DÜNYA KADINLAR GÜNÜ'NDE TÜRK KADINININ SORUNLARI

Bugün "DÜNYA KADINLAR GÜNÜ" nde Türk Kadını'nın sorunlarına eğilmekten daha doğal bir şey olamaz. Bu nedenle kadın sorunlarını gündeme getirmek istiyoruz.
Dünyada kadının yeri standart değildir. İleri ülke kadınları ile geri ülke kadınlarını birlikte ele almak, birlikte potaya koymak yanlış olur. Çünkü dünyada KADIN SORUNU ülkelere göre değişkendir. Bu bakımdan sorunumuzu bağımsız olarak ele almak, irdelemek ve yorumlamak istiyoruz.
Türk kadınının geleneksel olarak üzerine oturduğu bir Kültür Zemini, coğrafya koşulları vardır. Ancak siz bugün kadınlarımızın Ortak Sorunları üzerinde durmak, yeri geldikçe diğer sorunlara göndermeler yapmak suretiyle soruna eğilmek istiyoruz.
Türkiye'de sorun günceldir ve kadın cinayetleridir. Hiç şüphesiz KADIN BEDENİNİ SAHİPLENMEK-KADIN BEDENİ ÜZERİNDE HAKİMİYET KURMAK KADIN CİNAYETLERİ'nin başlıca nedenidir. Erkeksi toplumun geleneklerine ve koşullarına göre yasaların kendisine tanıdığı hak ve özgürlükler kadar özgür ve hak sahibi değildir. Buna göre eş her zaman kadını yönlendirme hakkına sahip olduğu düşüncesindedir. Bu düşüncenin kaynağı gelenektir. Bu nedenle kadın ülkemizde kısıtlı ve sınırlı bir özgürlüğe sahiptir ve bunu da dikkatli kullanmak zorundadır. Erkeğin çizdiği özgürlük sınırını aşması durumunda başına geleceği kestirmek zordur. Bir risk almamak için kadın eşiyle fazla tartışamaz, izin almada ısrarlı olamaz. Büyük ölçüde eşinin isteklerine, buyuruklarına, geleneklerine uymak ve katlanmak zorundadır. Bu, yüzyıllar ötesinden gelen bir aile ve gelenek kültürüdür. Bu durumda kadın eşinin sevmesine, dövmesine koşullanmıştır. Son zamanlarda KADIN CİNAYETLERİ'nin artmasının temelinde kadının yanlışlar karşısında direnmesindendir. Bu dirence kocasının, sevgilisinin fazla bir şey demiyeceği inancı bulunmaktadır. Oysa son zamanlarda bir takım nedenlerle KADINA HAKİMİYET kültürü kımıldamıştır. Erkek kadın özgürlüğünün gerisinde kalmıştır. Çünkü ona göre kadın istediğini yapma, eşini dinlememe hak ve özgürlüğüne sahip değildir. Kadına hesap bu noktaya geldiğinde sorulmaktadır.
Pekiyi, sorunun çözümü yok mudur? Vardır elbet. Kağıt üstündeki kadın-erkek eşitliğinin ve özgürlüğünün eğitim konusu yapılmasıdır. Yaşayan ve kafalarda tortusu bulunan geleneksel Asyatik Kültür'ün kazınması gerekir. Çağdaş anlamda ve insan tabiatına uygun bir YAŞAM BİÇİMİ-YAŞAM ZİHNİYETİ ve EĞİTİMİ verilmesine zaruret vardır. Kadın cinayetlerini önleme tedbirleri kadın cinayetine sebep olan şeyleri kaldırmaktan çok sonuca göre kadını korumaya yöneliktir. Bize göre nedenleri ortadan kaldırmak, erkeğin cinayeti işlemesini frenleyecek sağlıklı düşünmeyi yaratmak için vanayı kapamak gerekir. Her insan sağduyunun sesine kulak vermek, sonucun dehşetinden kaçınmak eğilimindedir. Fakat ne var ki tehlikenin sınırına gelmiş olanların izlenmesi şeklini bulmak gerekir. Zor bir iş ama yine de bir şeyler yapılabilir diye düşünüyoruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol