Türk ulusunun var oluşunun en büyük sebeplerinden biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 100. yıldönümü, Kırklareli Rektörlüğü Kültür Merkezi'nde "Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Programı" kapsamında Remzi Yapıcı Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerinin hazırladığı oratoryo gösterisi ile son buldu...
Çanakkale Savaşları Zaferi'nin 100. yıldönümü münasebetiyle, Kırklareli Remzi Yapıcı Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri bir oratoryo gösterisi düzenledi. Dün saat 14.00'da Kültür Merkezi'nde gerçekleşen programa, başta Kırklareli Valisi Esengül Civelek olmak üzere, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bekir Koçak, Kırklareli Belediye Başkan Vekili Sedat Bilgiç, Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Mustafa Aykaç, Vali Yardımcısı Aslı Aynaoğlu Kuzulu, Kırklareli İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ziya Eser, Kırklareli İl Defterdarı Sacide Şakar, Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Korkmaz, kamu kurum ve kuruluşlarının şube müdürleri ve personeli ile birlikte çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını Kırklareli Remzi Yapıcı Sosyal Bilimler Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Güvenç Köroğlu yaptı. Köroğlu; "Bugün (Dün), 1915 Çanakkale Zaferi'nin l00. yıldönümü. 18 Mart 2002 tarihinden itibaren bugün "Şehitler Günü" olarak kabul edilmiştir. Şehitlerimiz vatan toprakları üzerinde bağımsız yaşamamızın teminatları, kahramanlarımızdır. Vatan toprakları üzerinde bağımsızlık ve egemenlik içerisinde bayrak dalgalandırmamızın ve yaşamamızın gerçek kahramanlarını rahmetle ve minnetle anıyoruz. Türk Milleti tarih boyunca var olma mücadelesinden hep başarıyla çıkmıştır ve bugünün güçlü ve saygın Türkiye'sinin temelinde, bu şanlı mücadele ve zaferler yatmaktadır.
Türk Vatan ve Milletinin ebedî varlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmez bütünlüğü ve al bayrağının yüceliği uğruna ülkemizin her karış toprağına kanlarını akıtarak, tarihimize altın sayfalar yazdıran kahramanlarımıza sahip çıkılması, milletimizin tarihine ve mazisine olan bağlılığının bir ifadesidir.
Vatan toprakları üzerinde hür ve bağımsız bir millet olarak yaşamamızın gerçek kahramanları olan başta cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, Çanakkale' de, Dumlupınar' da, Sakarya' da ve vatanımızın her sathında görevlerinin başındayken hayatlarını kaybeden kahramanları rahmet ve minnetle anıyoruz. Çanakkale'de gösterilen kahramanlık yalnızca milletimizin değil tüm dünyanın saygınlığını kazanmıştır."
"Onlar artık bizim evlatlarımız"
Sözlerine son vermeden önce Cumhuriyetimizin kurucu Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerine değinen Köroğlu; "Mustafa Kemal Atatürk dünyada hiçbir liderin yapmadığı bir biçimde ülkesini işgale gelen düşman askerlerini kendi evladı gibi görmüş, onlar için şu sözleri söylemiştir: "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır." Kahraman şehitlerimiz; milletimizin aydınlık zihninde, vefakâr sinesinde ve engin sevgisinde ebediyete kadar yaşayacaktır. Ruhları şad olsun..." diyerek sözlerini sonlandırdı.
"18 Mart 1915 günü 417 gemiden müttefik donanmasının harekatı sabah saatlerinde başlar"
Köroğlu'nun konuşmasının ardından kürsüye gelen ve Çanakkale Savaşları'nın askeri yönünü aktaran Üsteğmen Bayındırhan Kılıç, şöyle konuştu; "Bugün (Dün) tarihe altın harflerle yazılan 20. yüzyılın dehası ve ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih sahnesine çıktığı, Türk Milleti'ne sonsuz güç ve güven veren Çanakkale Zaferi'nin 100. yılını kutlamak, vatan ve bağımsızlık uğruna hayatlarını feda ederek, şahadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi şükranla anmak için burada bulunuyoruz. Çanakkale Zaferi, ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, Türk ulusunun makus tarihini yendiği, tükendi denen bir devletin şaha kalkarak dünyaya meydan okuduğu, düşman zırhlılarına karşı göğsünü siper eden Mehmetçiğin, kahramanlık ve fedakarlığın eşsiz örneklerini vererek anıtlaştığı, cesaret ve ruh güzelliklerinin sergilendiği bir kahramanlık destanı ve nadir bir halk tarihi örneğidir.
18 Mart 1915 günü 417 gemiden müttefik donanmasının harekatı sabah saatlerinde başlar. Birleşik armadanın en donanımlı 100'den fazla gemisi boğazın içine girer. Boğazın içine girerek üç hat halinde tertiplenmiş 18 muharebe gemisi ile başlayan saldırı, Türk bataryalarının yoğun ateşlerine rağmen, öğleye kadar İngilizlerin planladıkları doğrultuda devam eder.
Saat 14.00'te, o ana kadar sürdürdüğü öncülük görevini İngilizlere bırakmaya çalışan Fransız zırhlısı, manevra yaparken Erenköy Koyu'nda Nusret Mayın Gemisi tarafından döşenen ve fark edilmeyen mayınlardan birine çarpında harekatın seyri değişir. Çok kısa sürede 600'ün üzerinde mürettebatıyla batan zırhlının ve sonrasında da ona yardıma gelen gemilerin kaderleri aynıdır. Müttefik donanması mevcudunun %35'ini kaybederek çekilmek zorunda kalır. Sonuç müttefik donanması için tam bir hayal kırıklığıdır. İşgalci güçler Türk askerinden ummadıkları bir direnişle karşılaşmış, bütün planları altüst olmuştur. 18 Mart'ta düşman donanması son şansını kullanmış ve neticesi hüsran olmuştur.
"Kara Harekatı da hüsranla
sonuçlandı"
Sözlerinin devamında, düşmanın planladığı Kara Harekatı'nın da hüsranla sonuçlandığını belirten Üsteğmen Kılıç, "Hazırlanan yeni harekat planına göre çıkarma 25 Nisan sabahı başlar. Düşman bir saat süre ile Seddülbahir ve Kabatepe bölgelerindeki Türk mevkilerini şiddetli ve aralıksız olarak bombalar. Düşman Türk mevzilerinde bir tek canlı bile kalmadığından emindir. Ancak çıkarma başladığı zaman, Türk askerlerinin siperlerinden yaylım ateşi başlar. Arkasından süngüleri ile ölüme meydan okuyan Mehmetler görülür.
Böyle bir cehennemin içinde düşmanın bilemediği, bundan sonra da bilemeyeceği tek şey bir ulusun kaderini değiştiren, vatanları için ölümü seve seve göze alan o yiğit askerlerin mübarek bedenleri ile oluşturdukları siperlerdir. Bilemedikleri, düşünemedikleri siperlerde, İkiz Koyu'nda, 8 kat düşmana pervasızca taarruz eden Yüzbaşı Yusuf Kenan'lar, Ertuğrul Koyu'nda ölene kadar siperleri terk etmeyen Yahya Çavuş'lar, Seddülbahir'de inatla direnen 3. Taburu'nun başında Binbaşı Mahmut Sabri'ler, Arıburnu'nda iki taburuyla, sekiz taburun üzerine atılan 27. Alayı ile Yarbay Mehmet Şevkiler ve askerlerine "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" diyen Kurmay Yarbay Mustafa Kemal vardı" diyerek sözlerini sonlandırdı. Ardından Remzi Yapıcı Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerinin hazırladığı oratoryo gösterisine geçildi. Çanakkale'nin en önemli konularının aktarıldığı oratoryo, izleyenler tarafından ayakta alkışlandı.
"Sizlerle gurur duydum"
Oratoryo gösterisinin son bulmasıyla birlikte bir konuşmaya yapan Kırklareli Valisi Esengül Civelek, duygu ve düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi; "Sevgili gençler. Sizlerle gurur duydum. Tüm içtenliğim ile sizleri kutluyorum. Sizler bugün bizlere, geleceğimiz, güvenimiz, güvencemiz, umudumuz, ümidimiz olduğunu, gerçekleştirdiğiniz mükemmel performans ile gösterdiniz. O kadar hissederek, o kadar duyarak, o kadar kalben ve de inanarak sergilediniz ki performansı, bizleri heyecanlandırdınız, duygulandırdınız. 18 Mart Şehitleri Anma Programı'nı düzenleyen, remzi yapıcı sosyal bilimler lisenin yöneticilerine, tüm öğretmen ve siz sevgili gençlerine bir kez daha teşekkür ediyor ve kutluyorum" ifadelerini kullandı. Program, çekilen hatıra fotoğraflarının ardından son buldu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol