ERGENE IÇIN SORUN BELLI DE ÇÖZÜM NEREDE?

Ergene Nehri Trakya'nin kanayan bir yarasidir. Geçmiste berrak sulari ile nazli nazli akan, zaman zaman da Trakya ovalarinda siddetini gösteren ERGENE, son 25-30 yil içerisinde sorun olmustur.
Ergene, Trakya'daki belediyelerin kent ve kasabalarin, köylerin, yogunlasan sanayinin kanalizasyonu, atik sularin toplayicisi olmustur. Nehrin bu durumundan herkes sikayetçidir. Çevreciler, bilim adamlari, çevreye duyarli belediyeler sorun üzerine egilmisler, çözüm arayisina girmislerdir. Yillardan beri bu konuda toplantilar ve tartismalar yapilmakta, plan ve projeler hazirlanmakta, sözler verilmekte, sözler alinmakta ancak ortaya bir çözüm çikmamaktadir. Herkes "Yangin var!" diye bagiriyor fakat yangini söndürecek çikmiyor.
Ergene'nin kirliligi, yalniz özelligini degistirmekle kalmamis, su kirliligine, sulanan topraklarin zehirlenmesine de yol açmistir. Bu durumda Trakya, Ergene'yi kaybetmistir. Ancak yine de Ergene sorunu Trakya'nin genelinde vardir. Olayi ele almak ve bir devlet sorunu olarak gündemde tutmak gerekir.
Uzmanlar bugün Trakya topraklarinin %63'ünün sulanabilir, %35'inin ise islenebilir oldugunu söylüyorlar. Trakya topraklarinin sulanabilmesi için birçok Sulama Baraji ve 100'e yakin Sulama Göleti yapilmistir. Tabii bunlar Trakya'yi bir Hububat Ambari, ikinci bir Çukurova konumuna getirmek için yapilmistir. Ancak zaman içerisinde Trakya'da baska türlü gelismeler ve degisimler gündeme geldiginden bu hedeften sapilmistir. Trakya, topraklari ve sulari, hatta havasi dahi kirlenen bir bölge haline gelmistir.
ERGENE temizlenebilir ve eski haline getirilebilir mi? Bu sorunun simdilik verilebilecek bir yaniti yoktur. Ergene'yi eski temiz haline getirmek uzun vadeli, kirleticiler için büyük maliyet isteyen istir. Çünkü Ergene'ye gelmeden önce atiklarini Ergene'ye birakan belediyelerin Aritma Tesisleri kurmalari gerekir. Bugün itibariyle Ergene'ye atik su getiren kaç dere oldugunu bilmiyoruz ama her halde 20 dolayinda olmasi gerekir. Önce bu derelerin kontrol altina alinmasi lazimdir.
Bugün Ergene ve Trakya'nin sorunu, bir devlet sorunu olarak ortadadir. Trakya hem tarim yapilan yer, hem sanayinin yogunlastigi yer, hem de Istanbul'dan nüfusun kaydirilmasi düsünülen bir bölgedir. Bu nasil olacaktir? Buna kim karar verecektir? Görünen odur ki Ergene ve Trakya'nin gelecegi üzerine bir çok kurum, kurulus ve toplum örgütleri söz sahibidir. Herkesin konusup görüstügü bu konu herhalde kolay konusulacak bir konu olmalidir ki masani etrafi kalabaliktir. Yillardan beri de görünen budur. Ergene'nin tansiyonu yükseldigi zaman hükümetten birileri tansiyonu düsürecek bir konusma yapmakta, isi medreseye yatirmaktadir. Herkes de saniyor ki sorun çözülecektir. Medreseye yatirilan sorun çözülmez. O ancak uyutulur. Su an Ergene sorunu da uykudadir ve derindedir. Çözüm beklemektedir. Ancak çözümü gerçeklestirecek birileri, bir kurum ve kurulus yoktur. Yabancilarin dedigi gibi, önce sorun yaratiyoruz sonra da bu yarattigimiz sorunlari çözmek için ugrasiyoruz. Bunun için zaman ve para harciyoruz.
Özet olarak Ergene, Çözümsüz Sorun'dur. Çözümü vardir fakat sorunu çözecek kimse yoktur. Dolayisiyla Ergene kanayan bir yaradir. Ve tabii Ergene kentlesmenin, sanayilesmenin beraberinde getirdigi bir sorundur. Sanayilesmek bir nimetse onun külfetlerine katlanmak, külfetin bedelini en aza indirmek gerekir. Galiba sorun da bu noktada dügümlenmektedir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com