Dedeoglu, "Su paha biçilemez dogal bir mirastir"

TEMA Vakfi Trakya Bölge Sorumlusu Hakan Dedeoglu, güvenli içme suyunun, katlanilabilir maliyet, adil sunum, verimli ve sürdürülebilir tüketim anlayisina dayali olarak kamu tarafindan saglanmasi gerektigini belirtti.

TEMA Bürosunda, bir açiklama yapan Hakan Dedeoglu, TEMA Vakfi'nin, küresel iklim degisikligi, dünyadaki mevcut su rejimini degistirmekte oldugunu belirterek, sunlari kaydetti;

"Iklim Degisikligi ile Savasim ve Iklim Degisikligine Uyum çatisma ekseninde "Su Yönetimi" ve "Su Üzerine Politika"  bastan asagi yeniden kurgulanmaktadir. Basta su kitligi çeken cografyalarda olmak üzere tüm Dünyada suyun miktarinin ve kalitesinin nasil korunmasi ve suyun nasil sunulmasi gerektigi konusunda farkli politik tercihler gelistirilmektedir. Bu tercihler suyun yönetimi ve su siyasetini uluslararasi alana çekmekte ve bu açidan tekrar düzenlenirken, suya iliskin politik ve yönetsel tercihlerin sosyal/liberal eksende çatismaya girdigi görülmektedir. Bu çatisma alaninda TEMA Vakfi'nin amaci "Su Yönetimine iliskin Politika ve Stratejiler" konulu bildiri araciligiyla; su kaynaklarinin korunmasi ve yönetimi konusunda TEMA Vakfi'nin yaklasimini ortaya koymaktir. TEMA Vakfi'nin Su Yönetimine iliskin Politika ve Stratejiler konulu Manifestosunun temel hedefi; evrensel kabul görecek öncü ve degistirilemez ilkeler ortaya koymak, hem Dünya'da hem de Türkiye'de kamu yönetimlerinin suyun korunmasina ve suya erisilmesine imkan verecek politik tercihlerine ekolojik ve sosyal bir çerçeve çizmek ve kamuoyu destegiyle bu ilkelerin hayata geçirilip geçirilmedigini denetlemektir. TEMA Vakfi olarak Stratejimiz, sundugumuz bu ilkelerin dogal bir miras olarak tanimladigimiz suyun, basta ülkemiz olmak üzere tüm Dünya'da güvenilir sekilde, katlanilabilir bir bedelle, adil bir sunumla etkin, verimli ve sürdürülebilir bir yasami destekleyecek sekilde kamu tarafindan sunulmasina yönelik tüm bilinçlendirme çalismalarini baslatmak, yürütmek ve bu konuda tüm kamu ve sivil örgütlenmelerle isbirligi gelistirmektir. TEMA Vakfi'nin Su Yönetimine iliskin üretilecek politikalarda temel ilkeleri sunlardir: 1. Su sadece insanlara yönelik bir varlik degil, ekosistemdeki tüm canlilara aittir ve onlarin ihtiyaç duydugu miktar ve zamanda adil bir sekilde ulasmalarini saglayacak bir su yönetimi olusturulmalidir. 2. Su dogal bir varliktir ve ona yönelik her türlü karar, islem ve eylemde  "üstün kamu yarari"nin gözetilmesi esastir. 3. Su kullaniminda arzin yönetimi yaninda "suyun mülkiyetinin kamuda olmasi" ve "fiyatlandirma yerine su hizmetlerinin bedellendirilmesi yaklasiminin kabul edilmesi" kosuluyla talebin yönetilmesi yaklasiminin birlikte yürütülmesi desteklenmelidir. 4. Sularin yönetiminde, suyun korunmasi ve kalitesi ile miktarinin artirilmasi söz konusu oldugunda su havzasindaki ilgili merkezi ve yerel tüm idarelerin entegre olmalari mecburiyeti getirilmelidir. Bu yönetim modeline halkin katilimi en yüksek seviyeye çikarilmalidir.  5. Suyun dogal döngüsü ve akisindan elde edilen "ekolojik ve ekonomik katma deger" birbirinden ayri düsünülmemeli; yaban hayati ve su ekosistemlerinin temel ihtiyaçlari yönetsel karar ve eylemlerde kesinlikle göz ardi edilmemelidir. Suyun yönetiminde ve suya iliskin kamusal kararlarda ve eylemlerde sürdürülebilir yasamin tesis edilmesinin hayati oldugu vurgulanmalidir. TEMA Vakfi'nin temel ilkeler dogrultusundaki uluslararasi ve ulusal stratejileri: Su kitligi nedeniyle ülkesini ya da yasadigi yerleri terk etmek zorunda kalan insanlara çevre mültecisi olarak Birlesmis Milletler korumasi getirilmeli ve hukuki statüleri Cenevre Sözlesmesinde bir an önce düzenleme konusu edilmelidir. Su dogdugu ülkenin halkina ait olan dogal bir mirastir. Bu nedenle mirasin nasil kullanilacagina iliskin nihai kararlarda halklarin ve özellikle gençlerin ve kadinlarin da sürece katilimi esas alinmali ve su yönetimleri bu konuda gereken özeni göstermelidir. Saglikli ve yeterli miktarda suya erisme hakkini engellemeye imkan verecek milletlerarasi ticaret anlasmalari ile ulusal ticari düzenlemeler kabul edilemez.  Ancak bu hakkin kullanimi ile, ekolojik yasam ve insan hayatinin temel ihtiyaci olan suyun miktar ve kalitesi düsürülmemelidir. Bu nedenle bu hakkin tesisi ve kullanimindan, suyun bedava sunulacagi anlami çikarilmamalidir. Suyun tedarikinde ilgili kamu idareleri gelire, hane halki sayisina, tüketim miktarina ve tüketim alanlarina bagli olarak kademeli bedellendirme yapmak suretiyle, suyun tasarruflu kullanimini temin edebilmelidirler. Ancak bu bedel su hizmetlerinin kamu eliyle gerçeklestirilmesi için gerekli temel maliyetlerin üzerinde olamaz. TEMA Vakfi'nin temel ilkeleri dogrultusunda Su Politikalari; Su kaynaklarinin korunmasi üzerine Politikalar,

Temiz ve içilebilir nitelikli suya erismeyi temin etmek bir devletin vatandaslarina sunacagi en üstün haklardan sayilmalidir. Bu nedenle Anayasalara bu ilkeyi hak olarak düzenleyecek ek hükümler getirilmelidir. Sularin korunmasi, saglikli ve güvenli sekilde sunulmasi üstün kamu yararindandir. Bu nedenle tüm anayasalarda, yazili diger (mülkiyet, girisim, egitim, ulastirma, haberlesme gibi) hak ve düzenlemelerle çatistigi ya da yaristigi durumlarda suyun korunmasi, saglikli ve güvenli sekilde sunulmasina iliskin hükümlere öncelik verilmelidir. Sularin korunmasi ve su kitligi ile mücadelede basta ülke gereksinimleri öncelikli olmak kaydiyla evrensel hukuk kurallarini da içeren temel su yasalari olusturulmalidir. Suyu korumak ve suyu tedarik etmek bir kamu görevidir; bu sebeple kamu yönetimlerinin bu görevden su hizmetlerinde özellestirmeler yoluyla siyrilmalarinin önü kesilmelidir. Su kaynaklarinin yönetimi üzerine Politikalar; Sular devletin hüküm ve tasarrufunda kalmali ve su üzerinde özel mülkiyet hakki tesis edilmemelidir. Su yönetiminde merkezi idarenin hâkim oldugu yapi yerine, merkezden planlamaya dayali su havzasindaki tüm kamu idarelerini entegre olmaya zorlayacak yeni bir su yönetim modelinin gelistirilmesi ve halkin katilimi ilkesinin geregi sivil örgütlerin, özellikle gençlerin ve kadinlarin da bu yönetim içerisinde aktif görev almalari temin edilmelidir. Havzalar arasi su transferi esas olarak yasaklanmali; sadece ve ancak ivedilik arz ettigi durumlarda ve halk sagligi bakimindan tehlikeli hallerde sinirli olarak müracaat edilecek bir kamusal yöntem olarak ele alinmali, tehlike ortadan kalktiginda ise transfere son verilmelidir. Su yönetiminde arzin yönetimi yaninda, suyun mülkiyetinin kamuda olmasi kosuluyla ve fiyatlandirma yerine su hizmetlerinin bedellendirme sini esas alan bir anlayisla, talebin yönetimine de geçilmelidir. Bunun yaninda, bilinçli verimli ve tasarruflu su kullanimi ve sularin kirletilmesinin önlenmesi konusunda kamusal bilinç gelistirilmeli, suyun tasarruflu kullanilmasini temin edecek kamusal politikalar yalnizca konutlarda kullanilan suyun tasarrufuna yönelik olarak degil, basta tarim olmak üzere sanayi ve diger hizmet sektörlerini de kapsayacak sekilde yeniden tasarlanmalidir. Su yönetiminde iklim degisikligi nedeniyle ortaya çikan su kitligi söz konusu oldugunda olagan su yönetiminden, risk yönetimine geçilmeli ve su kesintilerini de içerecek sekilde kamusal tedbirler artirilmalidir. Burada içme sularina iliskin politikalarla, suya iliskin örnegin elektrik enerjisi temin edilmesi, su ürünleri üretimi, tarimsal sulama faaliyetleri, turizm ve tasimacilik gibi diger sektörel politikalar arasinda olasi çatisma hallerinde öncelik içme suyunun korunmasi ve halka saglikli içme suyu verilmesine odaklanmis hukuki tedbirlere verilmelidir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol