Dedeoglu, "Türkiye sulak alanlar bakimindan Avrupa ve Ortadogu'nun en önemli ülkelerinden biri"

Hakan Dedeoglu, "2008 yili Dünya Sulak Alanlar Gününün ana temasi "Saglikli Sulak Alanlar Saglikli Insanlar" olarak belirlendi" dedi.
02 Subat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle bir açiklama yapan, Lüleburgaz TEMA Vakfi Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, "Ormanlara zarar vererek, nehirler üzerinde barajlar insa ederek, sulak alanlari tahrip ederek, iklimin istikrarini bozarak, karmasik bir ekolojik güvenlik aginin iplerini çözmekteyiz" dedi.
Dedeoglu, daha sonra konusmasinda sunlari kaydetti; "Sulak alanlarin bozulmasi demek sagligimizin da bozulmasi demektir. Eger sulak alanlarimiz saglikli olursa içme suyumuz da, gidamiz da saglikli olur. Gelecek kusaklara sürdürülebilir bir yasam ve gelecek birakmak istiyorsak sulak alanlarimizi korumali ve sahip çikmaliyiz.
Dünya Sulak Alanlar Günü, Ramsar Sözlesmesi olarak bilinen "Sulak Alanlarin Korunmasi Sözlesmesi", 1971 yili Subat ayinda Iranin Ramsar kentinde imzalandi. Sözlesmenin imzalandigi 02 Subat tarihi, sulak alanlarin korunmasinin önemine kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yilindan bu yana "Dünya Sulak Alanlar Günü" olarak kutlanmaya baslandi. Türkiye Sulak Alanlar Bakimindan Avrupa ve Ortadogunun En Önemli Ülkelerinden Biri. Türkiye, Ramsar Sözlesmesine 17 Mayis 1994 ten itibaren resmen taraf oldu.
Sulak alanlar bakimindan Avrupa ve Ortadogunun en önemli ülkelerinden biri olan ülkemizde, toplam alani 1 milyon hektarin üzerinde, 250 civarinda sulak alan bulunmaktadir. Bu alanlarin 9u (Sultan Sazligi, Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Manyas (Kus) Gölü, Göksu Deltasi, Akyatan Lagünü, Kizilirmak Deltasi, Uluabat Gölü ve Gediz Deltasi) Ramsar Listesine dahil olmak üzere 71i uluslararasi öneme sahiptir. Ne yazik ki 1960li yillardan bu yana Amik, Gavur, Sugla, Kestel, Emen, Avlan gölleri gibi 1 milyon 300 bin hektarin üzerinde sulak alan kurutularak tarim, sanayi ve yerlesim alanlarina dönüstürüldü. Derinlikleri genelde 6 metreye kadar olan sig göl, lâgün, deltalar, korunakli kiyilar, su dolasimina sinirli olan bölgeler sulak alan olarak nitelendirilir.
Sulak alanlar, yerli ve kitadan kitaya göç eden milyonlarca göçmen kusun okyanuslari asmadan önce yumurtlama, yavru çikarma ve mevsimlik yasama yerleri oldugu için, ekolojik açidan son derece önemli habitatlardir. Sulak Alanlarin Bozulmasi Demek Sagligimizin da Bozulmasi Demek, Içinde bulundugumuz yüzyilda, dünya sulak alanlarinin % 50si sazliklarin kesilmesi, tarim amaçli kurutmalar, sanayi kirliligi, içme suyu amaçli kullanimlar, büyük baraj insaatlari nedeniyle yeterli su alamama ve yapilasmalar nedeniyle yok edilmistir.
Oysa sulak alanlar, kuslar için yuva olmanin yaninda bulunduklari bölgenin su rejimini ve iklimini dengeleyen, tortu ve zehirli maddeleri alikoyarak ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizleyen, balikçilik, tarim, hayvancilik, saz üretimi ve rekreasyon el kullanimlar açisindan yüksek ekonomik degere bölge ve ülke ekonomisine katki saglayan çok zengin biyolojik çesitlilige sahiptirler. Sulak alanlar ekosistemin bir parçasidir. Yok olmalari ekosistemin bozulmasi demektir."

Paylaş

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol