EĞİTİM İNSANI SADECE OKURYAZAR HALE GETİRMEK DEĞİLDİR

Türkiye eğitim konusunda, Bilgi Toplumu olma bağlamında istenen yere gelmiş değildir. Cumhuriyeti kuranların Türkiye gerçeklerine göre oluşturup geliştirdikleri Eğitim sistemi 1950'den sonra yapısal değişiklikler sürecine girmiştir. Bu süreç bu gün de devam etmektedir. En önemlisi öğretmen ve dershane açığı devam etmektedir. Oysa bu ikisi eğitim ve öğretimin ilk önce çözümlenmesi gerekli olanıdır. Hep yazıyoruz, okuyucularımız da zannedecekler ki kendimizi tekrar ediyoruz. Çok şükür bir gün önce yazdığımızı sonraki günlerde tekrar edecek halimiz yoktur. Birkaç tekrar yapılmışsa konunun ve bilginin üzerine dikkat çekmek içindir.
Açık söylemek lazımsa bu gün Türk eğitimi bilgili ve üretken insan yetiştirmekten, bilgiyi ekonomik hale getirmekten ve bilgiyi tam kullanmayı öğretmekten uzaktır. Zira biliyoruz fakat yapmıyoruz.
Eğitim insanı değiştirmekle kalmaz, insanı iyileştirmek suretiyle yararlı hale getirir. İhsanın yararlı olması bilgiyi doğru kullanmasına, yaptığı işi en iyi nasıl yaptığını düşünmekle, yanlışlarını, noksanlarını görmekle olur. Bu nedenle eğitimin gücüne inanmak gerekir. İleri ülkelerden söz ediyorsak ilerlemenin bütün şartlarını aldıkları eğitime borçludurlar. İnsanlık uygarlık basamaklarını eğitimle, akıl ve bilimle çıkmış, vahşetten böyle kurtulmuştur. Akıl, Tanrı'nın insanlara verdiği, kullanmasını istediği en büyük nimettir. Akıl insanın sermayesidir. Eğitim aklı geliştirir.
Türk eğitim sistemini iyileştirmek, realize etmek için çalışmalar yapıldığını, uygulamalardan doğan aksaklıkları, yanlışları düzeltmek bağlamında çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Eğitimcilerin toplumun bilgi düzeyinden haberleri olduğunu sanıyoruz. Türk öğretmeni de Türkiye'nin kendisinden neler istediği bilgisi ve bilinci içerisindedir. Bu durumda yapılacak olan şey halkı Yoğun Eğitim ve Öğretime hazırlamaktır. Bilmiş olalım ki halkımızın bilgiye erişim sorunu vardır. Bilgi herkes için gerekli olduğu halde toplumun, halkın bir kesimi bilgiye erişim bakımından aynı imkanlara sahip değildir. Yani bilgiye erişim eşitliğinden yoksundur.
Türk toplumunda teknoloji kullanımı giderek artmaktadır. Çok şey makineleşmiştir. Bu teknolojilerin kullanımı bilgi ister. Teknolojiyi kullanım bilgimizin de tam olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu açıdan da eğitime, bilgiye ihtiyacımız vardır. Mesela büyük arazilerin parçalara bölünmesinin, önlenmesi gereğini, arazileri birleştirmenin nedenlerini halkımız anlıyordur da bu uygulamanın neler alıp neler getireceği konusunda pek bilgisi yoktur. Bunu söylemekle eğitimin, bilgi akışının sürekliğine vurgu yapmak istiyorum. A'dan Z'ye eğitime, bilgiye ihtiyacımız olduğunu bu vesileyle belirtmek istiyorum. Halkımızın kendisini yetiştirmesi gelecek zamanlarda daha büyük ihtiyaç haline gelecektir.
Kabul edilen Avrupa Birliği Kriterleri'nin hayata geçirilmesi, yaşanır hale gelmesi eğitimi zorunlu kılacağa benzemektedir. Bu nedenle eğitim her zaman ülkenin gündeminde olacağa benzemektedir. Galiba yüzyılımızın eğitim sloganı bunun için söylenmiştir: ÖMÜR BOYU EĞİTİM. Bu insanlara balık vermek yerine balık tutmayı öğretmektir. Balık verirsen karnı bir defa, balık tutmayı öğretirsen karnı ömür boyu doyar. Mesele eğitimi ve insanı bu noktaya getirmektir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol