"Definecilik bir umut ve hayal hastaligidir"

Önadim Gazetesi Basyazari, Arastirmaci-Yazar Nazif Karaçam Bulgar Sadik (Sadik Pogdan)in Kirklareli’nde iki ton altinini arayanlarin bir ay kadar süren kazilardan birsey çikmayacagini kazidan önce açiklamisti. Karaçam, Türkiye’de yaygin bir definecilik oldugunu, define arayanlarin sayilarinin da giderek arttigina dikkati çekerek bu konuda muhabirimizin sorusu üzerine sunlari söyledi: “Define, Arapça bir kelimedir. “Toprak altina gömülerek saklanmis para” ve baska degerli seyler demektir.

Defineci ise; “toprak altinda bunlari arayan, bu amaçla kazi yapan” kisidir. Bu isi meslek ve ugras haline getirmis olanlara “Defineci” denir.

Defineciler bir umut ve hayalle definenin pesine düserler. Defineyi bulmak için isaretler, krokiler, haritalar ve birtakim teknik aletler kullanir, para harcarlar.

Çok defa da aradiklarini bulamazlar. Ancak define aramak izine tabi bir istir. Kaçak define aramak suçtur.”

Defineciligin bir umut ve hayal hastaligi ve düskünlügü oldugunu belirten Nazif Karaçam, Trakya’da 30 binin üstünde defineci oldugunun söylendigini, bunlarin içinde ünlü kisilerin de bulundugunu belirterek, sözlerine sunlari ekledi:

“Kirklareli eski Milletvekillerinden rahmetli Orhan Türkkan’in defineci oldugu söylenirdi.

 Onun basinda çikan bir açiklamasinda; Demirköy’de Voyvoda’nin 7.5 ton altini bulundugunu, onu aradigini söyledigini hatirlarim. Bulgar Sadik’in iki ton altini masali da buna benzemektedir.

Defineciler rivayetler, uydurmalar üzerine arama yaptiklari için elleri bos dönmektedirler. Para ve zahmetleri bosa gitmektedir.

Kaçak define arayanlarin ise tarihi mekan ve eserlere, binalara verdikleri zarar, yaptiklari tahribat korkunç dereceye varmistir.

 Birçok tarihi miras bu yüzden yok olup gitmistir. Definecilik yüzünden malini mülkünü kaybedenler de çok olmustur.

Kumar gibi bir hastaliktir. Bu bos hayale, bos umuda kapilmamak gerekir.”