ESKİ MART DOKUZU GÜNLERİNİ UNUTMADIK

"Güneşli bir sokaktayım
Çiçek Çiçek dallarım
Bahar kokulu rüzgarlar
Mart dokuzunda istasyondayım
Sevdalı bulutlar başımda
Bir nara atayım efkardan
Yemyeşil ağaçlar arkadaşım
Gökkuşağı patika yollar
Kır çiçekleri toplayayım yarime
On yedi yaşımdayım
Orhan Veli girsin koluma"
        MART 2000
        Selahattin Demiraco
Mart dokuzlarını hatırlarım çocukluğumun, gençliğimin. Tren yollarına çağla, erik koparmaya giderdik arkadaşlarla.
Kara tren gelirdi karşıdan duman duman… El sallardık yolculara, onlarda bizlere. Analar kurabiye, renkli yumurta, peynirli börek yaparlardı.
İstasyon karşısı hınca hınç kadın, kız, çoluk çocukla dolu olurdu. Sevdalılar yarini arardı karşıdan. Bir gülümseme yeterdi onlara..
Gençlik bir daha ele geçmeyen, geriye gelmeyen yıllardır… Kızlar niyet çekerlerdi Kırkbir Otu'nda. Maniler söylenirdi. Türküler yakılırdı. Herkes güzeldi, şekerdi. Acı söz bilinmezdi.
Dallar, rüzgarlar pembe pembe, beyaz renkti. Yemyeşildi kırlar. Tren yollarında yürürdük. Babam uçurtma yapardı boyumca. O zaman bizi sevdiğini anlardım.
Sertti sertti babalar. Sevdiklerini belli etmezlerdi. Analar ev işleriyle yorgun düşerlerdi. Öğleden sonra Komşuda muhabbet edilir, unutulurdu yorgunluklar.
Mart dokuzunda eski anılarımı arayacağım tren yolunda. Ne var ki, kara tren gelmeyecek karşıdan duman duman.
Gençlik arkadaşlıklarım hani nerede yok yanımızda. Yaş kemale erdi. Saçlarımıza karlar yağdı. Yorgun düştü kalbimiz…
Çocuklarımız büyüdü boyumuzu geçti. Onlar canlarımız. Onlar için yaşıyoruz… Hepimizi bahar kokulu rüzgarlar saracak. Akasyalar açacak sokaklarda. Salkım söğütler yeşerecek kız saçı gibi…
  Bir nara atacağım efkardan… Orhan Veli girsin koluma Şiirler okuyalım onunla… Sonra da Dibek kahvesine uğrayalım.
  Okkalı bir kahve içelim..
Trakya'ya ilkbaharın güzelliği geldi. Kurumuş ağaçlar baharla beraber gülümseyiverdiler. Güzelleşti zalim dünya.. Sevdalı bulutlar başımda.. Her Pazar günü İstasyon Garı'nın karşısında kadınlar otururdu. Yaprak sarmalarını, kıymalı, peynirli böreklerini yerken sohbeti koyulaştırırlardı. Tur atarlardı gençler.. Yari görmek, ona gülümsemek en büyük mutluluktu. Yaş on yedi, on sekizdi. Çamlığın oraları insanla dolup taşardı. Kırklareli'de muhacir çocuklar yaşardı. Kardeşim Sadettin her sabah erkenden gazete satmaya çıkardı. Kazandığını arkadaşlarıyla beraber Bakkal Şerif Ağadan çikolatalar alıp, arkadaşlığın keyfini çıkarırlardı. Yaşamak her şeye rağmen bir başka güzeldi. Yaşlar kemale erdi.. Gönlümüz çocuk kaldı.. Hatıralarla yaşamayı sevenlerdeniz. Eski şarkılara sevdalı gençlerdik… Eski Mart dokuzu Günleri Gönüllerimizde Yaşıyor..

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol