Dedeoğlu: "Avrupa’da tarımın anavatanı Kırklareli"

"Kırklareli'de 24 yıldır devam eden Aşağıpınar arkeolojik kazılarında, Avrupa'da tarım hayatının temellerinin Trakya'da atıldığı tespit edildi" diyen Lüleburgaz'dan CHP'li aktivist Hakan Dedeoğlu, yapılan bu çalışmaları değerlendirdi. 

Baştarafı Sayfa 1’de
Dedeoğlu açıklamasında şunları kaydetti;
"21 Ekim 2016 günkü Görünüm Gazetesi’ndeki haberde; bölgede ilk yerleşimin, M.Ö. 6200'lere, yani günümüzden 8200 yıl öncesine dayandığı ifade edilmiş. Kırklareli'de temelleri atılan tarımın Aşağıpınar üzerinden hızla Avrupa'ya yayıldığı belirtilmiş.
Bilimsel olarak sürdürülen çalışmalar sonucunda ortaya konulmuş olan bu gerçeği, gönüllü arkadaşlarım ve bize kulak veren tüm yönetim unsurlarıyla birlikte, ortalama 30 yıldır "Trakya tarım toprakları amaç dışı kullanılamaz" temelinde anlatmaya çalıştık. Bu noktada, doğal varlıklarımızın geleceğine yönelik mücadelemiz binlerce yıl geçmişe dayanan bu bilinçten kaynaklanmaktaydı. Başta Kırklareli olmak üzere ülkemizin yönetiminde görev almış kişilerin temelde bu gerçeği dikkate almaları ve Trakya’nın verimli topraklarının talan edilmesine müsaade etmemeleri gerekmektedir. Bu yanıyla çalışmaları yöneten değerli bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan olmak üzere emeği geçen herkesi candan tebrik ediyorum.
Bu noktada, insanın aklına bir başka soru da ister istemez geliyor: Yıllardır Avrupa Birliği’ne girme mücadelesi veren bir anlayışla siyaset yapanlar bölgemizin gerçeklerini görmezden gelerek nereye varmak istediler ya da istiyorlardı acaba? Kendi varlıklarımızın değerini bilmeyenlerin bu ülkenin geleceğine artı değer katmaları mümkün değildir. Siyasi iktidarlar her akıllarına geleni yapmaya çalıştıkça içinden çıkılmazlık artmakta ve bölgemiz sorunlar içinde yok olmaktadır. Oysa bu verimli topraklar yıllarca hayvancılık adına mera-çayırlık olarak, tarım adına da topraklarının itinayla korunduğu önemli bir bölgemizken özellikle son 30-40 yıldır güya modernleşiyoruz derken yok edilen bir anlayışa kurban ediliyoruz. Bu yüzden 24 yıldır çalışmalarını itinayla sürdüren kazı yetkililerine destek vermek ve çalışmaları hızlandırmak gerekmektedir.
Bir başka değerli bilim insanı Prof. Dr. Doğan Kuban 12.10.2016 günkü yazısının son bölümünde söylediği gibi "Türkiye Cumhuriyeti Avrupa’ya alışveriş için giden turistler gibi davranamaz," davranmamalıdır. Geçmişini bilmeyenlerin geleceği olamaz. Özellikle de karar alıcı pozisyonlardaki siyasilerimizin ve bürokratlarımızın kazı bölgesinde incelemelerde bulunmaları ve bu temelde projeler oluşturmaları gerekmektedir. Trakya toprakları özenle korunmalı ve yıllardan beri vurguladığımız gibi "doğal sit alanı" ilan edilmelidir. Bu güzellikleri kaybettikten sonra kazanma çabası içinde mücadele etmemizin hiçbir anlamı olmayacaktır.
Sonuç olarak; ortalama 8000 yıl öncesinden bu yana bu topraklarda tarım yapılmaktadır. Toprağın ne kadar uzun ve zor bir süreçte oluştuğu gerçeğini dikkate aldığımızda bir karış verimli toprağın önemini daha iyi anlayabiliriz. Bu gerçeği görmezden gelenlerin bu ülkeye faydalı olması mümkün değildir.
Bu noktada, örneğin, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin, Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nün ya da ilgili diğer üniversite ve fakültelerin, toprak ve suyun talan edilmesi karşısında bilimsel olarak mücadele etmesi gerekmektedir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol