Adi bende sakli.
Dileniyordu.
Sarisina yakin…
Kumraldi.
Marketin penceresi dibindeki özel kaldirima ilismisti.
Beni görünce ayaga kalkti.
"Bir ekmek parasi!" gibi bir sey çikti agzindan.
Sol kolumu sevgiyle ve usulca boynuna attim. Çekingen gözlerine baktim.
"Çok yanlis bisey yapiyorsun!" dedim.
Sustu.
"Kaça geçtin?" diye sordum.
"Dörde!" diye mirildandi.
"Baban ne is yapiyor?"
"Insaatçi!" dedi.
Evinin mintikasini sordum.
Alisilmis bir yöreyi gösterdi.
"Yapmamalisin. Dilenmek akli basinda insanlara yakismaz. Senin gibi bir insan için dilenmek son derece çirkin ve utanilacak bir hareket!" dedim
Susuyordu.
"Kim dilendiriyor seni. Annen veya baban dilenmeni istiyor mu?" diye sordum.
Basini hafiften geri atarak, belli belirsiz bir sesle: "Hayir!" dedi.
Inandim.
Özeniyordu belki de alisilmis muhitin çocuklarina.
"Karnin açsa gel sana pogaça alayim. Yer misin?" dedim.
Basini yine geri atarak, "Hayir!" dedi.
"Karnin aç degilse ekmek parasi neden istiyorsun? Bu yaptiginin dilencilik oldugunu biliyor musun?" diye sordum.
Yine sustu.
"Yapmamalisin. Dilenmemelisin. Dilenmek onurlu ve akilli insanlara yakismaz!" dedim.
Çaresiz, yere bakiyordu. Sagir edici suskunlugunu koruyordu.
Sarisindi kumrala yakin.
Bunlari kim dilendiriyordu?
Kirklareli gibi bir sehrin tam da göbeginde…
Kumrala yakin sarisin ama inadina güzel kiz…
Neden dileniyordu?
Herkes sorsun kendine.
Ben soruyorum.
Evet, kendime soruyorum. Neden?
Kirklarelili oldugu kusku götürmeyen…
Belki benim komsu köylerimden bir evlât.
Gerçekten anasinin babasinin haberi yok muydu?
Peki, üç bes kurus alip evine mi götürecekti?
Götürürse sorulacak miydi nereden buldugu?
Sorulacak miydi?
Bunun sonu nereye varacakti?
O, kumrala yakin, beyaz tenli, sarisina çalan küçük ve güzel kiz…
"Lütfen bundan vaz geç. Bir daha da yapma!" dedim.
Dinler mi?
Yarin ayni yerden geçerken o güzel kizi, o, sarisina yakin, beyaz tenli kizi dilerim ayni noktada görmem.
Yoksa…
Yaralanirim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol