Kitap okumada sorunumuz vardir. Bastan beri okumayi gereksiz buluruz. Bu yüzden kitaba mesafeli hatta yabanciyiz. Oysa dünya okuyor, dünyayi okuyor. Bu baglamda okuyan uluslara baktigimizda onlarin Ilerlemis Uluslar olduklarini görmekteyiz. Ilerlemis ulus, insani gelismislikle ilgili saglik, egitim ve refah sorununu yenmis bir ulus demektir.
“Dünya okuyor” dedik. Dünya nerede kitap okuyor. denebilirki insanlar her yerde kitap okuyorlar. Sözgelimi simdi yaz olmasi nedeniyle plajlarda, yolculukta, gölgede oturuken okuyorlar. Okumak için yer ve zaman aramiyorlar. Kitap okuyan bu insanlar Zaman Kullanma Sanati’ni iyi bilen insanlardir. Onlarin hayatinda Bosa Geçen zaman yoktur. Tabii zaman bir isle, bir hareketle geçirenler farkli insanlardir. Bizim insanimizin zamaninin ne kadarini isle, herhangi bir amaca yönelik hareketle geçirdigi henüz arastirilmis degildir. Tembelligi sevdigimiz söylenir ve kahvehanelerin dolup dolup tastiklarin dile getirirler. Bunda gerçek payi vardir. Yüzbine yakin camimiz, 500 bin dolayinda kahvehanemiz vardir. Buna karsilik sayi itibariyle 1250 civarinda kütübanemiz varsa da oraya gidenler çok azdir. Bu durumu mizah haline getirenler olmustur. Adam bir filmde rol icabi alti kisiyi öldürür. Arkadasi bu cesetleri nerede saklayacagini sordugunda, “Onlari kütüphanelerde saklayacagim. Çünkü oralara kimseler gitmez” diye yanitlar. Durum bu.
Gerçi türk insani kitapliklara, kütüphanelerede geç kavusmustur. Cumhuriyet ilan edildiginde Türkiye’nin ancak büyük merkezlerinde kütüphaneler vardi. Türk halki kitabi, dergiyi, gazeteyi, okuma odasini ve kütüphaneyi 1932’de Halkevlerinin kurulusundan sonra görmüstür. Halkevleri 1950’de kapatildiklarinda Türkiye’nin besbin köyünde, kasaba ve sehirlerinde faaiyet halindeydi ve buralara insanlar gidip okuyor, çesitli faliyet alanlarinda kedilerini kendilerini yetistiriyor, gelistiriyorlardi. Halkevleri ve Halkodalari halkin içinden çikmis Halk düsmanlari kapatmislardir. Bir dahada açilmalarini ne Türkiye’nin sagi, nede solu ve ne de Atatürkçü geçinenleri istemislerdir. Daha dogrusu istememislerdir. Biz böylesine de Atatürk’e bagli, Atatürkçülügü savunan insanlariz. Hadi canim sende..
“Akzambaklar Ülkesi Finlandiya” kitabini okumustum Bu kitabi birkaç defa da okudugumu hatirlarim. Cumhuriyetin ilk yillarinda ögretmeni köye bu kitapla gönderirlerdi. Kitap Snelman gibi bir Halk Kahramani’nin ülkücülügünden ve bunun halki, ülkesini degistirmek ülkesini degistirmek için yaptigi çalismalardan, önüne çikan engellerden bahsetmektedir. Orada daha 1910 yillarinda Finlandiya’nin köy ve kasabalarinda kürtüphane bulundugu yazilidir. Durum böyle olunca elbetteki Finlandiya bugün dünyanin en temiz ve en seffaf ülkesi olacaktir. Insanin soracagi geliyor: Bugün Türkiye’yi yönetenler dünyanin bu tür ülkelerinden hiç mi ders almamislardir? Kimi görevli, kimi görev çikartarak dünya ülkelerini dolasanlar gördüklerinden Türkiye’ye uygun olan hangi seyi yapmislardir?
Bir daha söylemek ve vugulamak gerekirse DÜNYA OKUYOR, DÜNYAYI OKUYOR. Bu ifadeyi daha önce de bir yazimda dile getirmis oldugumu hartirliyorum. Ancak tekrari bir eksi degildir. Biz okumasakta dünyanin okudugunu bilmek bir sey ifade eder. Bu vesileyle sunu söylemek de gereklidir. Insanlarimiz kitap okumamalari, okuma özürlü olmalari Türkiye’nin ciddi bir Kültür Sorunudur. Bu gün geri ülkelere bilgi satip gelir elde eden ülkeler vardir. Biz ise Bilgi Ithal eden ülkeyiz. Ileri ülkelerin imal ettikleri teknolojinin nasil kullanilacagini onlardan ögrenmekteyiz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol