Dedeoglu, Sonuç Bildirgesini açikladi

Istanbul’da gerçeklesen, 1.Bölge'den 38 ADD Subesinden 34'ünün katilarak ortak hazirladigi, Atatürkçü Düsünce Dernegi Genel Merkezi 2008 Yili 9.Bölge toplantisi sonuç bildirgesi,  ADD GYK Üyesi ve 1.Bölge Esgüdüm Sorumlusu Hakan Dedeoglu tarafindan açiklandi.

Istanbul Ilinin, Kadiköy Ilçesi Belediye Baskanligi tarihi Meclis Salonunda gerçeklesen toplanti sonucunda, 1.Bölge'den Atatürkçü Dernegi adina 34 Sube Yönetimi tarafinda hazirlanan sonuç bildirgesinde çok önemli kararlar alindi.           

ADD GYK Üyesi ve 1.Bölge Esgüdüm Sorumlusu Hakan Dedeoglu, tarafindan kürsü'den açiklanan sonuç bildirgesinde sunlar kaydedildi.

"Ulusun Bagimsizligi ve Ülkenin Bütünlügü, Türkiye karsiti iç ve dis güçlerin tehdidi altindadir. Sömürgeci ve yayilmaci emperyalistlerle yerli isbirlikçileri, Sevr planlarini yürürlüge koymak için çabalarini hizlandirmistir. Plan yeni degildir. Askerlerimizi, kamu görevlilerini, ögretmenlerimizi sehit eden hain pusularin arkasinda da sözde Stratejik Ortaklarimiz; ABD ve emperyalizmin diger parçasi AB vardir.

Hedef, etnik ve inanç ayriliklarini körükleyerek ulusal çözülmeye ve bölünmeye yol açmaktir. 1919'daki isbirlikçi, gerici, irkçi, bölücü ve mandaci ortakligin uzantilari bugün isbasindadir.

Türkiye Cumhuriyeti sömürgelesme sürecine sokulmustur. Ülkenin yeralti ve yerüstü kaynaklari sömürgecilerin yagmasina açilmistir.

Uluslararasi tekellerin ve sermayenin önündeki tüm engeller kaldirilarak Türkiye  "Açik Pazar" durumuna getirilmistir. Bir yandan ülke topraklari elden çikarilmakta, diger yandan bagimsizligin, egemenligin güvencesi olan KIT'ler yabancilara satilarak ekonomik egemenlik yok edilmektedir. Gereksiz ve asiri borçlanmalarla, ekonomik bagimlilik pekistirilmektedir.

Büyük Önderimizin de açikça belirttigi gibi, ekonomik bagimsizliktan yoksun olmak, siyasal bagimsizligin da yitirilmesi demektir.

Siyasal iktidar: sömürülmeye ve bagimli olmaya yol açan yasalari; IMF, Dünya Bankasi gibi Uluslararasi Sermaya Kuruluslarinin ve AB'nin istekleri dogrultusunda öncelikli olarak çikarmaya çalismaktadir. Madenlerimiz yagmalanmakta, zengin tarim arazileri ve Kaz Daglari örneginde oldugu gibi dogal zenginliklerimiz yitirilmektedir. Uygulanan rant ekonomisi tüm degerlerimizle birlikte ormanlari da yok etmektedir. Su kaynaklarimiz büyük tehdit altindadir.

Simdi elleri, su ve toprak düzenini saglayan, dünyanin akcigerlerini olusturan Ormanlarimiza uzanmistir. Çikartilan Orman Yasalari ile dogal orman alanlarinin daraltmasina yol açilmistir. Bu olumsuz gidis, hazirlanacak Anayasa ile daha da artacaktir.

Ülkeyi bölüp parçalayacak ve Cumhuriyetin Kurulus Felsefesini olusturan Atatürk Devrim ve Ilkelerinden tümüyle uzaklastiricak hukuksal yapilanma, sözde "Sivil Anayasa" ile gerçeklestirilmek istenmektedir.

Ayrica basta dilimiz olmak üzere kültürel degerlerimiz yozlastirilmakta, Ulus Devletimiz, kültürel alanda da çözülmektedir. Amasya Bildirgesinde belirtildigi gibi "Vatanin bütünlügü ve bagimsizligi" bugün daha da tehlike altindadir Yüce Önder Atatürk'e, O'nun Devrim ve Ilkelerine, Türk Silahli Kuvvetlerine yönelik artarak yapilan saldirilar Türkiye Cumhuriyetinin varligini hedef almaktadir.         Bu amaçla; Atatürkçü Düsünceyi benimseyen Cumhuriyetçi, Ulusalci tüm Siyasi Partilerin, Demokratik Kitle Örgütlerinin, Meslek Odalarinin, Sendikalarin vatan ve cumhuriyet savunmasinda birlik ve bütünlük içerisinde hareket etmesi yasamsaldir.  "Bütün bu durum ve kosullar içinde bile, görevinin Türk Bagimsizlik ve Cumhuriyeti'ni kurtarmak" oldugunun bilincinde olan Türk Gençligi ülkesinin gelecegine sahip çikacaktir.         Yine son yasanan gelismeler göstermektedir ki; birileri uzun süreden beri Türkiye'nin tam bagimsiz, ulusalci yapisini yok etmek üzere girdikleri örtülü/sessiz isgali artik sesli hale getirmeye baslamislardir. Bu kapsamda; Türkiye'nin tam bagimsizligindan, laik yapisindan, Atatürk'ün alti okundan yana olan ve vatanin tüm fabrikalarini madenlerini, tersanelerini, su kaynaklarini hiçbir istihdam yaratmadan yok pahasina yabanci sirketlere satilmasina karsi olanlarin tek bir platformda bulusmasi zorunludur.  Bu sessiz isgallerin amaci; Van Yüzüncü Yil Üniversitesi Rektörü'nün gözaltina alinmasindan, Semdinli Iddinamesine uzanan ve bugüne gelinen süreçte Cumhuriyet kazanimlarina sahip çikan aydinlarimizi birtakim yasadisi örgütlenmeler ile iliskilendirip sindirmeye çalismaktir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti sahipsiz degildir. Cumhuriyet adina yetki kullanan herkes yapilan hukuksuzlugun hesabini, gün gelir hukuk önünde verir. Son söz olarak sunu söylemek isteriz ki, 85 yil önce Mustafa Kemal ve silah arkadaslari tarafindan canlari pahasina kurulan bu ülkeden Mustafa Kemal ATATÜRK'ü, o'nun ilkelerini ve her anlamda (Ekonomik, Siyasal, Kültürel, Sosyal vb...) tam bagimsiz Türkiye'yi yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Sürdürülmeye çalisilan baskici, göz boyamaci ve sindirmeye, korkutmaya kalkismaci tutumlarla; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hata yaptiran siyasilerin, bu çapsiz ve sapkin hatalarin bedellerini, gerçek anlamda ödemeleri kaçinilmaz olacaktir.

Emrinde Cumhuriyet Savcilari bulunan, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkelerinden taviz vermekte sakinca görmeyen ve bundan çekinmeyen iktidarlarin yönetimlerinde degil, tam tersine, Ülkemiz ve Ulusumuz, gelecekteki esenlikli yasam olanagini, kendisinden yana, duyarli aydinlarin yilmaz durus ve girisimleri yolu ile yakalayacaktir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol