Boyama saçli Leyla ellinci yasini çoktan yitirdigi halde toplumdaki yerini hala bulamamisti. Istanbul´da kisiligini ispatlayamayinca Kuzey Ege´de bir beldeye göç etmisti. Baktiki burada yazarlar, sanatçilar toplulugu var,sazan gibi atladi birden. Karisti onlarin arasina. Hemde bir duayen gibi. Kendisini kanitlamak istedi, beceremedi.
Uyandirdilar, uyanamadi. Yahudiler gibi inat etti. Düstü sendeledi. Dayanamadi, kendisini gece yarisi denize atmaya kalkti. Elinden tuttular, ayittilar. Ertesi günü ne yaptigini dahi hatirlayamiyordu. Günlerce evinden çikmadi. Uzaklastilar ondan birer birer. Sonra terketti yöreyi. Fasafisoydu dediler.
Bir müddet sonra ortamdakiler ahenklerine devam ederken genç bir adamla çikti bu kez sahneye. O benim kocam dedi. Meger adam bir köyde imammis. Birileri umursamadi, birileri de güldü geçti. Çünkü bu sivrisinek viziltisi gibiydi. Kadin yalniz kaldi.Imam efendi ortalikta görünmüyordu.
-Ne oldu diye sordular. Imamlik görevine son verilmis. Rusya´ya çalismaya gitmis.
Aradan günler geçmisti. Hafta sonu bir telefon. Gelde bir balik yiyelim. Sakir sasirmis, bu ne is demis. Bahari andiran günün ögle vaktinde bulusup deniz kenarinda balikçi lokantasina oturmuslar. Hey garson gel bakalim.
-Bize bir büyük ver.Balik ne var..
Adam sasirmis. Kendi kendine kim içecek 70´ligi diye düsüncelere dalmis.. Raki tükenmis, baliklar bitmis.. Kadin kendini kaybetmis. Devami Yarin
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol