EKONOMIK KRIZLER ISSIZLIK VE YOKSULLUK DEMEKTIR

ISTRANCA RÜZGARI siirim: / Siradaglar gibi uzanir Istrancalar/ Yildiz daglari/ Mor sümbüller açar/ Karli daglarin yüreginde/ Kirksehitimiz yatar Kirklarda/ Kirklar tepesinde/ Dalgalanir Türk bayragi umutla/ Sevgiyle.../ Üsür kir çiçekleri/ Üsür yüregim/ Istranca rüzgarinda/ Seher yelinde/ Yasarim yüregimle/ Kirklareli aksamlarinda/ Sevdali gönüllerde/ Siir yazarim dört mevsim/ Umutla sevgiyle/ Selahattin Demiraco Zamanin Durdugu Yer KIRKLARELI kitabim, sayfa 4.

Günlerden Cumartesi sabah 07.30. Rüzgarlar serin esiyor bu sabah.. Hasim Peksöz Caddesinde yürürken sonbahar rüzgarlari arkadasim oldu... Güz yapraklari dökülüyor dört bir yana...

Babaeski çikisinda Roman at arabalari kuru agaç dallariyla dolu olarak hizli hizli gidiyor. Babaeski girisinde teneke evlerin yaninda on kadar modern ev yapilmis. Galiba bu evleri Babaeski Belediyesi yapmis. Kis gelirken yoksullar hazirligini yapiyor usul usul.. Çöp konteynirlarindaki ise yarayacak, para yapacak hersey toplanip at arabalarina konuverir.. Tabanda Yasayanlara Sosyal Yardimlasma Fonundan muhtarlarin tespitiyle yakacak kömür, yemek, kuru gida, kirk-elli YTL para da verilir...

Yerel seçimlerde yardimlar çogalir birden.. Belediye seçimleriyle ilgili olarak gazetede hergün yeni bir haber okuyoruz...

Kirklareli’nin Sazara Suyu Evlere Verilirse Iyi Olur. Barajlardaki suyun mangan orani Eylül-Ekim aylarinda yükseliyormus.. Ben Hizirbey Camisi’nden içecek suyumu temin ediyorum.. Bazen de damacana suyu satin aliyoruz..

Hizli sanayilesmeyle beraber dereler, yeralti sularimiz, göllerimiz, nehirlerimiz kirlenir oldu...

Bir Bayan: “Kirklareli barajina gitmistik. Çaglayan lokantasinin agaçlarini gördük. Baraj suyu azalmis” dedi.

Kirklareli Belediyesi kuyulardaki suyu da evlere verebilir.. Bu konuyu arastirdim. Su anda kuyu sularindan verilen suyu içiyoruz. Evlerdeki Musluklarimiz En Ucuzundandir.. Musluk Basini Biraz Siktinizmi Hemen Bozuluyor. Kaliteli Musluklar Kullanmaliyiz. Suyu Tasarruflu Kullanmaliyiz.. Korunmasiz Su Saatleri Kisin Patliyor. Önlem Almaliyiz.. Bu saatler eve girisin yanindadir. Türkiye’deki varolan temiz suyu çok tasarruflu kullanmaliyiz. Su hayat demektir. Tekstil, boya fabrikalarinin kirli suyu derelere akarken su simsiyahtir.. Ergene Nehri kirli akiyor.. Uzunköprü bu durumdan çok sikayetçidir.. Kanser vakalari çok büyük boyutlardadir.. Çocuklugumuzda Kirklareli Büyükdere Kovanlik mevkiine balik tutmaya giderdik.. Su piril pirildi..

Mahalle arkadasim Ahmet Er: “Suya kum atardim. Baliklar toplaninca onlari elimle yakalayip çimenlere firlatirdim” demisti.. Ahh Çocukluk Yillarimiz.. Hersey ne güzelmis..

Hizli nüfus artislari, göçler 1.5 milyonluk Istanbul’u 15 milyonluk büyük bir metropol haline getirdi. Istanbul göçlerden yorgun düstü.. Terörden dolayi bosaltilan köyler kentlerimizi yasanmaz hale getirdi..

Varos kentler olustu.. Issizlik, trafik, konut, temiz su ihtiyaci artti.. Yasam kavgasi zorlasti... Çok çocuklu aileler bütün çocuklarini çalismaya zorladi... Sokak çocuklari, tinerciler yol kestiler. Kurtlar Vadisi filmi oynamaya baslayinca kahvelerde nefesler tutuldu.. Siddet ve terör saha kalkti.. Kadinlarin çantalarini gasp eden sokak çeteleri türedi. PKK karakol basti. Askerlerimizi sehit etti. Annelerimizin çigliklari kalblerimizi dagladi... Türk ordusu Halkin Bagrindan çikan bir ordudur... Tarihi sanlidir... Hepimiz Kardesiz Bu Canim Vatanda... Asirlarca beraber yasadik.. Amerika Irak’i 2009’da Usul Usul Terketmeye Baslayacakmis. Irkçi Bush Hükümeti Afganistan ve Irak’ta 800 Milyar Dolar Para Harcamis. Bu Resmi Rakam. Amerikan ekenomik krizi dünyayi sarsarken bankalari devletlestirme politikasi güçlendi. Yüksek faizle bankalardan konut kredisi alan Amerikali vatandaslar borçlarini ödeyemeyince kriz büyüdü... Bankalarin para musluklari tikandi. Türkiyede döviz yükselirken borsa düstü... Kemal Dervis: “Tasarruf yapiniz. Kendi öz sermayenizle kalkininiz. Gerekli tedbirleri aliniz” diyor...

Yüksek enflasyon varken banka faizleri yüksekti. Herkes bankalara kosarak  yüksek faizle parasini çogaltiyordu. Piyasada durgunluk yoktu...

Krizler Issizlik Ve Yoksullugu Artirirken Halkimiz Yasama Kavgasinda Yarinlarini Düsünüyor...

BÜYÜK MÜBADELE - TÜRKIYE’YE ZORUNLU GÖÇ (1923-1925)

Dr. Kemal Ari, Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk Ilkeleri ve Inkilaplari Tarihi Enstütisünde ögretim görevlisidir. Cumhuriyet tarihi üzerine çalismalari çesitli dergilerde yayinlanmistir.

Kemal Ari-Büyük Mübadele-Türkiye’ye zorunlu göç. 1923-1925. Tarih Vakfi Yurt Yayinlari. Birinci Basim: Eylül 1995. Kapak fotografi Mirina 13 Mayis 1924. Mübadiller açikta bekleyen Kirzade gemisine binmek üzere yola çikiyor. A. Ruhi Iyigün arsivi. Lozan Mubadilleri Vakfindan alinmistir. Kitap 198 sayfadir.

ÖNSÖZ: “Yakin dönem Türkiye Tarihi toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlariyla yeterince ele alinip incelenmis degildir... Hiç kusku yok ki, Türk Kurtulus Savasi dedigimiz tarihsel olgu, Türkiye tarihinin önemli dönüm noktalarindan biridir. Nitekim 30 Ocak 1923 Türk-Yunan Mübadelesi’ne iliskin Sözlesme ve Protokol Anlasmasi uyarinca, Bati Trakya disindaki Yunanistan Müslümanlari ile Istanbul disindaki Türkiye Ortodokslarinin zorunlu mübadelesisiyle gerek Türkiye’den giden ve gerekse Türkiye’ye gelen göçmenler, bu tablonun olusumuna önemli katkida bulunmuslardir. Iste bu tarihsel ortamda, Türkiye’ye getirilen göçmenlerin etkin islevini görüp tanimak ve toplumsal ve ekonomik yapidaki yeni kazanimlarin temelindeki unsurlari anlamak istegi, bu konuya egilmemde basta gelen etkenlerden biri olmustur...”

GIRIS: “Arastirma konusunun ilgi alanini olusturan süre, 1923-1930 yillari arasindaki yedi yillik zaman dilimidir: Agirlikli olarak ilk üç yili pek hareketli olan bu yedi yillik evre içinde Türkiye’ye getirilen mübadele göçmenlerini ve onlarla ilgili sorunlari dört ayri asamada ele alip incelemek olanaklidir. 1- Türkiye’ye getirilmeleri 2- Yerlestirilmeleri 3- Üretici duruma getirilmeleri 4- Yeni toplumsal yapiya siyasal, kültürel, ekonomik ve psikolojik yönde uyumlari...

Bu asamalarin ilk üçü, irdelenen yedi yillik süre içinde gerçeklesti. Bir baska deyisle, mübadele kapsamina giren Yunanistan Türklerinin Türkiye’ye getirilmeleri, iyi ya da kötü bir yere yerlestirilmeleri, kimi zorluklara ve göçmen gruplari arasindaki farkliliklara karsin üretici duruma getirilmeleri süreci tamamlanabildi. Dördüncü asama ilgili kimi sorunlarsa, birey düzeyinde bile olsa, uzun yillar boyunca sürüp gitti.

BIRINCI BÖLÜM: NUFÜS MÜBADELESI ÖNCESINDE GENEL DURUM VE TÜRKIYE’DEKI HAZIRLIKLAR

Bu dönemde görülen kitlesel göç hareketleri olusum sirasina göre üç ana baslikta toplanabilir : 1. Türkiye’den Türkiye disina yönelik göçler ; 2. Türkiye’de isgalden kurtarilmis yörelere iç göçler; 3. Türkiye disindan Türkiye’ye yönelik göçler.

Yunan Ordusu’nun Türk ordusu karsisindaki yenilgisinin ardindan, Türkiye’li Rumlar, önce Bati Anadolu ve Marmara kentlerinden, sonrada Dogu Trakya ve Karadeniz kentlerinden Yunanistan’a deniz, kara ve demiryollari araciligiyla göç etmislerdir. Göç hareketi süresince, basta Istanbul ve Izmir olmak üzere, pek çok kiyi kentinde, yogun göçmen yigilmasi görüldü. Bir Istanbul gazetesinin verdigi bilgiye göre, Istanbul’a yigilan bu göçmenlerin sayisi bir ara 21.505 olmustu.2 (2 Tanin, 26 Mart 1923)

Dogu Trakya’da ise yola düsen Rum göçmenler tren istasyonlarinda kisa sürede büyük gruplar olusturdular. Trenler, vapurlar Tekirdag-Selanik çizgisinde hiç durmadan göçmen tasiyorlardi. Yunanistan’a kara yoluyla ulasim, diger bölgelere göre kolay oldugundan, yayli at ve kagni arabalariyla da tasima yapiliyordu.8 (8 Tanin, 20 Tesrinievvel 1922)

Bir ay içinde, Türkiye’den ayrilarak Yunanistan’a göç eden Rum sayisi 650.000 ‘di.9  (9 Tanin, 22 Tesrinievvel 1922) Bu sayi, 1922 yilinin sonunda 1.000.000’u asti. Türkiye’den ayrilarak Yunanistan’a giden bu insanlar ayrildiklari yörede önemli bosalmalar olustururlarken, Yunanistan’da neden olduklari nufüs yigilmalari sonucu, oradaki Türklere yönelik baskinin önemli bir etkeni oluyorlardi.

Dönemin kaynaklarinda yeni demografik görünümün olusumuna katkida bulunan bu insanlar “feleketzedeler”, “harikzedeler”, “mülteciler”, “sark muhaciri” deyimi, Türk-Yunan savasinda her ne biçimde olursa olsun, zarar görmüs bütün kesimler için kullanilan genel bir deyimdi. “Harikzedeler” deyimi ise, felaketzedeler kavrami içinde olan bir deyim olmakla beraber, evi ocagi yanarak savastan zarar görmüs kesimi, diger zarar görenlerden ayirmak için kullaniliyordu. Bir arastirmaya göre, Yunan isgali sirasinda, ilk asamada 80.000 insan iç bölgelere göç etmislerdi.12 (12, Orhonlu “Yunan isgalinin...” 5.488.) Isgal durumunun ortadan kalkmasiyla geri dönüyorlardi.”

Büyük Mübadele kitabini inceledim.. Osmanli Devletinin Dagilmasiyla Ortaya Çikan Ortamda Osmanli Devleti Topraklari Isgal Edilmisti. Istiklâl Savasi Sonrasinda Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurulmustu. Sorunlar Çok Büyüktü.

NOT: Kirklareli Atatürk Lisesi beden egitimi ögretmeni Ertunç Akalin 21.10.2008 günü vefat etti. Eski bir ögrencimdi. Sevgili ogluna ve esine ve tüm arkadaslarima bassagligi diliyorum. Ruhu sad olsun...

selahattindemiraco@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol