Günümüzde dünyanin birçok ülkesinde ve Türkiye'de dengesiz gelir dagilimi, hatali tarim politikasi ve uygulamalar nedeni ile açlik, yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarinin yani sira gida kaynakli hastaliklarin arttigina dikkat çeken Erol Özkan açiklamasina su cümlelerle devam etti:
1 miyar kisi aç
“2007 ve 2008 de iklimin kurak gitmesi, enerji tarimi ve talep degismelerinden kaynaklanan küresel gida krizinin ardindan 2008’de baslayan küresel ekonomik kriz, açlik ve yoksulluk içinde kivranan dünya nüfusu için adeta öldürücü bir ikinci darbe olmustur. Ekonomik krizin çikmasinda hiçbir rolü olmayan dünya aç ve yoksullari krizin bedelini agir bir sekilde ödemektedirler. FAO hesaplamalarina göre 2009 yilinda 105 milyon kisi açlar ordusuna katilmistir. Dünya gelirinin % 80'i dünya nüfusunun %20'sine karsi gelen gelismis ülkeler arasinda paylasilmaktadir. Dünya’da açlik çeken nüfus 1 milyar dolayinda iken, tamamina yakini gelismis ülkelerde olmak üzere dünyada obez kisi sayisi 1,2 milyar dolayinda tahmin edilmektedir. Ekonomik krizin sorumlulari olan gelismis ülkeler, krizi bahane ederek, gida yardimlarinda kesintiye gitmektedirler. Bu kesintilerin çogu Güneydogu Asya ve Afrika'daki bebek ve çocuklar olmak üzere 50 milyon kisinin fazladan açliktan ölmesine yol açacagi uyarisinda bulunulmaktadir. 6,5 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yilinda 9,5 milyar olacagi tahmin edilmektedir.”
Aç nüfusun büyük çogunlugu tarimsal üretim yapilan yerler
Açlikla mücadelede en önemli silahin tarimsal üretim oldugunu ifade eden Özkan; “Tarimsal üretim bu artisla bu nüfusu beslemekte yetersiz kalacak, gelir dagilimindaki esitsizlik, ekonomik krizler, iklim degisikligi, toprak ve su gibi kaynaklarin bozunumu ve yanlis kullanimi gibi etmenlerin etkisiyle açlik ve yoksulluk çagimizin en önemli sorunu olmayi sürdürecektir. Kaldi ki dünya aç nüfusun % 70'i tarimsal üretimi gerçeklestiren kirsal kesimdedir. Kendisini doyuramayan bir nüfusun toplumu doyuramayacagi açiktir” diye konustu.
Özkan Dünya genelindeki bu tablonun karamsarligina dikkat çekerken, Türkiye’de de alinmasi gereken önlemler konusunda sunlari söyledi:
4,5 milyon hektar alan sulanmayi bekliyor
“Tarimsal üretimin artirilmasinda en önemli role sahip toprak-su kaynaklarinin gelistirilmesine yönelik altyapi yatirimlari önemli ölçüde yetersizdir hala 4,5 milyon hektar alan sulanmayi beklemektedir. Iklim degisikligi, açlik gibi günümüz ve gelecegin sorunlarinin üstesinden gelmek için önemli bir rolü olan Tarimsal arastirma gelistirmeye kaynak aktarilmamakta, var olan arastirma kurumlari ya kapatilmakta ya da is göremez hale getirilmektedir. Yanlis tarimsal ilaç ve gübre kullanimi, GDO'lu tohum ve ürünler, kayit disi ve denetimden yoksun üretimler nedeni ile, kabul edilemez düzeyde katki ve kalintilar içeren gidalar, hijyenik olmayan merdiven alti üretim gida güvenligini tehdit etmektedir. Gida alanini düzenlemeye yönelik hazirlanarak yasalastirilan ‘Veterinerlik Hizmetleri Gida ve Yem Kanunu’ pek çok eksiklik içermekte, bunun yaninda gida üretim ve denetiminde mühendisin adi bile geçmemektedir. Bu yasa yürürlükten kaldirilmali ve ilgili meslek kuruluslarinin ve taraflarin görüsleri alinarak ‘Gida Kanunu’, ‘Yem Kanunu’ ve ‘Veteriner Hizmetleri Kanunu’ olarak ayri ayri yeniden düzenlenerek yasalastirilmalidir. Gida güvencesi ve gida güvenligi ile ilgili sorunlar bu konuda izlenen yanlis politikalarin bir sonucudur. Tüketicilerin örgütsüz ve bilinçsiz olmalari yetkililerin sorumsuz ve duyarsiz davranmalarini kolaylastirmaktadir. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi bu alanda örgütlü ve TMMOB örgütlülügüne dahil Gida ve Kimya Mühendisleri Odalari ile birlikte toplumun bu günü ile birlikte gelecegini de yakindan ilgilendiren gida güvencesi ve gida güvenligi için üzerine düsen her seyi yapmaya kararlidir. Kamuoyunu bu çabalara destek olmaya, tüketicileri de bilinçli ve örgütlü olarak bu mücadele içinde yerlerini almaya çagiriyoruz”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol