ERKEK EGEMEN BİR TOPLUMDA YAŞIYORUZ

14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜNE KADINLAR DAMGASINI VURDU. Şiddete, tacize uğrayan kadınlar meydanlarda toplanıp dans ettiler. Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Geleneksel, töresel sosyal yapılar var. "Kadının Adı Yok" diyen yazar Duygu Asena'yı özlüyoruz. Kadın derneklerinin her etkinliğinde kadınlara uygulanan şiddet ve tacizler protesto ediliyor. Yazar İpek Çalışlar'ın HALİDE EDİP ADIVAR'LA ilgili kitabını inceledim. Güzel bir çalışma. Halide Edip Adıvar'ın HANDAN romanını lisede okumuştum. 1962-1963 yıllarıydı. Kırklareli kütüphanesinin müdavimlerindendim. Halide Edip'in Sinekli Bakkal romanını çok beğenmiştim. Müthiş bir öyküydü. İstanbul'un İngiliz işgal günlerinden kaçıp Ankara'ya giden Halide Edip kurtuluş savaşıyla ilgili çok güzel kitaplar yazmıştır. Gözlemleri, roman dili, üslubu harika bir yazar. Klasik ölümsüz bir kadın romancımız.
Entellektüel yazarlarımız özgürce ve aşkla toplumu incelemelidir. Yeni Halide Edipler'e ihtiyacımız var… Akşam güneşi ufkumuzu aydınlatırken güzel bir dünya düşleriz. Herkesin ekmeği, işi, sevgi içinde bir ortam olmalıdır. Vahşi kapitalizm bizi ezer geçer. Herşey özelleşirken, fabrikalar satılırken işçiler kapı önüne konurken ekonomik krizlerle perişan olan insanlar var.
Düşlerim çiçek çiçek, yüreciğim ilkbaharı düşler. Kırçiçeği toplamak ister zavallı kalbim. Kadını anlamak için gayret ederken demokrat yorgun kalbim sızlar durur. Kadınlar bu dünyanın farklı, gururlu, güzel bir ruhudur. Kadına saygımız erdemli olmaktan geçer. İnsana yunus gibi bakan gönüllere selam olsun… Karacaoğlan'ın mısralarında köy güzellerine yazılan sevdalı mısraları okurken halk şiirinin ana damarı insanı mutlu eder.
Şiir okuyan toplum insana saygı duyar. Muhabbet olur… Devlet okulları teorik, ezbere dayalıdır. Testlerde boğuşan çocuklar sokakta top oynamaz. Evden okula, evden dershaneye… Ruhsuz robot gibi bir toplum yaratılır… İstikbal; Özgür, kitap okuyan nesillerle güzelleşebilir.
Mahalle futbolunda arkadaşlık vardı. Eski arkadaşlıklar, dostluklar, komşuluklar çok güzeldi. Eski güzel günleri yazarken gönlüm o güzel günleri özler durur. Tarhana çorbasına kaşık sallardık…
Akşam güneşine takılı kaldı gözlerim. Düşlerim gökkuşağı… Kurumuş ağaç dallarında akşam güneşinin neşesi… Saçlarıma karlar yağdı… Istrancalardan esen seher rüzgarları… Geceleri serindir ortalık… Kırklareli… Trakyam… Seni seviyorum… Kalbimdesin daima… Akşam güneşimsin… Parıldayan masmavi bir yıldızımsın… Karanlığın içinde yıldız yıldızsın… Sevdalı gençlik günlerim gelir aklıma… Gökkuşağı ufuklar eşsiz bir ressamın elinden çıkmış gibidir…
Umutsuz yaşanmaz… Umut daima vardır… Çalışkan, kültürlü, akıllı bir toplum oluşturmak barış içinde, kardeşçe yaşamak hayal gibidir… Eskiden çiçek çocukları vardı. 68 kuşağı insancıl çizgisinde, kardeş kavgasından uzak durabilseydi her şey daha güzel olacaktı…
Uçuk davranışlar toplumlara zarar veriyor. Eski toplum tarihte kaldı. "Şarkılar Bizi Söyler…"
TRT nameden klasik Türk müziği eserlerini dinlerken mısralar coşkuludur… Yaşam çok kısa… Gençlik en güzel günlermiş…