kandil isiginda aydinlanan karanliklari, sabah pisen tarhanayi, çömlekte kaynayan fasulyeyi, bakirda kaynatilan misiri, ocakta pisirilen kabagi, kümse sikismis, yagda avulu içindeki meyve agaçlarindan birinin dallarina tünemis tavuklari düsünerek ya da yasayarak geçen zamanlar Türk insaninin, Türk köylüsünün yasami olmustur. Yaslilar bu hayati yeni yetisenlere masal gibi anlatmislardir. Yazarlar olayi ya hikâyelestirmisler ya da roman halinde yazmislardir. Mesela benim 40-50 yil önce köyde ögretmenken okudugum bir Fransiz yazarin romani OLAN "KAR iZLERi ÖRTTÜ" beni çok etkilemis, çok düsündürmüstür. Orda genç bir kadin hayatta kaybettiklerinin izlerini hep karlarda arar. Bir kis aboyunca ocakta kaynayan tencerede et mi vardir dert mi? Bacasi tüten her ev aile midir? Bunlari sorar. Acilarini paylasacak insanlari arar".
süphesiz eski kislar bugünkü kislardan çok daha siddetliydi. O kislarda insanlar daha çok zahmetler, korkular, sikintilar yasarlardi. Kazma kürek yaktiran kislarin masallarini anlatmak yaslilarin çenelerini yormaz, aksine düsürürdü. Daha çok anlatmayi severlerdi. Anlatmakla bitiremezlerdi kislarin siddetini. Hele bir de 1914 yilinda Sarikamis'ta bir gecede soguktan donarak ölen 80 bin askerin arasinda evden veya köyden biri varsa onun acisi yürekleri daglardi. O kislarda hayvanlar gibi insanlar da çokça ölürlerdi. Dayanamazlardi soguklara. Tabiati (Dogayi) bilmedikleri için siddetli soguklari Tanri'nin Gazabi gibi görürlerdi. Rumeli insani ise düsmandan çok çektigi için sogu, kari, buzu, ya Bulgar ya da Moskov (Rus) Gâvuru'nun gönderdigine inanirlardi. O zamanlar okullar tatil olurlar miydi, pek hatirlamiyorum. Ama kitap çantisi bir elimiz de, kucagimizda odun okula gittigimizi, akayakkabilari okulun koridorunda çikarip içeri yamali çoraplarla girdigimizi, sinifta üsüdügümüzü, buna ragmen ögretmenin, egitmenin ders yaptigini iyi hatirlarim. O zamanlar köylerde, toplum içinde OKUL ve ÖgRETMEN büyük bir anlam ifade ediyordu. Ögretmen kahveye girdiginde kahvedekiler MUALLiM BEY BUYUR deyip ayaga kalkarlardi. Bunlar tabii simdi çok ama pek çok gerilerde kalmistir. simdi ne ÖgRETMEN BEY diyen vardir, ne de köyün okulunu düsünen. Disarda kis, kar ve buz varsa onun acisini ancak yasayanlar bilir. Kol Kirilir Yen içinde Kalir. Kimsenin kimseden bugün itibariyle haberi yoktur. Yoksulun, fukaranin odunu, atesi, ekmegi var mi, soran yoktur. Gerçi devletin as kazanlari kaynamakta, kepçeler tabaklara yemegi birakmakta, ekmek koltugun altina sikistirilmaktadir ama bu yardimlar köyün yoksuluna, köyün kisinda kiyametinde kalan fakirine, yaslisina uzanmismidir? Bilen yoktur. Galiba Türkiye'nin daha bilinmeyenleri bulunmaktadir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol