DÜRÜSTLÜK YETMIYOR DEMEK KI

Dünya üzerinde kaç kisi varsa o kadar çesit insan vardir. Birbirine en benzeyen ikizlerin bile küçüklü büyüklü ayriliklari olur. Rivayete göre gökten düsen trilyonlarca, katrilyonlarca kar tanesinden biri öbürüne benzemezmis. Katilirim.
Ve, o da benzemiyordu ötekilerin hiç birine. Müthis kendine has bir insandi.
Öbürlerinden bir kaçina benzeyen bir yani vardi yalnizca Dürüstlügü.
Ülkemizin son yarim asirlik yansimasi bize bunu gösteriyor.
"Beni seviyorlar ama oy vermiyorlar!" demis Erdal Inönü.
Çok çarpici, yerine göre çok acitici.
Hep öyle olmadi mi?
Atatürk'ten sonra, Ismet Inönü dönemini bir kenara koyarsak... Altmisli yillarin sonlarindan, yetmisli yillarin ilk yarisindan baslatirsak söylesiyi...
Demirel'i biliriz.
Demirel hakkinda uzun uzun yazacak degilim. Bilen bilir. Bilmeyenler de bilenlere sorar. Hayali ihracatlari, sunta ticaretlerini, aile fotograflarini, yegen, abi, kardes, bacanak muhabbetlerini... En büyük kerameti neydi sayin Demirel'in? Hani, onun için ne derlerdi? "Büyük siyasetçi!"
Yani?..
O zamanlar bir de Ecevit vardi. Onun için de hep "Çok dürüst adam!" dendi.
Günlük yalan üzerine kurmuyordu siyasetini. Temelde hangi hatalari yaptigini filan dillendirmeyecegim. Onu tarih yazacak. Benim su gün diyecegim Hirsizligi, ugursuzlugu, yalanciligi, sahtekarligi, dalaveresi vesairesi yoktu. Siyasal hatalarini bile büyük bir mahcubiyet, büyük bir çekingenlik içinde yapmistir.
Ille ve lâkin, hiç kimsenin rizki girtlagindan geçmemistir.
Öyle mi?
Öyle.
Sonra sagda Özal dönemi. Meshur ANAP dönemi yani.
Bugün konum ANAP dönemi veya Turgut Özal da degil. Zaten onu da bilen bilir. Bilmeyenler yine bilenlere soruversinler, prensleri, prensesleri, hortumlari, ihlalleri, hayal î ihracatlari... Daha fazlasina girmeyecegim.
O aralar yeni bir Inönü çikti ortaya. Kimi Pinokyo dedi, kimi Pembe Panter dedi, herkes bir seyler söyledi. O da sosyal demokrat'ti, Ecevit gibi.
Çok hizli konusurdu. Agzindan çikan sözcüklerin tamami anlasilmazdi. Partisini tek basina iktidara getirememisti ama DYP ile koalisyon olusturmustu ve edilgen güdülgen de olsa hükümet ortagi olmustu.
Döneminde yerel seçimlerde çok büyük bir patlama yapmisti sosyal demokrat oylar. Ülke genelinde ve Istanbul özelinde önemli oranda belediye baskanligi kazanmisti partisi.
Hiçbir kere, zerre kadar yalanciligindan, yolsuzlugundan, arsizligindan-ursuzlugundan söz edilememisti. Elinin altindaki devlet olanaklarini çok zaman kullanmamis, kullandigi yerde de çarçur etmemisti.
Cumhuriyet tarihinin en sempatik, en centilmen, kendine hizmet ettirmeyen, saksakçiligi zerre kadar benimsemeyen klâs bir siyaset adami özelligi sergilemisti.
"Insanlar beni begeniyor ama oy vermiyor!" demisti.
O sirada bir Çiller çikmisti ortaya. O da sag siyasetçiydi. O zamanin sag kesim lideriydi. ABD vatandasi, saibeli esi, Istanbul bogazinda saibeli villalar, örtülü ödenek kara mizahi vesaireler...
Derken Deniz Baykal, sosyal demokrat cenahin parti lideri olarak siyaset arenasinda boy gösteriyor. Ecevit'in ve Erdal Inönü'nün makamina geçiyor. Bugüne dek önüne gelenin elestirdigi, küstügü, kizdigi, yerden yere vurdugu, oy vermedigi Deniz Baykal'in hirsizligindan, namussuzlugundan, kapkaççiligindan, hainliginden kimse söz edemiyor. "Allah için dürüst adam!" deniyor. O da halktan oy alamiyor.
Ve, son dönem.
Son dönemin yorumunu kesinlikle yapmayacagim. Birlikte yasiyoruz. Her gün, her seyi görüyor, gözlemliyoruz.
Sosyal demokrat kanatta üç kisi, Bülent Ecevit, Erdal Inönü ve Deniz Baykal. Hiçbir saibeleri, hirsizliklari, yolsuzluklari yok. Ne hayalî ihracat, ne sunta ticareti, ne hortum, ne sandal, ne kayik, ne yumurta, ne yali, ne çali, ne akraba, ne yegen, ne bacanak, ne yalan dolan... Bu üçüne oy vermiyor toplum. Demek ki, dürüstlük, hirsiz olmamak, arsiz olmamak tek basina yetmiyor.
"Adam çaliyor ama hizmet te yapiyor!" teranesi artik toplumsal ve siyasal yasantimiza bir iyice yer etmis durumda.
Simdi Erdal Inönü'yü sonsuzluga ugurluyoruz. Kendine has siyasal durusu, kimligi, kisiligi, devlet adamligi...
"Beni seviyorlar ama oy vermiyorlar!" özdeyisi de ondan eser kaliyor.
Bu isin bir tilsimi, bir kerameti olsa gerek ya! O, her neyse?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol