'Dünya Kadinlar Günün'nde kadinlarin sesi oldular

Kadinlarin esit haklara sahip olmak için verdigi mücadele, 8 Mart 1857de New Yorkta tekstil sektöründe çalisan yüzlerce kadinin, düsük ücret, uzun çalisma saatleri ve insanlik disi çalisma kosullarini protesto etmek için grev yapmasiyla basladi.
Iste bu mücadeleyi sergilemek adina her yil 8 Mart tarihi Dünya Kadinlar Günü olarak kutlaniyor.
Geçtigimiz Cumartesi günü kutlanan Dünya Kadinlar Gününden Kirklarelinde de çesitli etkinlikler düzenlendi.
Bu kapsamda Kirklareli Demokratik Kadin Platformu kendilerine hitap eden en uygun günde "Kadinlarin sesini" duyurmayi basardi. saat12.30da Vilayet Meydanindaki Atatürk Anitina çelenk koyan Kirklareli Kadin Platformu saat13.00 siralarinda Cumhuriyet Meydaninda bir basin açiklamasi yapti. Kadin Platformu adina Hatice Camcialanin okudugu basin açiklamasinda sunlar belirtildi;
"Kapitalist sistemi besleyerek devamini saglayan cinsiyetçi ideoloji; esitim, medya, siyasi partiler, aile, din, hukuk gibi kurumlarda yeniden üretilmektedir. Cinsiyete dayali isbölümü, kadinlari ikincil konuma itmekte ve siyasal yasamda görünmez kilmaktadir. Kadinlar, isçiler, köylüler, etnik kökenleri farkli olanlar, çocuklar, yaslilar, gençler. Her bir grup, toplumsal konumlarindaki farkliklardan kaynaklanan çesitli sorunlar yasiyor. Egitimsiz, issiz yoksul, yasanilan hakkinda karar vermekten uzak, sürekli ve sistemli bir baski altinda, en temel insan haklarini bile kullanmaktan uzak bir sekilde yasiyorlar. Eger demokrasi, belirli bir ülkede ya da toplumda yasayan insanlari etkileyen kararlarin o insanlar tarafindan alinmasini saglayan mesru bir yolsa, bir ülkenin nüfusunun yansini olusturan kadinlar olmadan demokrasi gerçeklesemez.
Kamuda reform adi altinda hedeflenen degisikliklerle, basta esitim, saglik ve sosyal güvenlik olmak üzere kamu hizmetleri sirketlerin kar alani haline getirilmek isteniyor. Devletin sosyal devlet olma rolünü terk etmesini öngören Sosyal Sigortalar ve Genel Saglik Sigortasi yasa tasarisi, sagligi hak olmaktan çikariyor.
Kadin emekçiler bir yandan bir önceki dönemde edindikleri haklarini kaybederken, diger yandan da güvencesiz ve örgütsüz sektörlerde, esit ise esit ücret talebini bile geçersizlestiren çalisma kosullarina razi olmak zorunda kalmaktadir.
Temel insan hakki olan okuryazar olma konusundaki cinsler arasi esitsizlik ve ayrimcilik, bu süreçte yoksullasma ile birlikte daha da artmistir. Okula gönderilemeyen erken evlendirilen kiz çocuklari, hizli nüfus artisi çocuk ve anne ölümlerinde artis anlamina gelmektedir. Öte yandan uzun süredir ülke gündemini isgal eden türban sorunu demokrasi ve özgürlükler kapsaminda ele alinirken, ülkemizde yasayan tüm toplumsal kesimlerin taleplerine ve beklentilerine karsilik verecek, kalici, bütünlüklü bir yaklasim sergilenmemektedir. Hükümetin bu tutumu ülkeyi karmasa ve kaosa sürükleyen bir atmosfer yaratmaktadir. Bir yandan ifade özgürlügünün, önündeki en büyük engel olan TCK 301i kaldirmada bu kadar isteksiz davranilirken, kamu emekçilerinin grev ve toplu sözlesme haklari engellenirken, egitim, saglik, sosyal güvenlik haklari gasp edilirken, farkli inanç, kimlik ve kültürlerin kendilerini ifade etmeleri önünde ciddi engeller sürerken, özgürlükleri tek boyutlu ele almak esitsizligi ve çözümsüzlügü daha da derinlestirecektir.
Bu 8 Martta hükümetten taleplerimiz; Çalisma hayati ile ilgili yasalar konusunda, hükümet uluslararasi normlara uymali bu politikalari devlet politikasi haline getirmeli. Ise almada, terfi ve yükselmelerde olumlu ayrimcilik uygulanmali; kadin istihdamini artirmaya yönelik istihdam politikasi olusturulmalidir.
Cinsel taciz konusu mesleki egitimlerin bir parçasi olmali; koruyucu tedbirler alinmali ve yasal yaptirimlarin uygulanmasinda magdurun sikâyeti yeterli olmalidir. Yargi mensuplarina, güvenlik güçlerine, saglik görevlilerine, ögretmenlere, sosyal hizmet uzmanlarina, psikologlara, hukukçulara, kadin ve çocuklara karsi siddet konusunda zorunlu hizmet içi esitim verilmeli, seminerlerle desteklenmelidir.
Siddet kurbani kadinlara yönelik her türlü yasal korunma, ücretsiz tibbi ve psikolojik yardim saglanmali; yasal destek ve danismanlik saglayacak özel birimler kurulmalidir. Yasalar ve mevzuatlar insan haklarina, kadina karsi ayrimciligin önlenmesine iliskin ilkelere ve uluslararasi normlara uygun hale getirilmelidir. Ihtiyaç duyulan fikri degisikligi yaratmayi, kadindan yana bir ortam olusturmayi da içerecek bir Ulusal Eylem Plani hazirlanmali ve uygulanmalidir."

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol