ESKİ HIDIRRELLEZ GÜNLERİ OTANTİKTİ

Kaynarcalı bir arkadaşıma "Sizde eskiden hıdırrellez nasıl kutlanırdı?" diye kahvede sordum. Halkın içinde yaşayan bir yazar olarak geçmişi anılarla yazmak hoşuma gider.
KAYNARCALI ARKADAŞ: " Hıdırrellez günü sütü kâhyalar konu komşuya dağıtırlardı. Bahar bereket demektir. Bereketli günler olsun diye ineğin sütü konu komşuya verilirdi. Renkli yumurtalar, mart dokuzu kurabiyeleri, börekler yapılırdı. Suyun olduğu yerlere, yeşilliğin, derelerin olduğu yerlere piknik yapmak için gidilirdi. Oğlaklar, kuzular fırında pişirilirdi." dedi. Yazın başladığı, yaklaştığı 6 Mayıs günü romanlar mutlaka derelerin olduğu yerlere at arabalarıyla giderlerdi. Çocukluk günlerimde 6 Mayıs sabahı kamyona hasır, kilimler konurdu. Hısım akraba, konu komşu kamyona biner, Şeytan Deresi, Büyükdere, Asılbeyli deresine gidilirdi. Evde yaprak sarması, börekler, çoban salatası yapılırdı. Oğlaklar mahalle fırınında pişirilirdi. Oğlağın derisi oğlaktan fazla para yapardı. Kırklareli'nde deri toplayan derici esnaflar vardı. Zahire tüccarları köylerden buğday, ayçiçeği, mısır, arpa, çavdar satın alırdı. İstanbul'daki balat un fabrikasına buğday kamyonları her gün giderdi. Bende üç dört kez fabrikaya kamyonla gitmiştim. Demiraco kollektif şirketi zahirecilikle uğraşırdı. Süloğlu pazarında, Lalapaşa pazarında Kırklareli tüccarları, esnafları mal alıp satardı. Ahmet Ziya Çetintaş ve oğullarının un, yağ (ayçiçek) fabrikaları vardı. Kasap Yakup Gürelin de un, yağ fabrikaları vardı. Pazarlarda kiloyla ayçiçek yağı köylüye satalırdı. Arasta esnafı, terziler deri satan alanla pazarda olurdu. Kabak çekirdeği de para yapardı. Mahalle fırınlarında ekmek pişerdi. Kırklareli'nin bir başka canlı ticaret hayatı vardı. Sıfırdan çalışıp mal mülk sahibi olan insanlar dayanışma içindeydi. Komşuluk, akrabalık vardı. Baba evde egemen olup sözü dinlenen kişiydi. Anneler evin yemeğini yapar, evlatların kartalıydı. Anne, baba her şeyimizdi.
Eski hıdırrellez günleri neşeli geçerdi. Davullar, zurnalar Balkan Rumeli havalarını çalardı. Çocuklara salıncaklar yapılırdı. Çevirmeciler, köfteciler derenin bir kenarında köftelerini, oğlak etini satardı. Sevdalı gençler bir yerde buluşurlardı. Gençler yâri görmek için tur atarlardı. Şeytanderede su vardı. Şeytandere boyunda söğütlükler, kavak ağaçları vardı.
12 Eylül sonrasında derenin kumunu satışa çıkardılar. Barajlar yapıldı. Zaman içinde Şeytandere kurudu. Haydi dereye dereye.." diyen dolmuşlar kalmadı. Şimdi istasyonda hükümet konağı önünde festival akşamlarında sanatçılar en güzel şarkılarını okuyorlar. Kırklareli panayırları sonbaharda olurdu. Eski hıdırrellez günleri otantikti. İnece korusuna Kofçaz dere boylarına hafta sonları piknik yapmaya gidenler oluyor. Dereköy yolunda Gümüşalan yerine de gidenler olur.. Karaumur Caddesindeki Asmalı kahvede eski öğrencim Orhan Akas'la karşılaştım. Eski günleri konuştuk. Sarı Kemal Cengil'e selam söyledim…

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol