Kirklareli’ne giriste sag tarafta renkli bir afiste yazan yazi insanin dikkatini çekiyor. KÖFTE KENTI KIRKLARELINE HOS GELDINIZ. YEMEDEN GEÇMEYINIZ. LOKANTACILAR ODASI. Bu güzel yaziyi yazdiran lokantacilar Odasi Baskani Cengiz Kurtisoglu’nu kutladim.
Kirklareli’nin kaderi sanayide Tesvik kapsami iller içine alinmasiyla ve Dereköy Gümrük Sinir Kapisinda günübirlik ticaretin olmasiyla degisebilir. Iktidarin nimetlerinden bir türlü faydalanamadik. Bu yüzden geri kaldik. Kirklareli’nin Lobisi var mi?
Toptanci bakkal agabey Ekrem Tan “Devlet Hastanesi eski doktorlarindan Sabit Tan hastalara tuzu yasaklardi.” dedi. Ingilizler tuzlugun delik sayisini azaltarak tansiyon hastalarini korumayi düsünmüsler belki de... Tuzsuz ekmegi ben çok severim. Diz kapagimdaki agriyi Lüleburgaz’daki baharatçi aktara sordum. “Hardal yagini aksamdan dizkapagina sür. Jelatinli kagitla sar iyi gelir.”dedi.
Eski ögrencim Can Yavas’la okul yillarindan söz ettik. Kirklareli Ekmekçilik Ve Gida San. Ve Tic. Ltd. Sti. Baskani Tahir Baskin’la eski mahalle firinlarini konustuk. TAHIR BASKIN: “1980 yilindan beri firinciyim. Endüstri Meslek Lisesi ve Açikögretim Iktisat mezunuyum. Halkimiza daha iyi hizmet etmek için firinci arkadaslarla beraberiz. Bu konuda iyi bir örnek olursak ne mutlu bize. 1998 yilinda fabrika kuruldu.
2001 yilinda üretime geçtik. Firinci arkadaslarimiz Hüseyin Çilli, Recep Peran, Burhan Karabulut, Suat Karabulut, Isa Avcibasi, Ömer Erkul, Recep Avcibasi, Orhan Karabulut, Emrullah Uzungül, Lütfü Söylemez, Naim Zorba, Tahir Baskin, Mehmet Büyükbayraktar, Ismail Baskin, Mehmet Tonguç” dedi. Rifki Söylemez ile de arada sohbet ederiz. Sohbeti, gönlü güzel halkimin bir parçasi olmaktan mutluyum ben..
Gönlümüzdeki sevgiyi, muhabbeti korumaliyiz. Uluslar sevgiyle, hizmetle, muhabbetle gelisme, kalkinma gösterir..
Aydinlar Sürücü Kursun da Halim Aydin’in yanina ugrarim bazen.. Dostluk, arkadaslik, dayanisma güzel sey be kardesim..
Yasanan somut gerçegin yaninda soyut tarafimizda vardir bizim.. Hayallerimiz ölümsüzdür..Sevgiyi unutmus toplumlar muhabbetini kaybetmistir..
Hayatin ekmek kavgasinda çaliskan, gönlü iyi olan insanlarimiz da var bizim..
Küçük Esnaf eski günlerini ariyor.. Eski piyasalar hareketliydi. Insaat sektörü canliydi. IMF “Kemerleri sikiniz. Memurlara zam yapmayiniz..” diyerek, herseyimize karismak istiyor. Amerika’da bile devlet piyasaya para takviyesi yapiyor. Piyasanin durgunluguna karsi önlemler aliniyor. Devletçilik tartisiliyor.Devletin fabrikalari kapanmaz ve isçi çikarmaz..
Bülent Semerci: “Ruslar Umut En Son Ölür” demisler.
Ümitsiz insan ve toplum olmaz. Herseyin dogru bir çikisi vardir. . Aksam günesi son isiklariyla bizlere gülümserken ates topudur sanki.. Lacivert bulutlar arasindan nar çiçegi ufuklar bir ressamin, bir sairin, bir fotografçinin dikkatini çekmek ister gibidir. Aksamin romantik halini hiç bir seye degismem..
Borçsuz insan yok gibi.. Emekliler Derneginin en son açiklamasinda “ 300 lira bir zam istiyoruz” derken hakliydilar. Yerel Seçimler yaklasirken issizlik, hayat pahaliligi çok konusuluyor. Asirlardir sairler yoksulluk ve hasretin, gurbetin, silanin, sevdanin siirini yazarken efkarliydilar. Çocuklugumdaki kirk parayi, yüz parayi, bes kurusu, on kurusu hatirliyorum.
Göçlerle Türkiye’ye gelen dedelerimiz yoksuldular.
Herseyi birakip Türkiye’ye gelmisler, vatani yüerekten sevmisler.. Onlarin muhabbeti bir baskaydi. O güzel insanlarin torunlariyiz biz.. Komsuluk, arkadaslik, dostluk, dayanisma güzel sey be kardesim..
YAÄzMURDAN SONRA siirim: Hayat nedir/ Ben seni sevdikten sonra/ Bir umuttur hersey/ Hersey sevdaya dairdir/ Biraz gözyasi/ Bazen çoskulu bir bulusma/ Bazen derin hayallerdir/ Uzakta bir yerlerde/ Gökkusagi gülümser/ Yagmurdan sonra/ Yüreginde günesler/ Yildizlar parildar bazen/ Bazen içli bir sarkidir hayat/ Bazen sonsuza kadar direnmektir/ Hayat kavgasinda/ Günes ve yagmur sevisir/ Rengarek gökkusagi altinda/ Bir kilim dokur/ Altin kalpli köylü kadini/ Peçkada ekmek piser../
Selahattin Demiraco
ÜNLÜ TIYATROCU
GAZANFER ÖZCAN’I KAYBETTIK
Büyük tiyatro sanatçisi Gazanfer Özcan’i kaybetmenin üzüntüsünü hepimiz yasarken hüzünlü hikayesine çok üzüldük. 2002 yilinda 30 bin lira olan borcu 2009 da 500 bin lira olmus. Geçen sene 110 milyar ödemis. Kültür ve Turizm Bakani Ertugrul Günay bu duruma çok üzülmüs. Büyük tiyatrocu aramizdan ayrilirken yillarca hepimizi güldürmüstü. 1965-1970 yillarinda üniversitede okurken Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu’nun her oyununa giden arkadaslarim olmustu. Ben de cep harçligimla onlarin tiyatrosuna gitmistim. Ünlü tiyatrocu Yildiz Kenter’in Pempe Kadin eserindeki çizdigi rolde çok basariliydi. Cahit Irgat’i, Sema Özcan’i o oyunda seyretmistim.... Pembe Kadin eserini seyrederken seçkin tiyatrocular çok basariliydilar.
Beyoglunda Kenterler Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu çok ünlüydü... Pek çok tiyatrocu en güzel eserleri sahneye koyup oynuyorlardi. 1961 Anayasasinin getirdigi özgürlük rüzgari toplumu çok olumlu etkilemisti.
Güzel sanatlarin her dali kültürümüzün modernlesmesinde etkisi olmustur.
Osmanli Devleti’nin çöküs döneminde pek çok sair ve yazar yetismistir. Sinasi, Namik Kemal, Ziya Gökalp, Tevfik Fikret, Ziya Pasa, Mithat Pasa; edebiyat akimlari, batililasma, Türkçülük, Islamlasma, Muasirlasma vs. hareketleri etkisini göstermistir.
Yerel seçimlerle ilgili medyatik haberleri okuyoruz. Halkin iradesiyle seçilecek olan Belediye Baskani, Il Genel Meclisi, Belediye Meclis Adaylari, Muhtar Adaylari ile ilgili yorumlar, yerel ve ulusal basindaki haberler dikkati çekiyor..
Önemli olan halkimiza hizmet askidir. Insana, yurda hizmet güzel sonsuz bir asktir...
Esnaf dükkanlarini, çarsi-pazari dolasan Belediye Baskan Adaylari bizim arkadasimizdir. Kirklareli’nin en büyük birinci sorunu sanayide tesvik kapsami iller arasina alinmasidir. Bu gerçeklesirse sanayi alaninda büyük gelismeler olur.Ikincisi Dereköy Gümrük Sinir Kapisinin günübirlik Ticarete açilmasidir. Soframizda ekmegin olabilmesi bunlara baglidir. Bunlar olursa sanayi ve ticaret adamlari Kirklareli’de istihdam yaratabilirler. Kirklareli Valisi H.Avni Cos’un Kirklareli’yi televizyonlarda tanitmasi hosuma gitti.
Hangi partiden olursa olsun. Köylümüz Kirklareli’ne gelirken “kasabaya gidiyorum” diyordu. Eski geleneksel sosyal yapimiz çok degismistir.
Mahalle firinlari tarihe karismistir. Ahsap eski evler apartman oldu.. Yikilan, çöken tarihi binalarimiz var. Yayla Caddesi’ndeki Atatürk’ün 1930 yilinda konustugu Türk Ocagi binasinin çatisi çöktü. Bu tarihi bina yikilip gidecek.
Eski lise binamiz yandi. Dört duvari kaldi. Yerine yeni okul Çamliga yakin yapildi. Kirklareli’nin, Trakya’nin eski tarihi binalarinin bazilari korumaya alindi..
Kentlesirken yok olan tarihi dokumuz insani hüzünlendiriyor..
Trakya’yi gezerken Edirne’de yikilan, dagilan eski evleri görünce içim acidi. Restore edilen evler onurumuzdur.
Kirklareli’de eski vali konagi, bazi camiler restore edildi. Hizirbey (Büyük Camii) Cami’sinde restore hala devam ediyor.
Avrupa tarihi dokusunu olusturan saraylarini, kiliselerini, satolarini, çesmelerini, eski tarihi evlerini korumaya almistir. Restore etmistir.
Geleneklerine bagli Japonlar eski esyalarini çok severlermis. Tarihin derinliklerinden bugüne gelen her eseri korumaliyiz. Kent tarihçisi mimar ve yazar Oktay Ekinci 2008 Hidirrellez Kakava festivalinde 200 Konutlar lokalinde uzun, önemli bir konusma yapmisti.. Her sözü köse tasi gibi önemliydi.. Bu güzel konusma “Türkiye’nin Aydinlik ve Çagdas Yüzü Kirklareli Izlenimleri” kitabimda vardir...
selahattindemiraco@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol