ECEVITLERI SINIF ARKADASI KIRKLARELILI FIRINCI RÜSTÜ'DEN DINLEMISTIM

Poyrali Köyü kökenli amcaoglu ünlü Banka yöneticisi Burhan Karaçam'in kayinpederi Robert Kolej'den Ecevitlerin sinif arkadasidir. Burhan'in babasi Operatör Dr. Hüseyin Karaçam ile 1970'li yillarin ortalarinda Kirklareli'ne, beni görmeye gelmislerdi.
Konusurken bir aralik (simdi adini çikaramadigim) Burhan'in kayinpederi, Kirklareli'nde Robert Kolejden bir sinif arkadasi oldugunu, onu görmek istedigini söyledi. Kalktik Rüstü Tanriöver'in çalistigi yere gittik. Rüstü Tanriöver o sira firincilik yapiyordu. Kizkardesi Dr. Zeliha Tanriöver'i Çocuk Yuvasi'ndan taniyordum. Sonra bir doktorla evlendi, Amerika'ya gitti. Halen Amerika'dadir ve oraya yerlesmis bulunmaktadir. Bunlar, yani Rüstü ve Zeliha Hanim Kirklareli'nde ismet Hoca'nin çocuklari olarak taninirlar. ismet Hoca, ögretmen degildir. Evleri Ahmet Mithat Okulunun yanindan Kirksehitler'e çikan yolun kenarindadir ve bu evin iç Mimarisi'nin tarihi özellik tasidigi söylenir. Hatta bir rivayete göre, Merzifonlu Kara Mustafa Pasa Viyana Seferi'ne giderken bu evde kalmistir.
Rüstü Tanriöver'in firininda uzun süre sohbet edildi. Robert Kolej anilari anlatildi. O yetmisli yillarda Karaoglan olarak efsanelesen Ecevit ve esi Rahsan Hanim'dan, Robert Kolejdeki ögrencilik yillarindan bahsedildi. Ecevitlerin ögrencilik sirasinda da kolkola olduklari, birbirlerinden hiç ayrilmadiklari, toplantilara hemen hemen hiç katilmadiklari, daima kenarda kösede kalip yalnizligi tercih ettikleri anlatildi. Pek arkadaslari olmadigi söylendi. Ecevit'in babasinin Prof. Dr. Fahri Ecevit, annesinin ressam Nazli Ecevit oldugu, Fahri Ecevit'in 1940'li yillarda CHP'nin Zonguldak Milletvekilligini yaptigi anlatildi. Rahsan Hanim'in babasinin ise Merkez Bankasi Danismanligi yaptigi, Siyasal Bilgiler Okulunda ögretim üyesi olarak çalistigi belirtildi.
Bu vesileyle ve yeri gelmisken sunu ayraç olarak belirtmek istiyorum, Firinci Rüstü, yani Ecevitlerin sinif arkadasi Firinci Rüstü Tanriöver okumus insana hiç benzemiyordu. Siradan bir insan gibiydi ve saniyorum Kirklarelililer onun Robert Kolejde okudugunu bilmiyorlardi. Hatta ben 1951 yilinda kazandigim Birlesmis Milletler fikir ve makale yarismasi sonrasi Amerika'daki Birlesmis Milletler'den gelen bir takim yazilari okuyacak, formlari dolduracak bir kimseyi bulamamistim. Yahudilerden "Büyük Nesim" diye anilan Bezzaz Nesim Magriso'ya ispanyolca okutup doldurtmustum. O sira Birlesmis Milletler Teskilati yazismalarini ingilizce, Fransizca, ispanyolca üzerinden yapiyordu. Yani o 1950'li yillarda Kirklareli'nde, Yahudiler'den baska yabanci dil bilen yoktu. Hatta bugün bile Kirklareli'nde iyi Ingilizce bilen, saglikli çeviri yapacak Melek Ovali'dan baskasi yoktur. Ben öyle biliyorum.
Ecevit 1960'li yillarin basinda bir aralik Kirklareli'ne gelmisti. Ben o zaman ögretmenlikten ayrilmis, Cumhuriyet Gazetesine çalisiyordum. Bu vesileyle Ecevit'i tanimis, hatta imzali bir kartini bana vermisti. Zannediyorum bu kart arsivimdedir.
Ecevit "KARAOÄzLAN" olarak efsanelestiginde Cumhuriyet Gazetesi Yazi isleri Müdürü Kayhan Saglamer ECEVIT OLAYI, "BIR BASBAKAN DOÄzUYOR" adini tasiyan, Ecevit'i anlatan iki ciltlik bir kitap yazmisti. Onu alip okumustum. Sonra Ecevit'in kendisi "ORTANIN SOLU", BU DÜZEN DEÄzISMELIDIR gibi daha baska kitaplar yazdi. ÖZGÜR INSAN Dergisine agirligini koydu. Sonra gazeteci yazar Tanju Cilizoglu, "KIRIK POLITIKA / Anilarla Kâmil Kirikoglu (CHP eski Genel Sekreteri)ni anlatan kitabini yazdi. Bunlarda Ecevit'in nasil bir politikaci, nasil bir aydin ve nasil CHP'li oldugu, ülke için neler düsündügü, hayal ve gerçekleri anlatildi. Bunlarla birlikte Onun Hintli sair ve düsünür Tagor'dan yaptigi çeviriyi de okudum. Tabii yazdiklari, söyledikleri, politik hayatinda görülen inisler çikislar Ecevit'i anlamaya ve anlatmaya yetmistir. Ecevit, çok partili hayatin, CHP'nin, DSP'nin ve demokrasi tarihinin TIPIK bir siyasetçisi ve devlet adami olarak tarih olmustur. Artik bundan sonra o tarih ile hesaplasacakti. Arkasinda biraktigi KIBRIS, Ecevit'i unutturmayacaktir. Bir gün bu ülkede Bozuk DÜZEN degisirse, TOPRAK ISLEYENIN, SU KULLANANIN OLURSA, halk Ortanin Solu, Sosyal Demokrasi ve Demokratik Sol gibi siyasi kavram ve görüsleri anlayip benimserse, köyler Köy Kent olursa Halk Sektörü diye bir sosyal ve ekonomik güç ortaya çikarsa bu sözlerin sahibi olarak Ecevit hatirlanacaktir. Bunlar da simdilik Türkiye'de bir HAYAL olduguna göre Ecevit'i nasil anacagiz, nasil hatirlayacagiz bilemiyorum. Her halde Ecevit'in tarihi, geçmisi ve gelecegi Kibris'a bagli kalmaya devam edecektir. Tanri rahmetini bol etsin.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol