Mutlu yuvanin kurulmasi yazi serisi (2) www.yuvamiz.net nevzatlaleli@gmail.com
Toplumlarda, yasanan güzel veya aci olaylari bir anda durdurmak veya yönünü degistirmek mümkün degildir. Bunlar zaman içerisinde yapilabilirler. Birbirlerine her zaman ve her yerde yardim etmeye hazir insanlarin toplumu bir anda birbirlerini bogazlayan toplum haline gelmeyecegi gibi birbirlerini bogazlayan insanlarin bulundugu bir toplum bir anda birbirini seven ve birbirine destek olan insanlar toplumuna dönüsemez.Allah (c.c) Kur'an-i Keriminde; "Hiçbir toplum içindeki durumu degistirmedikçe Allah onlarin durumunu degistirmez" buyurarak degisme talebinin önce o toplumu olusturan insanlardan gelmesini istemektedir. Zinanin serbest oldugu ve hatta her türlü desteklerle desteklendigi Bati toplumlarinda, Nüfusun azalmasi basta olmak üzere, mevcut nüfusun yaslanmasi veya yas ortalamasinin giderek yükselmesi kaçinilmazdir. Tabii böyle toplumlarda saadet ve mutluluk bir seyin kalmayacagi ve insanlarin sadece hayvani yönlerinin tatmin edilmelerini saglamakla mesgul olduklari açiktir. Çünkü evlenme ve nikâh akdi ile gençlerin birbirlerine baglanmasi, hayatin yükünün birlikte omuzlanmasi, çocuk sahibi olunmasi, onlarin sorumluluklarinin yüklenilmesi ve edepli, terbiyeli olarak yetistirilmeleri artik mümkün olamaz.Hâlbuki Müslüman topluluklarda, "Ben Müslüman'im" diyenlerin diger konularda oldugu gibi bu konularda da ilk basvuracaklari kaynak Islami kaynaklar olacaktir. Evlenme, yuva kurma, çocuk sahibi olma, kari koca arasindaki davranislar, çocuklarin yetistirilmeleri ve hatta çocuk sayilarinin ne kadar olmasina ait hemen her bilgi bu kaynakta belki yüzlerce ayet ve hadis-i serifle olarak önümüzde durmaktadir.
NÜFUSUMUZU AZALIYOR MU?
Resmi kurumlardan alinan bilgilere göre ne yazik ki nüfusumuz büyük bir hizla azalma göstermektedir. Hem öyle bir hizla ki Bati da Fransa, Ingiltere ve Almanya gibi nüfusu azalan ve artik ihtiyarlar toplumu olamaya giden ülkelerin 30 senede aldiklari yolu bizim 6 senede almis oldugumuz bildirilmektedir.
Kur'an-i Kerim bu ve benzeri olaylar için; "Fe eyne tezhebüün" yani "Nereye gidiyorsunuz?" diyerek kinayeli bir sekilde sormaktadir. Peki, biz biliyor muyuz nereye gittigimizi? Hayir. Kesinlikle bilmiyoruz. Yasantimizi degistirmisiz. Allah'in (c.c) evlenme ve yuva kurma emirlerini "kulak arkasi yapmisiz" Sevgili Peygamberimizin hayatini, sahabenin hayatini merak etmemisiz. Ondan bize yapilan ikaz ve irsatlari unutmusuz. Böylece biz de Bati toplumlarinin içerisine düstügü uçuruma yuvarlanmaya baslamisiz. Sonra bir soran oldugu zaman "Elhamdülillah Müslüman'im" diyoruz. Tabii sonuçta bu sözümüze kendimiz de inanmiyoruz.
NÜFUSUN ARTMASI IÇIN…
Nüfusun artmasini saglamak ikide bir sagda - solda "Evliler, en az üç çocuk yapsin" demekle olamaz. Nüfus artisini saglayabilmek için iki boyutlu çalismak gerekmektedir. Bir taraftan nüfus azalmasinin doguracagi felaketleri, diger taraftan bir çocuk dünyaya getirmenin yüceligi ile onun saglayacagi mutlulugun neler olacaginin halkimiza iyice anlatilmasi gerekir. Bunun için arada bir Sayin Basbakanin TV'ler de yaptigi "Icraatin içinden" programina benzer programlari bu önemli konu için de yapmalidir. Diger taraftan basta Diyanet isleri Basligi olmak üzere Milli Egitim Bakanligi, gençlik ve Spor Bakanligi veya benzer Bakanliklar kendi sahalarinda "Nüfus artinin saglanmasi…" konusunda çalismalar yapmalidirlar. Bir önemli konu insanimizin etrafini saran ekonomik ve ahlaki yapilarin bozuklugudur. Evliler, yapacaklari çocugun istikbalinden (geleceginden) endise etmemeli, "issizlik, pahalilik ve yokluklar karsisinda ne yapacagiz, çocugumuz olursa ne yapar?" sorusu kendilerine sordurulmamalidir.Bu isler hazirlanan bütçelerde de kendini göstermelidir. Mesela 2010 yili bütçesinde halktan zorla topladiginiz vergilerin, 58 Milyar lirasi (Katrilyon) götürülüp IMF kanaliyla Dis borcun faizleri olarak Batili bankalara (Yahudilere) verilmemelidir. Bu paranin veya hiç olmazsa bunu yarisinin, milletin refahi için harcamalisi saglanmali ki aileler gelecek endisesinden kurtulsun ve nüfus artisi saglanmasina sicak baksinlar.
BEKÂRLAR NASIL EVLENECEK
Issizlikten, pahaliliktan ve ortamin ahlaksizligindan dolayi o kadar çok insanimiz bekâr olarak hayatini sürdürmektedir ki bunu kurdugum "Yuvamiz Evlendirme Bürosu" kanaliyla daha iyi görebiliyorum. Sevgili Peygamberimiz (Dinimizin vazihi); "Sizin serlileriniz bekârlarinizdir" buyurarak bekâr kalmanin Müslümanlikta yerinin olmadigini ortaya koymaktadir. Inanan bir insan, kendi dinin tarifiyle "Serli insan" olarak kalmasinin mümkün olmadigina inaniyorum. Bekâr kalan bir erkek, o haliyle sadece kendi sorumlulugunu yüklenmekle kalmiyor bir hanimin da bekâr kalmasini sagliyor. Dolayisiyla iki kisinin vebalini yükleniyor.
Nur suresi 32. ayeti; "Nikâhsiz olanlarinizi, nikâhlayin" buyurarak, bekârlarin evlendirilmelerini topluma, idarecilere ve bir is yerinde sürekli çalisan isçilerin patronlarina yüklemektedir. Nüfusun artmasini arzu edenler ne etmeli, etmeli mutlaka toplumda ki bekâr sayisini azaltmalidirlar. Bu ayni zamanda zinanin azaltilasi manasina da gelecektir. Zira ya nikâh veya zina… Bu konuda gençlerimiz için baska bir tercih var midir?
Dogum kontrol aletleri, haplari eczanelerde ancak reçete ile satilmalidir. Saglik ocaklarinin bu konudaki ücretsiz uygulamalarina artik son verilmelidir.Bir cinayet olan "kürtaj" mutlaka yasaklanmali, ancak annenin hayatinin tehlike arz ettigi durumlarda yapilmasina izin verilmelidir. Ülkemizde "Sezaryenle dogum" yapan hanimlarin sayisi yüzde 60 tan (Bakan Recep Akdag) normal yüzdeye yani yüzde 10 civarlarina düsürülmelidir. Müslüman aileler, Peygamberi Zisan efendimizin sözlerine kulak vermeli, "Evlenin ve çogalin. Mahserde sizin çoklugunuzla övünecegim" buyuran Allah Resulüne, bu imkâni tanimaya gayret etmelidir.
Allahin (c.c) verdigi zenginlikler farkli farklidir. Mal bir zenginliktir. Sihhat ve ilim birer zenginliktirler. Gençlik ve nefer de birer zenginliktirler. Ama unutulmamalidir ki evlat ta bir baska zenginliktir. Yeter ki bu zenginligin farkina varmis olalim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol