ELVEDA RUMELI YADA SAHANE RUMELI'NIN ÖLÜMÜ

Su sira Türkiye'de halkin ne konustugu konusunda bir anket yapilmis olsa eminim ki konusulan seyin Hayat Pahaliligi oldugu ortaya çikacaktir. Halk için mutfakta yangin vardir. Öncelikle bunun söndürülmesi gerekir.
Halkin içinde kadinlar kesimine gelince süphesiz onlar mutfaktaki yangini daha fazla hissedip görenlerdir ama konustuklari ne bu ne de türbandir. Televizyonda izledikleri ELVEDA RUMELI'dir. Özellikle Trakyali, Rumeli kökenli insanlar uzaklarda kalan, yitirilmis olan bu cografyada geçmiste neler olup bittigini görmektedirler. Bir geçmisi yasamaktadirlar.
Geçenlerde bir sagci gazetede emekli bir yarbayin "Strateji ve Tarihi Tecrübeler Ne Diyor" baslikli önemli bir yazisini okurken su anlamli satirlara rastladim
"Fatih Sultan Mehmet Istanbul'u elinde bulunduran ülkenin savunma hatti Tuna'dir" demis.
Bizanslilar ise, "Kardinal sapkasi görmektense, Türk sarigi görmek isteriz" diye söylemisler.
Tarihler Osmanlilarin asiretten bir devlet yarattiklarini, sonra nereye gittilerse devleti oraya tasidiklarini, daha sonraki zamanlarda bu devleti imparatorluk haline getirdiklerini, iyi bir strateji izlediklerini, Avrupa'yi eyalet yaptiklarini, ilk Avrupa Birligi örnegini verdiklerini yazarlar. Tabii Osmanlilarin Viyana'ya kadar gittiklerini söylerler ama onlara Viyana'dan geriye niye döndüklerini de sorarlar.
Süphesiz Osmanlilar'a "ELVEDA RUMELI" demek kolay olmamistir. Istanbul'u kaybetme korkusu Tuna'ya kadar olan Savunma Hatti'ni çökertmistir.
Savaslar yitirilmeye baslayinca, Savas Ekonomisi de gerilemistir. Sonuç itibariyle Osmanli Avrupa'daki degisimi, gelismeyi, Avrupa'nin Dogu Siyaset'ini anlamamistir. 1877-1878 Osmanli-Rus, 1912-1913 Türk-Bulgar Savasi (Balkan Harbi) Sahane Rumeli'nin ölümü olmustur. 1970'li yillarin ilk yarisinda Sahane Rumeli'nin Ölümü'nü Cumhuriyet Gazetesinde dizi yazisi halinde yazip anlatmistim. Avrupa'da, Osmanli'ya, Türklüge karsi olusan Husumet Cephesi bugün dahi devam etmektedir. Atatürk'ün Türkiyesi'ni Avrupa'da görmek istememektedirler. Almanya, Fransa bu "ISTEMEZÜK'ün öncülügünü yapmaktadir. Avrupa halklari da bu öncülüge, bu harekete destek vermektedir. Onlar böyle bir tutum ve siyaset içersinde iken biz Osmanliligi canlandirmaya, Din Devleti olmaya, daha fazla Islamlasma'ya çalismaktayiz. Amerika bize "Ilimli Islam" olun demisse biz bunu emir telakki etmisizdir. O yolda yürümekteyiz.
ELVEDA sözcügü bir ayrilik mesajidir. Birtakim seyleri geride birakma, onlardan ayrilma ifadesidir. Dün Rumeli için söyledigimizi bugün Irak'taki, Ortadogu'daki Kirmizi Çizgiler'imiz için söylüyoruz. Su günlerde de toplumun bir kesimi ELVEDA ATATÜRK, ELVEDA LAIK CUMHURIYET demektedir.
Bir SESSIZ KARSI DEVRIM yasandigini mirildanmaktadirlar. "Sessiz Devrim" AKP iktidara geldigi zaman onlar tarafindan söylenen bir kavramdir. "Sessiz Devrim" sandikla, havaya kalkan parmaklarla meydana gelen olumsuz bir degisimdir. Toplumbilimciler Türkiye'deki bu dönüsümü, "BOZULARAK DEÄzISIM" olarak ifade etmektedirler. Bozularak Degisim, Cumhuriyet Degerleri'nin kaybi demektir.
Bu vesileyle geçmise ait bir gerçegin altini çizmek istiyorum Türkiye çok partili hayata geçtikten sonra yapilan bütün DÖNÜSÜMLER, Bozularak DEÄzISIMLER ve en son Türban "HALKIN ISTEÄzI" olarak yansitilan seylerdir. Çirkin politikacilar dini ve siyaseti ikbal ve iktidarlari için yaptiklari halde Bozularak Degisim'i halka fatura etmislerdir. Sessiz Devrim'e bir Karsi Devrim olmadikça yani sandiktan sol çikmadikça bu süreç devam edecektir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol